Fethullah Gülen, Zaman gazetesine verdiği röportajda hükümeti Gezi Parkı olaylarındaki tavrı nedeniyle eleştirdi.
Abone olGülen, "Bir AVM, bir damla kan eder miydi? Bir can eder miydi?" diye sordu. Gülen, "Baskı şiddet doğurdu, mahalli bir bir mesele devlet güvenliği haline geldi" ifadesini kullandı.
Hizmet Hareketi'nin fani hiç bir güce dayanmadığını iddia eden Gülen, "İlle de bu Hizmet için bir “üst akıl” arıyorlarsa söyleyeyim o, Cenab-ı Hakk’ın istişare ve uhuvvete lütfettiği inayet ve sıyanettir (koruma)." diye konuştu.
Zaman gazetesinde yayınlanan Gülen röportajında hükümetin Gezi eylemlerindeki tavrı eleştirildi. Hükümetin azınlığa ve muhalefete karşı tahammülsüz olduğunu savunan Gülen, sözü Gezi eylemlerine getirerek şunları söyledi:
KUTUPLAŞTIRMAYI TEHLİKELİ BULUYORUM
Diğer yanıyla da Türkiye’de toplum katmanlarını, farklı aidiyetleri birbiriyle kutuplaştırmayı çok tehlikeli buluyorum. Ateşle oynamak gibi bir şey. Bir ebeveyn, aile fertleri hangi görüşlerde olursa olsun, birbirlerine karşı nasıl kışkırtır? Biz kökleri yüzyıllara uzanan büyük bir aileyiz. Birbirimizin düşünce ve aidiyetlerini kavga vasıtası yapamayız. Herkes bir başkasının farklı konumuna saygı duymalı. Söz ve ifade hürriyeti inhisar altına alınamaz. Ekseriyetin ses ve sözü ne kadar saygıdeğer ve dikkate şayan ise azınlığın ses ve soluğu da o kadar kıymetli ve takdire şayandır. Kitleleri sıkboğaz ederseniz içtimai fay hatlarını kırarsınız. Ve bu da hiçbir siyasi getiri için göze alınacak bir bedel değildir.
Arınç söylemişti Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, 17 Aralık sürecini gazetecilere anlatırken üst aklı gündeme getirmişti. İşte o diyaloglar: |
NABIZLARI TUTULUP DERTLERİ DİNLENEBİLİRDİ
Gezi sürecinde maalesef bu oldu. Demokratik talepler oldu, çevre duyarlığıyla masumane bir şekilde başlayan, yeni tabirle, eylemler oldu. Hoşgörüyle yaklaşılabilirdi. Gidilip nabızları tutulup dertleri dinlenebilirdi. Tam tersine şiddetle bastırıldı. Oraya yapılacak bir AVM bir damla kan eder miydi? Bir can eder miydi? Tabîî bu baskı şiddet doğurdu, mahalli bir mesele devlet güvenliği haline geldi. Sahneye kargaşa için firsat bekleyen şekavet şebekeleri de girince o günlerde çok endişe ettik. Dünyanın her yanında arkadaşlarımız duaya durdular. Hacet namazları kıldılar. Gel gör ki bu hadiselerin arkasında bile cemaat parmağı var denildi. Allah, insaf ve izan versin.
FANİ HİÇ BİR GÜCE DAYANMIYOR
Cemaatin yabancı istihbaratların güdümünde olduğu iddialarına cevap veren Gülen, cemaatin üstünde 'üst akıl' arayanlara böyle cevap verdi:
"İlle de bu Hizmet için bir “üst akıl” arıyorlarsa söyleyeyim o, Cenab-ı Hakk’ın istişare ve uhuvvete lütfettiği inayet ve sıyanettir. Fani hiçbir güce dayanmayan bu Hizmet, O’nun inayetiyle mesafe aldı ve O himaye ettiği müddetçe kimse ona zarar veremeyecektir. Mümin, temkin insanıdır. Yalan yanlış bilgiler doğrultusunda kardeşleri hakkında gıybet etmez, suizanda bulunmaz, iftirayı etrafına taşımaz."