BIST 9.745
DOLAR 35,22
EURO 36,81
ALTIN 2.978,81
HABER /  GÜNCEL

Gül'den Baykal'a solculuk dersi

Bakan Gül, CHP'nin Avrupa tipi bir sosyal demokrat parti olmadığını belirterek, CHP'nin dünya solunde yerinin olmadığını söyledi.

Abone ol

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB politikaları konusunda hükümeti eleştiren CHP'ye 'ağır ve topyekün' cevap verdi. Gül, "CHP'nin Sosyalist Enternasyonel'de yeri yok. CHP, Avrupa tipi bir sosyal demokrat parti değil" dedi. CHP'nin dönüşümünü sağlayamadığını belirten Gül, "Zamanında Baykal'a Yeni Sol'u söyledim, anlattım ama, dünyanın geldiği noktanın gerisinde kaldılar" dedi.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül resmi ziyaret için Finlandiya'ya giderken ATA uçağında YENİ ŞAFAK Ankara Temsilcisi Erhan Karadağ'ın sorularını cevaplandırdı. Dışişleri Bakanı Gül, Baykal'ın uyguladığı siyasetin yeni dünya düzenine uymadığını söyledi. "CHP'nin muhalefeti AB yoluna zarar verir mi" sorusu üzerine şöyle dedi: "Kendilerine zararları var sadece. Türkiye'ye bir zararları yok. Hatta tam tersine faydası da var. Türkiye'nin çok sesli olduğunu gösteriyorlar. CHP'nin Sosyalist Enternasyonel'de yerinin olmadığını düşünüyorum. Ben bunu uzun süredir iddia ediyorum. CHP Avrupa tipi bir sosyal demokrat parti değil. Türkiye'nin bence en büyük noksanlarından biri Avrupa tipi bir sosyal demokrat parti olmamasıdır."

Baykal'a Blair'i örnek gösterdi

Gül, Avrupa tipi soldan örnek verirken de "Örneğin İngiliz İşçi Partisi lideri Tony Blair; hiçbir zaman manevi değerlere saygısını yitirmemiştir" dedi. Gül'ün sözlerinden bir başka ayrıntı da ortaya çıktı. Baykal, 99 seçimlerinden sonra liderliği bırakıp tekrar döndüğünde "Yeni Sol", "Anadolu Solu" sloganıyla geldiğinde Gül de kendisine yeni sol ve yeni sosyal demokrasi anlayışı konusunda tavsiyelerde bulunmuş:

'İlgilendi ama sözde kaldı'

"Baykal da aslında bir ara çok ilgilendi. CHP liderliğine yeniden geldiğinde yeni sol düzeni dedi, çok ilgilendi ama hep sözde kaldı. Kendisiyle çok konuştum. Ben o zaman hep söylemiştim onlara Kemal Tahirler'i filan. CHP'nin içinde de var aslında bu görüşte milletvekilleri. Ama bu onların bileceği iş. Dönüşümü iyi yapamadılar. Biz kendi dönüşümlerimizi çok daha iyi yaptık. Hem Türkiye'yi hem dünyayı çok iyi algıladık, iyi değerlendirdik. Sol'un kendisini sorgulayıp, realist, hem Türkiye'nin gerçekleriyle hem de çağdaş bir atılıma girmesi lazım. Bu bir kişinin işi değil. Bunu bir kişiye, lidere bağlarsanız eski siyaset anlayışı olur."

Ne asker çekildi ne toprak verildi

AB konusunda pozitif mesajlar veren Gül'ün tek çekincesi Rum kesimi. "Sonuçta masada tanımadığımız bir ülke oturuyor, zorlukları olacak" diyen Gül, bundan sonra yapılacak işleri anlattı:

Ermeni Soykırımı, Kıbrıs gibi konular önümüze gelecek. Nasıl aşılacak?

Siyasi işler müzakere başlayana kadardı. Bundan sonrası teknik. Şimdi AB standartlarını Türkiye'ye başarıyla taşımamız gerekiyor. Tarım, çevre, sağlık, gıda bunların hepsi zor işler. Artık hayatımızı kurallara bağlayacağız. Yok bundan sonra 'ben yaptım sattım alan alır, beğenmeyen almaz' dönemi, 'ben bu yolu yaptım isteyen geçer isteyen geçmez' dönemi bitti.Yanlış şeyleri tartışıyoruz, enerjimizi hayatımızı değiştirecek konulara ayıracağız.

Kıbrıs önümüze gelecek değil mi?

Kıbrıs gibi konuları elbette konuşacağız. Sonuçta tanımadığımız bir ülke var masada. Bunun zorluklarını her zaman göreceğiz. Vay efendim Kıbrıs'ı satıyorsunuz diyorlar. En büyük cevap Talat'ın ABD'ye davet edilmesidir. AK Parti'nin politikalarıyla Kıbrıs'ta 3 yılda neler kazanıldığına bir bakın. Kıbrıslı Türklerin zenginliği arttı, banka gelirlerine, yaşam standartlarına, otomobillerine bir bakın. Son üç yılda neler değişti. Bunların hepsi AK Parti Hükümeti'nin Kıbrıs politikalarından sonra oldu. Talat'ın neredeyse görüşemediği dünya lideri yok. 2 sene önce Denktaş'ı kim kabul ediyordu? Söyleyin bakalım Kıbrıs'tan hangi uçak kalkıp da başka bir ülkeye gitti, Kıbrıs'a ne zaman yabancı heyetler geldi? Amerikan Kongre üyeleri ne zaman ziyaret etti. Bakanlar, elçiler sıraya giriyor. Bu gelişmeler olurken bir tane asker mi çekilmiş ? Bir metrekare toprak mı verilmiş?

Ek protokol Meclis'e gelecek mi?

İmzalanmış uluslararası anlaşmaların prosedürü ne ise, o prosedür işleyecek.

Meclis'e gelecek yani?

Tabii bir şekilde prosedür işler.

Haber: Erhan Karadağ
Kaynak: