Fransa'ya gitmeden önce havaalanında basın toplantısı yapan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, İnsan Hakları Danışma Kurulu'nu kapris yapmakla suçladı.
Abone olDışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun tartışmalara yol açan 'Azınlık Raporu'nun dün akşam saatlerinde Başbakanlık'a iletildiğini açıkladı. Kurul üyelerini 'kapris' yapmakla suçlayan Gül, "Raporun ben söyledikten sonra Başbakanlık'a gönderilmesini garip ve düzensiz buluyorum. Hükümet ile sivil toplum örgütleri arasındaki samimi çalışma şeklini zedeleyici çalışmalar kapris ve şahsi çabadır" dedi. Dışişleri Bakanı Gül, 11. Akdeniz Forumu'na katılmak üzere saat 13.40'ta Fransa'nın başkenti Paris'e gitti. Ankara Esenboğa Havaalanı'ndan hareketinden önce bir basın toplantısı düzenleyen Bakan Gül, 11 Akdeniz ülkesinin oluşturduğu Akdeniz Forumu'nda başta Irak ve Filistin'da yaşanan son gelişmeler olmak üzere bölgesel ve uluslararası konuların ele alınacağını bildirdi. Gül, Paris'teki temaslarının ardından Hollanda'nın Lahey kentine geçeceğini ve burada Hollanda Dışişleri Bakanı ile biraraya geleceğini açıkladı. Gül, Hollandalı muhatabı ile 17 Aralık AB Zirvesi öncesinde faydalı bir görüşme yapmayı umduğunu kaydetti. 25 Ekim 2004 Pazartesi günü öğleden sonra Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'a geçeceğini belirten Gül, Prag'daki temaslarının ardından da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başkanı Gerhard Schröder ve Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın katılacağı üçlü zirvede hazır bulunmak üzere Berlin'e gideceğini açıkladı. 'BAŞMÜZAKERECİ BELİRLENMEDİ' Gül, basın toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevaplandırdı. Gül, bir soru üzerine Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye'nin başmüzakerecisini belirleme konusunda henüz bir somut çalışma yapmadığını açıkladı. Müzakere süreci ile ilgili zihni birçok çalışmanın yapıldığını belirten Gül, bu çalışmaların ne yapısal düzeyde ne de isim bazında yürütüldüğünü kaydetti. Bakanlıkta yapılan çalışmanın hükümete ve Başbakan'a sunulacağını, buradan çıkan sonuca göre hareket edileceğini anlatan Gül, basında çıkan haberlerin meseleyi çok konuşulur hale getirdiğini kaydetti. Türkiye'nin başmüzakerecisi olarak ortaya atılan isimlerin spekülasyondan ibaret olduğunu vurgulayan Gül, "Bu tür isim ortaya atılması yıpranmaya da neden oluyor. Yapıcı değil. Ama basının da bazı telkin ve tavsiyelerde bulunması normal. Ancak bakanlığımızın şu an bu konuda herhangi bir çalışması yok" diye konuştu. DANIŞMA KURULU'NA 'KAPRİS' SUÇLAMASI Gül, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun tartışmalara yol açan Azınlık Raporu'na ilişkin eleştirilerine bugün de devam etti. "İnsan Hakları Danışma Kurulu adı üstünde danışma kuruludur" diyen Gül, kurulun Başbakanlık'a bağlı bir kurul olmadığını, Etik Kurul gibi sadece bir danışma kurulu niteliği taşıdığını söyledi. İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun sadece tavsiye niteliğinde raporlar hazırlayarak hükümete sunduğunu hatırlatan Gül, "Hükümette insan haklarından sorumlu bakan ben olduğum için bu raporun da bana verilmesi gerekirdi. Düne kadar bana ulaşmış bir rapor yoktu. Ancak arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre dün akşam saatlerinde Danışma Kurulu azınlıklarla ilgili raporunu Başbakanlık'a göndermiş. Raporu henüz görmüş değilim" diye konuştu. 78 üyeli bir kurulun 24 kişiyle toplanıp karar almasını garipsediğini belirten Gül, azınlık konuların çok hassas olduğunu ve bu konuya kötü niyetli bir yaklaşıldığını dile getirdi. Gül, "78 üyeli bir kurulun 24 kişiyle toplanıp, karar almasını, raporun bize verilmesi gerekirken, basına dağıtılmasını, almadığımı söyledikten sonra da dün akşam Başbakanlık'a gönderilmesini garip ve düzensiz buluyorum. Bu tip konular konuşulabilir. Hükümet olarak sivil toplum örgütleriyle yakın işbirliği içinde olduğumuzu, ülkeyi birlikte yöneteceğimizi söyledik. Hükümet ile sivil toplum örgütleri arasında samimi bir çalışma şekli var. Bunu zedeleyecek çalışmaları kapris ve şahsi çaba olarak görüyorum. Türkiye'nin var gücüyle birbirine yaklaşması gereken bir süreçte, 'Türkiye'de sistematik işkence var' demek yazıktır, yanlıştır. Bu davranışı tasvip etmiyoruz" tepkisini gösterdi. Aykırı fikirlerin de Türkiye'de tartışılabileceğini ve buna yasak konulamayacağına işaret eden Gül, bu tartışmaların kapalı ve şeffaf olmayan ortamlarda yapılmasının hatalı olduğunu söyledi. Gül, raporu okuyup okumadığının sorulması üzerine de, "Geceyarısı oturup da rapor okuyamam. İşim vardı" cevabını verdi. 'YARGITAY'IN DA TARTIŞILMASI DOĞAL' Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, bir soru üzerine Çakıcı-Yargı-MİT ekseninde ortaya atılan iddiaların ardından Yargıtay'a yönelik sistematik bir karalama kampanyasının başlatıldığını söyleyen ve siyasasileri suçlayan Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'ya cevap verdi. Özkaya'nın açıklamalarını garipsediğini belirten Gül, adalete saygı gösterilmesi ve adaletin iyi çalışması gece gündüz çalıştıklarını, aynı zamanda adalet reformunun çıkarılması için de yoğun çaba sarfettiklerini vurguladı. Türkiye'nin ekonomik şartlarının iyileştirilmesi için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Gül, "Adaletin işine falan karıştığımız yok. Türkiye'de erkler ayrılığı perensibinin doğru olduğuna inanıyoruz. Herkesin bir gün adalete işinin düşebileceğine inanıyoruz. Türkiye'de her kurum tartışıldığı gibi o kurum da açık bir şekilde tartışılabilir. Bundan kötü niyet çıkarmamak lazım" uyarısında bulundu.