Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, cemaate ve paralel yapıya karşı operasyonların AB sürecine maliyetinin sıfır olduğunu söyledi.
Abone olAvrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, cemaate yönelik operasyonların Türkiye’nin AB ile ilişkilerine “sıfır” maliyeti olduğunu söyledi.
Bozkır, AB’nin Türkiye ile müzakerelerde başta 17’nci Fasıl yeni fasıl açmamasıyla bu operasyonlar arasında da bir ilişki olmadığını dile getirdi.
ABD’de her yıl Şubat ayının ilk perşembesi düzenlenen, dünyanın her yerinden dini temsilcilerin katıldığı ve Amerikan başkanlarının da konuşma yaptıkları Ulusal Dua Kahvaltısı’na katılmak üzere Washington’a gelen AB Bakanı Volkan Bozkır, Amerikan Kongresi’nde de Türkiye’nin demokrasi uygulamalarına yönelik eleştiriler nedeniyle bozulan imajını düzeltmeye ve ABD ile AB arasında süren Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) görüşmelerinin Türkiye’ye olumsuz etkilerini gidermeye dönük toplantılar gerçekleştirdi. Temaslarının ardından Türk gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozkır, Gülen Cemaati’ne yönelik yürütülen, Avrupa Birliği tarafından da basın özgürlüğü nedeniyle sert biçimde kınanan operasyonların Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecine maliyetinin “sıfır” olduğunu söyledi.
İMAJ ZEDELENMİŞ DURUMDA
Washington’da ABD Kongresi’nin Türkiye Dostluk Grubu eş başkanları Ed Whitfield ve Steve Cohen, ayrıca TTIP görüşmeleri için kurulan Kongre Dostluk Grubu’nun başkanı Bill Keating ile bir araya gelen Bozkır, düşünce kuruluşu German Marshall Fund’da da TTIP’in Türkiye’ye etkileri konulu bir toplantıda konuştu. Daha sonra düzenlediği sohbet toplantısında bilgi veren Bozkır, “Maalesef bir süredir Türkiye’nin imajı gerek Amerika’dan bakıldığında gerek Avrupa’dan bakıldığında bazı yanlış bilgilerden kaynaklanan, olgularla buluşmayan bir algı oluşmuş vaziyette. Bu imaj zedelenmiş durumda” diyerek temaslarında bu “imajı doğru bilgilerle düzeltmek için çaba sarf ettiğini” dile getirdi.
Bozkır, 14 Aralık 2014’te aralarında gazetecilerin de olduğu Gülen Cemaati ile ilişkili kişilere yönelik polis operasyonunun AB tarafından da basın özgürlüğü ihlali olarak değerlendirilmesi ve bunun sonrasında yaşananlara ilişkin ise şunları söyledi: “Öyle olaylar oldu ki. Türkiye’de hukuk sürecinin gereği bir gelişme yaşandı, iki saat sonra Avrupa Birliği’nden açıklamalar geliyor. Pazar günü olan bir gelişme hakkında beni pazartesi akşam aradılar. (Bozkır arayan kişinin AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn olduğunu söyledi). Türkiye’de bir şey mi oluyor filan diye. Dün konuşsaydık bunu. Pazar günü, 11’de bir açıklama yapacağınıza… Sıcak yatağınızdan kalkıp… Önce bir konuşsaydık. Belki yine aynı açıklamayı yapardınız ama hiç değilse konuşmuş olurduk. Ya nasıl böyle bir şey olur, pazartesi biz buradaydık (Türkiye’de) pazar günü siz nasıl böyle bir süreç başlatırsınız? Dedim ki bizim hukuki sürece müdahil olmamız mümkün değil. Olabilseydik bunu Christmas’ta (24 Aralık’ta başlayan Noel tatili) yapardık, siz de kayak tatilinde olurdunuz.”
17’NCİ FASIL NEDEN AÇILMADI
Bozkır, yapılan operasyonların, Türkiye ve Avrupa Birliği arasında Ekim 2005’ten beri süren müzakerelerde “Ekonomik ve Parasal Politika” başlıklı 17’inci Faslın açılmasına mal olup olmadığı ve Hahn’la yaptığı telefon konuşmasında bu konunun gündeme gelip gelmediği sorusuna “Hiçbir zaman böyle bir şey konuşmadık” şeklinde cevap verdi. 14 Aralık operasyonu ile AB’nin Türkiye ile müzakerelerde yeni bir fasıl açması arasında “hiçbir alaka yok” diyen Bozkır, “Aralık ayındaki Konsey kararını okuyun. 17’inci Fasıl ile ilgili olarak orada açılabilir, diyor. Ne zaman açacaklar. 20 Aralık’ta karar çıkıyor, iki gün sonra Christmas” diye konuştu. Bozkır, Gülen Cemaati’ne yönelik hükümetin yürüttüğü politikanın bahsettiği imaj kaybı açısından Türkiye’ye AB ile müzakere sürecinde bir maliyeti olup olmadığı sorusuna ise “Hayır hiçbir maliyeti olmuyor. Sıfır maliyet” diye yanıt verdi. Ancak Bozkır, “Şöyle bir sıkıntımız var” diyerek ABD Kongresi’nden 88 milletvekilinin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’ye bir mektup yazarak Fethullah Gülen’le ilişkili gazetecilerin gözaltına alınmalarını ve Türkiye’de tutuklanan gazetecilerin sayısının 29’a ulaştığını vurgulayan mektubu eleştirdi ve “29 tane gazeteci diyorsunuz. Var mı isim? Yok, isim yok. O zaman ben diyeyim ki 35. Sen de 22. Böyle bir şey olur mu” diye konuştu.
FASIL AÇMAK KRİTER DEĞİL
Washington’da Amerikan Yönetimi ile herhangi bir teması olmayan Bozkır, 2014 Ağustos ayında atandığı AB Bakanlığı görevinde Türkiye halkına 7 Haziran seçimlerine kadar AB ile müzakerelerde yeni bir fasıl açma sözü verip veremeyeceği yönündeki soruya ise “Fasıl açmak müzakere sürecinin tamamı değildir. Fasıl açmayla AB Bakanı’nın başarısını birleştiren bir psikoloji ilk günümden beri var” diyerek bunun kendisi için asıl başarı kriteri olmaması gerektiğini belirtti. Bozkır, hükümetin Türkiye’de siyasi refomlar gerçekleştirdiğini, AB müktesebatına uyum için 2019’a kadar her fasılda ne yapılacağına dair bir ulusal eylem planı yayınlandığını, ayrıca çıkarılan bir Başbakanlık genelgesiyle bakanlıkların hazırlanan kanunları artık AB Bakanlığı’na sormaya başladığını belirterek “Fasıl açmak bizim açımızdan artık sadece katılım konferansından ibarettir. Başka hiçbir önemi yok bizim için” dedi.