Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Avrupa Birliği'ne Kıbrıs konusunda rest çekti: Ya altı ayda uzlaşın, ya KKTC'yi tanıyın.
Abone olCumhurbaşkanı Gül, resmi İngiltere ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Gül'ün Kıbrıs çıkışı yankı bulacak. AB liderlerine Kıbrıs konusunda samimi olmaya çağıran Gül, çözüm için süre tanıdı.
Gül, gazetecilerle sohbetinde İngiltere ziyaretine ilişkin izlenimlerini de dile getirdi. Kendisini en çok etkileyen şeyin ne olduğu sorusuna şu cevabı verdi: "Türkiye'ye gösterdikleri saygı ve bunu açıkça belli etmeleri... Sarayın önündeki bayrakların bir hafta boyunca orada dalgalanıyor olması."
Radikal Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can, Gül'ün Kıbrıs'la ilgili sözlerini köşesine taşıdı.
SAMİMİYSENİZ TAM ZAMANI
"Suriye herkesin gündemi. Mısır’dan da uzun uzun bahsettim. Herkesin Mısır’a yardım etmesi gerektiğini söyledim. AB ile ilgili konuştuk. Burada benim çok öne çıkarttığım konu Kıbrıs’tı. “Başkasıyla konuşmam bunu, siz de garantörsünüz” dedim. Miliband’a da uzun uzun anlattım. Rumların dönem başkanlığı meselesini de söyledim. Adada barış görüşmeleri devam ediyor. Bu göstermelik değil ki. BM Genel Sekreteri adaya gitti, buraya geldi, ocak ayında tekrar toplayacak. Ümit ediyoruz ki mesafe alınır. Adanın birleşmesi ile ilgili. Ben şunu söylüyorum; eğer bu konuda samimiyseniz tam zamanı.
BÖYLE GİDECEK HALİ YOK
2012’nin altıncı ayına kadar ne yaparsanız yapabilirsiniz. Eğer Kıbrıslıları ikna edebilirseniz, şimdi diyeceksiniz. Şimdi yapmazsanız, onlar da bu haliyle bir de başkanlık yaparsa, açıkça söyledim, ben adamın yerine koyayım kendimi, nasıl uzlaşayım? Sonra bize bir şey demeyin. Ondan sonra iki ayrı devlete gider, bizim tanıdığımızı siz de tanımak zorunda kalırsınız. Bizim arzumuz şu, bu senenin sonuna anlaşsınları yeni plan çıksın ve referanduma tabii olsun. Bizim çıkıp da Rumlar AB’ye başkanlık yapmasın diye uğraşmamızın anlamı yok. Onun yerine bunu söylediğimde karşısında söyleyecek bir şey bulamıyorlar. Yapabileceğin bir şey varsa bugün yap. Yapılmazsa böyle gidecek hali yok ya. Straw’un dediği gibi herkes bunu kabul edecek (iki devletli), bunun neticelerine herkes katlanacak diye açıkça söyledim."
TARİHE SAYGI
İngilizlerin tarihe olan tutkunluğuna değinen Gül, ilginç örnekler verdi ve sözü Türkiye'de geçmişe duyulan tepkiye getirdi:
"Bunlarda en çok duyduğum laflardan birisi 'legacy'[tarihî miras]. Bizde çok unutulmuş, değeri bilinmeyen şeyler, halbuki böyle olmamalı. Bugün kimse cumhuriyetten farklı düzen şeklini düşünmez. Ama biz bazen bugüne vurgu yaparken öyle oluyor ki, o büyük geçmişimizi ihmal ediyoruz. Noksanlık... Bu bizde bir kısırlaşmaya neden oluyor. Sanatta, kültürde ortaya büyük insanlar çıkartamıyorsak bunda büyük etkisi var. Bunları keşfetmemiz, kazandırmamız, yeri geldiğinde bunları stilize edip modern dünyaya en iyi şekilde sunabilmemiz lazım. Bizim hazinemiz bunlar, niye sunmayayım? Bazen insan hayret ediyor doğrusu. Her şeyi vasatta ayarlıyoruz. Bu kadar olmaz. Bu, işimize de, binamıza da, şehirlerimize de yansıyor. Ümit ederim bundan kurtuluruz. Öğle yemeği yediğimiz gemi Trafalgar Savaşı'ndaki gemi. 17. yy'dan kalma. O günden bugüne gemi orijinal haliyle duruyor. Savaştan çıkıp bugüne kadar duran tek gemi. Gemiyi ve kaptanı Lord Nelson'un odasını gezdirdiler. Onun bir üniforması var. Burada çok büyük bir ay-yıldız var. Hangi sultan verdi bilmiyorum. Birkaç madalyası var ama en büyük madalya Osmanlı ay-yıldızı. Onlar biliyorlar ve onun için çok saygı duyuyorlar. Yapmacık bir şey değildi. Amiral konuşmasını yaptı, Nelson'un Türk nişanından bahsetti. O kadar insanın içinden tanınması Osmanlı nişanından tanınıp tek kurşunla vurmuşlar diye anlatılır. Amiral'e sordum. 'Kesin bir şey söylemek mümkün değil, yüzünden de tanınmış olabilir.' dedi.