BIST 10.852
DOLAR 32,66
EURO 35,44
ALTIN 2.511,53
HABER /  GÜNCEL

Gül, Saddam ile görüşebilir

Savaşın önlenmesi için Saddam'ın ülkesini terk etmesi halinde bir çok ülke tarafından kabul edilebileceğinin iletildi.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır,Türkiye´nin önümüzdeki günlerde aktif barış diplomasisi kapsamında sürpriz birkaç görüşme daha yapılabileceğini ifade edenrek, Başbakan Gül'ün Saddam ile de görüşebileceğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Yalçınbayır, Bursa Valiliği tarafından düzenlenen bayramlaşma töreninde, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Yalçınbayır, Türkiye´nin NATO tarafından savunulmasına ilişkin ABD teklifini, Fransa, Almanya ve Belçika´nın veto etmesine ilişkin soru üzerine, bu tavrın Türkiye´ye yönelik olmadığını söyledi. Türkiye´nin, bu kararın ardından NATO´daki resmi girişimlerinin, meşru hakkı olduğunu belirten Yalçınbayır, "Türkiye´nin meşru talebinin karşılanmasını dileriz. Umulur ki; bu geciktirici tavır, barışa hizmet eder. Ama, Türkiye´nin meşru haklarını o ülkelerin gözetmesi gerekir" dedi. Yalçınbayır, Fransa, Almanya ve Belçika´nın savaşı istemedikleri için böyle bir tutum içinde olduklarını, ancak Türkiye´nin de bu konudaki barışçı tavrının öteden beri bilindiğini vurguladı. "BAŞBAKAN GÜL, SADDAM İLE GÖRÜŞEBİLİR" Türkiye´nin aktif barış politikası sürdürdüğünü ve önümüzdeki günlerde bu konuda sürpriz birkaç görüşme daha yapılabileceğini ifade eden Yalçınbayır, "Bunların hepsi barışa hizmet edecek çalışmalardır. Gerekirse doğrudan doğruya görüşmeler olabilir. Sayın Gül´ün projeleriiçinde başkaca görüşmeleri vardır. Bunlar kademe kademe yapılacak görüşmelerdir" diye konuştu. Yalçınbayır, bu görüşmeler arasında Irak lideri Saddam Hüseyin´in de olup olmadığı yönündeki sorusuna, "Gerekirse o da olur. Biz Irak´a son derece güçlü bir heyetimizi gönderdik. Sayın Gül, doğrudan doğruya mesajını Sayın Tüzmen ile göndermişti. Doğrudan doğruya görüşmekte de hiçbir behis yoktur. Barışı sağlamakla ilgili herşeyi yapmak durumundayız" yanıtını verdi. ABD Savunma Bakanı Colin Powel´ın, ´´İstanbul Bildirgesi´nin sonuçlarını, Irak´ın da kabul etmesi durumunda savaş sebeplerinin ortadan kaldırılacağına dair beyanı´´nı hatırlatan Yalçınbayır, ´´Savaş dünyada istenmeyen bir haldir. Umarız ki, Irak da buna fırsat verecektir´´ dedi. Yalçınbayır, ´´Savaşın önlenmesi için Türkiye´nin, Saddam Hüseyin´e ülkesini terk etmesi telkininde bulunup bulunmadığı´´ şeklindeki bir soru üzerine de ´´Bunlar dünyada konuşulan hadiselerdir. Sayın Saddam´ın, Irak´tan ayrılması halinde her ülke, bir çok ülke tarafından kabul edilebileceği kendisine iletildi ama bunu değerlendirmek onlara ait bir şeydir" ifadelerini kullandı. ULUSLARARASI MEŞRUİYET ŞARTI Irak´ın şu anda kendisini her türlü denetime açtığını anlatan Yalçınbayır, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Irak, şu an her türlü denetime açık olduğunu ifade etti. Bu çağdaş teslimiyettir. Bu konuda teslim olan ve ellerini kaldırana silahın doğrultulması da pek kabul edilebilir bir hadise değildir. Bizim burada beklediğimiz uluslararası hukukun meşru kıldığı haldir. Bu hem dünya kamuoyu tarafından beklenen, hem de TBMM´de Anayasa´nın 92. maddesine göre karar alabilmemizin ön şartı, uluslararası hukukun meşru kıldığı halin varlığıdır. Şu anda böyle bir halle ilgili herhangi bir gelişme yok." Yalçınbayır, "Bu durumda Türkiye´nin 18 Şubat tarihinde BM kararı olmaksızın ABD askerlerinin konuşlanmasına izin vermesinin mümkün olupolmadığı" yönündeki soruya da şu yanıtı verdi: "Biz daha önce hem Cumhurbaşkanı, hem Başbakan, hem Genelkurmay Başkanı, hem de diğer siyasiler vasıtasıyla şunu söyledik: (Biz uluslararası hukukun meşru kıldığı hal şartını arıyoruz.) (Meşru kıldığı hal) demek, (BM´nin Güvenlik Konseyi´nin 2 nolu kararı ile bunun teyit edilmesi) demektir. Biz bu teyidi bekliyoruz. Böyle bir şart tahakkuk etmedikçe Meclis´ten bunun geçmesi zordur. Çünkü, hepimiz anayasanın üzerine yemin ettik. Anayasa´nın 92. maddesi uluslararası hukukun meşru kıldığı hal şartını arıyor... Barış esastır. Barışı zorlayan savaşı engelleyen uluslararası hukuktur. Bu da doğru bir hadisedir. Biz Anayasa´nın 92. maddesini uygularsak ön şart olan meşruiyet şartını ararız. Meşruiyet şartı yoksa meclisten de böyle bir kararın çıkması anayasaya aykırı olur."