Referandum sonrası öne çıkan Gülen Cemaati ile ilgili ilginç bir değerlendirme ünlü sosyolog Şerif Mardin'den geldi.
Abone ol'Mahalle baskısı' kavramını ortaya atan ünlü sosyal bilimci Prof. Dr. Şerif Mardin, Gülen cemaatini çözemediğini açıkladı.
Mardin 4 ay ABD'de bu cemaatin çoğunlukta olduğu bir okulda kaldığını ancak iç organizasyonunu çözemediğini anlattı. "Teşkilatın yerini almış olan hakiki, yeni bir toplumsal tutkalın ortaya çıkmış olması meselesi" diyen Mardin, onları birleştiren tutkalın incelenmesi gerektiğinin altını çizdi.
NTV'de yayınlanan Yazı İşleri Özel programına konuk olan Mardin, Mirgün Cabas ve Ruşen Çakır'ın sorularını yanıtladı. Mardin referandum sonrası tartışılan konulara ve özellikle de Gülen cemaatine değindi.
CEMAATİN SIRRINI ÇÖZEMEDİM
Mardin, "Hanefi Avcı’nın kitabıyla tekrar gündeme geldi. Her siyasi konuşmada atıfta bulunuluyor özellikle Gülen cemaatine. Cemaatler kimilerinin korktuğu kadar tehdit oluşturup oluşturmadığı konusunda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Cemaatleri yapıştırıcı bir tutkal vardır. Bunun bir iç organizasyona bağlı olması lazım. Amerika’da 4 ay kadar Türk öğrencilerin yüzde 80’inin Gülen cemaatine bağlı olduğu bir yerde kaldım. İç teşkilatlanmasını hiç çözemedim. Bu iç teşkilatlanma aslında tutkal şekli bizim tanıdığımız bir tutkal şekli değil. O bir inanç, bir yakınlaşma, bir yardımla birlikte cemaatin çeperini kurma, bütün onların birlikte olduğu bir tutkal. Bu, yeni üzerinde durulması gereken ve iç teşkilatın yerini almış olan hakiki, yeni bir toplumsal tutkalın ortaya çıkmış olması meselesi. Ve dinin nasıl bu fonksiyonu ifade ettiği veya dine benzer inançların böyle bir tutkalı ortaya çıkarttığını biliyoruz. Onun ben esrarını çözemedim.
FARKLI BİR TUTKAL
Fethullah cemaatine bakıldığı zaman iç organizasyonuna bakmamak lazım onu bulamazsınız. Şimdiye kadar kullandığımız metotlarla araştırılmaya müsait bir tutkal değil. Bir taraftan da Hoca'nın ağlaması bence Türkiye'de çok tesirli olmuş bir şeydir. Çünkü samimiyetini gösteriyor. Türkiye'de yaptığınız bir şeyin samimiyetini gösterdiğiniz zaman karşılık alırsınız.
CEMAAT BULUT GİBİ ÇALIŞIYOR
Cemaatin içindekilerin ne dereceye kadar ideolojik bir eksen etrafında birleştirildiklerini çok iyi çıkaramıyorum. Bizim aletlerimiz, sosyolojik yaklaşımlarımız orada bir teşkilat arar. Cemaatin yapıştırıcısı olan şey neyse, ne sonuç vereceği, kimleri atacağı, kimlerin sonradan peşinden gidip 'sen bizim adamımızdın, çıktın' deyip kimleri araştıracağı şey değil. Cemaatin bulut gibi çalıştığını fakat bulutun içine giren uçaklarında kolay çıkmadığını görüyoruz."
NİYE HEP ERDOĞAN KAZANIYOR?
NEDEN HEP ERDOĞAN KAZANIYOR?
Mardin, "Niye hep Erdoğan kazanıyor?" sorusuna "Bunun tek bir cevabı olduğunu düşünmek gibi bir alışkanlık var Türkiye'de. Tek bir cevabı yok. Bir sınıf meselesi var fakat karışık bir konu. Hem bir sınıf meselesi var hem muhafazakarlık diyebileceğimiz bir şey var onların yan yana olduğu bir durumu tasavvur edemez miyiz?
İki üç sebepten meydana geldiğini düşünemez miyiz? Recep Tayyip Erdoğan’ın karizmasının kültürel kökenleri ile karışan bir tarafı var, onun da etkisi var. Karizması ve aynı zamanda çocukluğundan beri çok iyi bildiği kültürün karışımı diyebiliriz. Dindar kesim, belirli bir sınıftan gelen kesim hepsi kesişen öğeler gibi geliyor bana." yanıtını verdi.
SINIF MESELESİ BAŞKA ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR
"Değişme dinamiğinin içinde mahalle baskısının da yavaş yavaş değiştiğine inanıyorum." diyen Mardin, "Türkiye'de hala bir erkek otokrasisi olduğunu ifade ediyor arkadaşlarım. Doğru fakat onun hakkında da sanıyorum biraz bakmak lazım erkek otokrasisi kendiliğinden olan bir şey doğru fakat belirli sınıflarda ortaya çıkan bir şey midir?
Türkiye'de sınıf meselesi ortadan kalktı. Kimse 'Bu mesele bir sınıf meselesidir' demiyor. Bir sınıf meselesi başka şekilde devam ediyor. Muhafazakarlıkla bir bağlantısı var. Bence bu sınıf meselesinin de irdelenmesi çok önemli." şeklinde konuştu.