Gül için geriye dönüş olamaz artık.. Önüne geçilmesi imkansız bir çığ gibi..
Abone olGül'ün adaylığına karşı çıkanların üslubu onu her geçen gün Çankaya'ya yaklaştırıyor.
En büyük neden ise karşı tarafın 'uzlaşma' adı altında 'dayatma' sunduğu iddiaları..
Bu nedenle dayatmanın panzehiri olarak Gül'ü görüyorlar.
22 Temmuz seçimleri bu desteği daha da artırdı. Sadece muhafazakar insanlar deği liberal ve sosyal demokrat kesimlerin de desteğini alıyor.
Öyle ki AK Partili bakanlar bile 'adayımız Gül' diyor. Seçim meydanlarında Gül'ü ön plana çıkaran Erdoğan, bu tablodan sonra aksini düşünemez..
Olay parti meselesi olmaktan çıktı. Çeşitli meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları için Gül olmazsa olmaz oldu.. 'Gül mutlaka oraya çıkmalı' hedefini kilitlendiler.
Karşı tarafın uzlaşma çağrılarını dayatma olarak gören kesimler için başka çare yok..
Pazar günü üç bakan açıktan 'Gül' dedi. Kimdi bunlar? Faruk Özak, Mehmet Ali Şahin ve Hüseyin Çelik.. Özak'ın sözleri bu hislere tercüman oluyor:
"Türkiye ve dünyada çok seviliyor ve sayılıyor. Türkiye'yi dünyada çok iyi temsil etmiş bir arkadaşımız. Önümüzdeki süreç herşeyi gösterecek. Bizim adayımız Gül'dü. Şu anda da adayımız Gül"
Şahin de benzer cümleler kulladı. Kamuoyundan ve tabandan gelen baskıyı hisseden Şahin, Antalya'da şu beyanatı veriyor:
"Antalya'da altıncı ilçeyi geziyorum. Vatandaşlar ve parti yöneticileri Sayın Gül'ün aday olması gerektiğini belirtiyor."
Erdoğan'ın kamuoyunda gerginlik çıkmaması adına telaffuz edemediği ismi onlar söyledi..
Erdoğan bırakın sade vatandaşı kendi kabine aradaşlarına bile aksi durumu izah edemez..