AKPM Başkanı Linden Gül'e övgüler yağdırdı. İşte Gül'ün konuşması..
Abone olStrasbourg'da bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu'nda bugün bir konuşma yaptı. Gül, Genel Kurul'a hitap eden ilk Türk Cumhurbaşkanı oldu.
AKPM Başkanı Rene van der Linden, 1991 ve 2001 yılları arasında AKPM üyesi olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e övgüler yağdırdı.
Gül'ün hitabından önce takdim konuşması yapan AKPM Başkanı,"Burası bir demokrasi okuluysa, siz buranın en değerli üyelerinden biriydiniz" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Genel Kurul'da yaptığı konuşmanın ardından parlamenterlerin ifade özgürlüğü, Ermeni iddiaları, Öcalan'ın hapishane koşulları gibi bazı konulardaki sorularını yanıtladı.
GÜL'ÜN AKPM'YE HİTABI
Yeni anayasa hazırlığı:
Türkiye'de tamamen yeni bir anayasa hazırlanması veya mevcut anayasanın kapsamlı bir şekilde değiştirilmesi konusunda geniş katılımlı ve canlı bir tartışmanın cereyan ettiğini söyleyen Gül, "Bu tartışma, tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının, düşünce kuruluşlarının, aydınların, basının ve vatandaşların katılımıyla devam edecektir" dedi.
Irak'taki durum ve PKK:
Abdullah Gül, hiç kimsenin Irak'ın toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine saygı göstermeyen alternatif çözüm arayışlarına girmemesi gerektiğini, böyle bir hareket tarzının mevcut durumu daha da karmaşık hale getireceğini belirtti.
Gül, "Irak'taki mevcut durum umut vadetmiyor olabilir. Ancak kimse, mevcut sorunların Irak'ın bölünmesi suretiyle çözümlenebileceği yanılgısına düşmemelidir. Bu, gerek Irak halkı, gerek bölge için olabilecek en kötü senaryodur" dedi.
Irak'taki durumun Türkiye'nin güvenliğiyle de doğrudan ilgili olduğuna dikkat çeken Gül, terör örgütü PKK'nın, Irak'ın kuzeyini güvenli bir sığınak olarak kullanmaya ve Türkiye sınırları içinde şiddet eylemlerinde bulunmaya devam ettiğini hatırlattı.
Gül, Şırnak'ta 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör örgütü saldırısına da atıfta bulundu.
Kültürlerarası diyalog:
Günümüzde ırkçılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm ve dini veya etnik temelde ayrımcılığın birçok alanda arttığını ifade eden Gül, "Tüm dünyada göçmen toplulukları ve özellikle Müslümanlar, 11 Eylül sonrası dönemde önyargı, nefret ve hoşgörüsüzlüğe karşı savunmaz kalmışlardır. Ayrımcılık ve nefretin her çeşidiyle mücadele, güçlü bir siyasi kararlılık ve her alanda proaktif bir tutum gerekmektedir" dedi.
Cumhurbaşkanı, "Benzer şekilde, terör ve aşırılığın herhangi bir din ya da kültürle özdeş tutulmasına karşı çıkmalıyız. Gerçek fay hatları dinler ve kültürler arasında değil, demokrasi ve otoriter rejimler arasındadır" diye konuştu.
İnsan hakları:
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Türkiye'deki insan hakları reformunun Avrupa'dan Ortadoğu'ya kadar uluslararası toplum tarafından geniş ölçüde takdir edildiğini" belirtti.
Reformlar hakkında bilgi veren Gül, "Siyasi Partiler Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu'ndaki değişiklikler, yeni Medeni Kanun ve Ceza Kanunu'nun kabul edilmesi ve yeni Dernekler Kanunu, yasal reformların temel taşları arasında yer almaktadır" dedi.
Her türlü ayrımcılığını yasaklandığını, dernek kurma ve toplama hakkına ilişkin yasal ve anayasal güvencelerin güçlendirildiğini belirten Gül, "İfade özgürlüğüne getirilen sınırlamalar AİHM içtihadına uygun olarak azaltılmıştır. Kültürel ve dini haklar daha da genişletilmiştir" dedi.
İşkence ve kötü muameleyle mücadelenin de diğer bir önceliği teşkil ettiğini kaydeden Gül, "işkenceye karşı sıfır tolerans" politikasınında etkili sonuçlar verdiğini söyledi.
Kıbrıs sorunu:
Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs konusunda Türk tarafının, yerleşik BM parametreleri temelinde ve BM Genel Sekreteri "iyi niyet misyonu" çerçevesinde, Ada'nın yeniden birleşmesini sağlayacak siyasi bir çözümü desteklemeye devam ettiğini söyledi.