BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  MEDYA

Gülen cemaati Erdoğan'a güvenmiyor

Vatan yazarı Ruşen Çakır, köşesinde Gülen Cemaati'nin Başbakan Erdoğan'a güvenmediğini bu nedenle de sürece mesafeli olduğunu ileri sürdü

Abone ol

Türkiye'de İslamcılık üzerine en çok çalışan yazarlardan biri olan Ruşen Çakır, bugün köşesinde Gülen Cemaati'nin PKK'nın çekilme ve barış sürecine başlangıçtan beri mesafeli yaklaşmasını ve son günlerde sürece yönelik mesafesinin daha da artmasını konu edindi.

Çakır, Cemaatin bu tavrının aldında Başbakan Erdoğan'a tam olarak güvenmemesinin belirleyici rol oynadığı görüşünde.

İşte Çakır'ın köşesinden çarpıcı bölümler:

SUYU BULANDIRMAYA BAŞLADI ÇÜNKÜ...

"Hasan Cemal bir yazısında Gülen cemaatinin sürece bakışı için “mesafeli ama suyu da bulandırmıyor” tespiti yapmıştı ki büyük ölçüde haklıydı. Ancak son günlerde, yukarıda da değindiğimiz gibi cemaatten süreçle ilgili yapılan açıklamalarda suyun bulandığını görüyoruz. “Neden böyle oldu?” sorusuna herhâlde şu cevabı verebiliriz: Cemaat suyun zaten bulanık aktığını düşünüyor!

CEMAAT ÖCALAN'A KUŞKUYLA BAKIYOR BAŞBAKAN'A GÜVENMİYOR

Burada cemaatin, sürecin üç ana aktöründen ikisine (Abdullah Öcalan/PKK ve Hakan Fidan) kuşkuyla bakması, sonuncusuna (Başbakan Erdoğan) tam olarak güvenmemesi belirleyici rol oynuyor. Zaten sürecin merkezine Öcalan’ın alınmış olmasını içine pek sindiremeyen Gülen cemaatinin, gerek Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan İmralı zabıtlarında ortaya çıkan Öcalan’ın kendilerine yönelik suçlamalarından, gerekse Murat Karayılan’ın basın mensuplarına yaptığı açıklamalardan fazlasıyla rahatsız olduğunu biliyoruz. Özellikle Karayılan’ın sözünü ettiği “belgeler” konusunda cemaatin MİT’ten kuşkulandığını da ayrıca görüyoruz.

AKİLLER İÇİNDE TEMSİLCİLERİ YOK

YAZIDA DÜZELME YAPTI
Çakır yazısı gazetede yayınlandıktan sonra gelen uyarılar üzerine internet sitesinde yazı ile ilgili bir de düzeltme yaptı.

Düzeltme:
Yazı yayınlandıktan sonra bazı okurlar Zaman Gazetesi yazarı Mustafa Armağan'ın da akil insanlar heyetinde yer aldığı uyarısında bulundu. Zaman için Pazar günleri tarih yazıları kaleme alan Mustafa'yı “siyasi yazar” olarak algılamadığım için bu hatayı yapmış olmalıyım. Kendisinden ve okurlardan özür dilerim.

Öte yandan akil insanlar heyetine doğrudan cemaat adına konuşabilecek kimsenin alınmamış olması dikkat çekici. Cemal Uşşak Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nda önemli sorumluluklar üstlenmekle birlikte aslen cemaate mensup olmayan, nevi şahsına münhasır bir Nurcudur. Hükümetin Zaman Gazetesi’nden seçtiği tek isim olan Etyen Mahçupyan’ınsa cemaati temsil etme gibi misyonu olmadığı ortada.

BUNDAN SONRA NE OLUR

Cemaatin sürece ilişkin eleştiri ve endişelerini şimdilik burada noktalayıp “bundan sonra ne olur?” sorusunu irdeleyecek olursak tam bir belirsizlikle karşı karşıya olduğumuzu görürüz. Cemaat sözcülerinin dolaylı ve hatta doğrudan çağrı ve uyarılarına rağmen hükümet süreci Öcalan/PKK/BDP ile başladığı gibi yürütmeyi sürdürürse cemaatin sürece olan mesafesi daha da açılacağa benzer.

AK PARTİ ANAYASA SÜRECİNDE O DESTEĞİ KAYBEDER

O zaman hükümet, geri çekilmeden sonraki aşama olan yeni anayasa yapma ve ona bağlı olarak Kürt sorununu çözmeye yönelik demokratikleşme hamleleri sürecinde Gülen cemaatinin katkılarından ve aktif katılımından mahrum kalabilir.

Gülen cemaatinin doğrudan desteğinin ne kadar değerli olduğunu 12 Eylül referandumu ve son genel seçimlerde net bir şekilde gözlemiş olan AKP’nin, bu destekten mahrum kalma riskini değerlendirdikten sonra nasıl bir tutum belirleyeceğini henüz bilmiyoruz.