Cemaatin Kürt sorununda aldığı tutumu ve PKK ile yaşadığı gerilimi analiz eden Ruşen Çakır cemaatin "sivil olmayan kanadı" olarak emniyetçi kadrolarının tutumuna dikkat çekti.
Abone olİNTERNETHABER.COM
Gülen Cemaati'nin Kürt sorunu ve Kürt siyasi hareketi karşısındaki pozisyonunu analiz eden Vatan yazarı Ruşen Çakır "Gülen cemaatinin PKK paradoksu" başlıklı yazısında çarpıcı tespitlere yer verdi.
CEMAAT NEDEN PKK İLE DİYALOĞA YANAŞMIYOR?
Kısa süre önce Kandil'de Cemil Bayık ile biraraya gelen Ruşen Çakır "Anlayabildiğim kadarıyla PKK Cemaat ile en azından belli bir diyalog içinde olmak istiyor, ancak söyleminde PKK karşıtlığı giderek daha merkezi bir yer işgal eden Cemaat buna yanaşmıyor." dediği yazısında cemaatin PKK açmazına işaret etti. "Gülen cemaati Kürt realitesini kabul ediyor fakat KSH (Kürt siyasi hareketi) diğer deyişle PKK realitesini kabule yanaşmadığı için yerinde sayıyor, hatta geriliyor." diyen Çakır cemaatin "sivil olmayan kanadı" olarak emniyetçi kadrolarının tutumunun bu alanda belirleyici olduğunu yazdı.
İşte Çakır'ın yazısındaki ilgili bölüm:
CEMAATİN SORUNU ÖZÜNDE KÜRTLERLE DEĞİL
Cemaat'in özünde Kürtlerle bir sorunu yok. Bir gazeteci olarak Cemaat'in Irak Kürdistanı'ndaki okullarını gezdim, çalışanlarıyla konuştum ve yerel Kürt yöneticilerden onlara nasıl baktıklarını da öğrendim. Açıkçası Gülen cemaati 1994'ten itibaren o bölgede çok başarılı bir çizgi tutturmuş durumda. Ve bunun ilk ve en önemli nedeni Kürtleri oldukları gibi kabul etmek, onlara bir şey dayatmaya çalışmamak ve Kürtler arasındaki iktidar mücadeleleri ile güç dengelerini yakından ve akılcı bir şekilde tahlil etmek. Bu sayede Irak Kürdistanı'nda iyice kök salmış durumdalar. Öyle ki IŞİD'in Erbil'in kapısına dayandığı günlerde kenti terk etmeyen az sayıdaki "yabancı" arasında Cemaat okullarının çalışan ve yöneticileri vardı.
CEMAAT PKK REALİTESİNİ KABUL ETMEDİĞİ İÇİN YERİNDE SAYIYOR!
Ama iş Türkiye'ye gelince tam tersi bir stratejiyle karşı karşıyayız. Gülen cemaati Kürt realitesini kabul ediyor fakat KSH, diğer deyişle PKK realitesini kabule yanaşmadığı için yerinde sayıyor, hatta geriliyor. Bu strateji yanlışının ülkemize çok ağır bir faturaya mal olduğunu, yakın zamana kadar süren KCK operasyonlarıyla gördük.
CEMAATİN SİVİL OLMAYAN KANADI KİMSEYİ İKNA EDEMEDİ
Bir dönem AKP hükümetini de Kürt sorununu KSH'ni dışlayarak çözmenin mümkün olduğun ikna etmiş olan Cemaat'in "sivil olmayan kanadı", yaşanan onca şeye rağmen hâlâ yanlışta ısrar ediyor. Bir kısmı cezaevinde olan polis şeflerinin "Biz tam sorunu kökünden çözüyorduk ama hükümet içindeki İran ajanları her şeyi bozdu" tadındaki açıklamaları acaba kimseye tatminkâr geliyor mudur?
...
CEMAATİN ISRARI BENİ ÇOK ŞAŞIRTIYOR!
PKK çizgisinin, Suriye ve Irak'ta IŞİD'e karşı savaşarak bölgesel bir güç olduğunu kanıtladığı, Batı'da hakkında var olan "terörist" algısından hızla arındığı bir dönemde Cemaat'in eski söylemlerde ısrar etmesi, AKP iktidarını KSH ile müzakere ettiği için köşeye sıkıştırmaya çalışması, çözüm sürecini zora sokma ihtimali olan her türlü olumsuzluğu alabildiğine abartması, başkalarını bilmem ama beni çok şaşırtıyor.