BIST 9.660
DOLAR 34,57
EURO 36,36
ALTIN 2.912,02
HABER /  POLİTİKA

Gül Türkiyeyi temsil edemez

CHPli Nur Serter; ABD Büyükelçisiyle ne konuştu, Gül'ün adaylığına ne diyor?

Abone ol

CHP İstanbul Milletvekili seçilen eski İÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nur Serter, Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte Serter'in açıklamaları...

- AKP'yi iktidara taşıyan süreçte ABD'nin Ankara Büyükelçisi olan Robert Pearson'la ilgili bir anınız var. Bunu anlatır mısınız?
ABD Ankara Büyükelçisi Robert Person'la, İstanbul Conrad Otel'de görüştüm. Görüşmenin konusu Türk kadınıydı.

Görüşmede Person'un eşi de vardı. Sohbette Türk kadınıyla ilgili görüşlerimizi sordu.

O arada Pearson şunları söyledi: "Geçen akşam Abdullah (Gül) ve eşiyle bizim evde yemek yedik. Eşini de çok severim. Yakından tanıma imkânını buldum. Kendisi çok çağdaş ve entelektüel bir kişi. Ama başı kapalı olduğu için üniversiteye alınmamış. Çok yazık olmuş."

- Peki, sizce Pearson bu sözlerle nasıl bir mesaj vermek istedi?
Bu sözlerinin iki temel mesajı vardı. Birisi Gül'le olan yakınlığına, dolayısıyla da AK Parti'yle olan yakınlığına vurgu yapmaktı. İkincisi de Hayrünnisa Gül'ün başı kapalı olduğu için üniversiteye girememesi konusundaki görüşünü bize iletmekti.

Pearson bizden bu kadar açık yanıtları aldıktan sonra bu defa farklı bir yöntem izledi. Pearson'ın eşi laiklik ve AK Parti'yle ilgili endişelerimizi sordu. Biz yine açıkça hangi endişeleri taşıdığımızı, AK Parti'nin iktidara gelmesi durumunda Türkiye'nin ılımlı İslam devleti modeline sürüklenme riski taşıdığını gerekçeleriyle anlattık. Bizim bu kararlı ifadelerimizden sonra görüşmeyi bitirdik. Vedalaşırken eşi, "Endişe etmeyin. Biz sizlerin yanınızdayız" dedi.

- Siz bu görüşmeden nasıl sonuçlar çıkardınız?
Çok anlamlı bir görüşmeydi.

ABD, "Ben varım. AK Parti iktidarının yanındayım. Abdullah Gül benim için önemli bir kişidir. Çok yakın ilişkilerimiz var. Türban konusunda izlenen politikalar uygun değildir, insan haklarına aykırıdır" mesajını ince bir dille bize vermeyi hedefliyordu. Ama bu sözlerin bizim üzerimizde herhangi bir etki yapması söz konusu bile olamazdı.

-Gül'ün Çankaya'ya çıktığı takdirde bütün verdiği sözlere rağmen tüm Türkiye halkını kucaklayabileceğini düşünüyor musunuz? Yoksa sadece AK Parti'nin cumhurbaşkanı olarak mı kalacak? 

Başbakan uzlaşma arayacağını söyledi. Ama bundan önceki birçok söyleminde olduğu gibi bu sefer de samimi olmadığını ortaya çıkardı. O nedenle TBMM'de temsil edilen siyasi partiler açısından bakıldığında Gül Türkiye'nin bütününü kucaklayacak ve temsil edecek bir kişi değil. Türkiye'nin bütününü temsil edecek ve kucaklayacak bir cumhurbaşkanının hiçbir biçimde ılımlı İslam devletine yönelik gizli planları ve programlarının olmaması gerekiyor.

- Bir de Gül'ün hakkında, kayıp trilyon davasından yargı kararı var. Aynı davadan Erbakan mahkûm oldu, ama Gül milletvekilliği dokunulmazlığına sığınarak bundan kurtuldu. Kimi hukukçular Gül'ün Cumhurbaşkanlığı'na çıktığı takdirde bu davadan yargılanıp mahkûm olabileceğini söylüyorlar...

Bir cumhurbaşkanının yargılanması teamülünün bugüne kadar Türk hukuk sistemi içinde olmadığını görüyoruz. Yargılanabilir olma özelliği devam edecektir ama yargılanmayacaktır. Yani kendisini yargılamaya cesaret edemeyeceklerdir, diye düşünüyorum.