BIST 8.656
DOLAR 34,34
EURO 37,45
ALTIN 3.022,50
HABER /  POLİTİKA

Gül Meclis'ten içeri konuşacak!

Cumhurbaşkanı Gül, “Yaptığımız en köklü reform” dediği Sayıştay Yasası’nı kuşa çeviren hükümete, Meclis açılışında tepki verecek

Abone ol

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Sayıştay Yasası üzerinde hükümetin, sürekli yaptığı değişikliklerle sivil, asker kamu kuruluşlarının harcamalarında şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkesini ortadan kaldırmasından dolayı çok kızgın ve rahatsız olduğu belirtiliyor. Gül’ün, Sayıştay Yasası’nda yapılan değişiklikler sonucu, denetçilerin, Meclis adına devletin harcamalarını gerçek anlamda denetim görevinin artık neredeyse ortadan kaldırılmasına olan tepkisini Meclis’in, 1 ekimdeki açılışında yapacağı konuşmayla dile getireceği öğrenildi. Gül’ün, konuşmasında özelde hükümete genelde de parlamentoya eleştiriler getirmesi bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Gül, geçen mayıs ayında Sayıştay’ın, 150. kuruluş yıldönümü nedeniyle yaptığı konuşmada, demokrasinin olmazsa olmaz kuralı olan şeffaflık ilkesine verdiği önemi şu sözlerle dile getirmişti: “Şeffaflık ve hesap verebilirlik demokrasilerin iki temel şartıdır. Son yıllarda yaptığımız en köklü reformlardan birisi yeni Sayıştay Yasası’dır. Çünkü bu yasa ile sivil, askerî, istihbarat teşkilatları, KİT’ler, belediye şirketleri de dahil olmak üzere devletin bir kuruşunun bile harcandığı her yer, ilk defa Sayıştay’ın denetimi kapsamına girmiş oldu.” Ancak, Gül’ün, “Son yıllarda yaptığımız en köklü reformlardan birisi” diye nitelendirdiği Sayıştay Yasası, reformist niteliğini, daha kanunlaştığı günden itibaren AKP’nin yaptığı düzenlemeler ve bu düzenlemelerde muhalefetin seçici davranıp gerekli güçlü tepkiyi vermemiş olması nedeniyle kaybetmiş bulunuyor.

İLK ADIM İKİ YIL ÖNCE ATILDI

Türkiye’yi açık toplum olma yolunda ileriye taşıyacağı iddiasıyla hazırlanan Sayıştay Yasası, hükümetin yaptığı bir değişiklik ile kamu kaynaklarının verimli, etkin ve tutumlu (VET) kullanılmasını öngören şeffaflığın temel ilkesi ortadan kaldırılmış biçimde 2010 Aralık ayında kabul edilmişti. Böylece, Sayıştay denetçileri, ilk kez askerî ve sivil kurumların harcamalarını Meclis adına otomatik denetim hakkına kavuşmakla birlikte bu kurumlardan, kendilerine ayrılan ödenekleri israf edip etmeyeceklerini soramayacaklar. Diğer bir deyişle, yasa, denetçilerin fonksiyonlarını, denetleyecekleri idarelerin koydukları hedeflere uygun denetim ile sınırlandırmış oldu. Bu da Meclis adına Sayıştay’ın hesap sorma ilkesini ortadan kaldırmış oldu.

YASAYA İKİNCİ DARBE

Yasa, yukarıda belirtilen düzenlemeyle kısmi bir yara alarak çıkmışken, şeffaflık ilkesine yeni bir darbe, haziran ayında torba kanun ile getirilen değişiklik ile indirildi. Hükümet’in, torba kanuna montajladığı Sayıştay Yasası’nda yeni değişiklikler öngören teklifi, Meclis’te, iktidardaki AKP’nin, çoğunluk oylarıyla geçti. 6085 sayılı Sayıştay Yasası’nın, “Denetimin genel esasları” başlıklı 35’inci maddesinde yapılan değişiklik ile Sayıştay’ın denetim yetkisini aldığı Meclis, böylece kendi yetkisini de önemli ölçüde tırpanlamış oldu. Zira yasama organı olan TBMM’nin oluşturduğu hukuka göre uygunluk denetimi yapması gereken Sayıştay, denetlenen kamu idarelerinin yaptıkları genelge, tebliğ türü düzenlemeler ve verdikleri görüşlere göre de denetim yapacak. Bu görüşlerin doğruluğunu sorgulamayacak denetim mekanizması ise denetim olmaktan çıkıyor.

Yasada yapılan bu değişiklik ile denetçilerin, kurumların içinden gelebilecek telkinlerden uzak bağımsız denetim imkânları ellerinden alınmış oldu.

YÖNETMELİK RAFTAN İNİYOR

Üzerinde yapılan değişiklikler ile şeffaflık ilkesi artık hiçbir uluslararası demokratik denetim standardına uymaz hale getirilen Sayıştay Yasası, yakınlarda çıkartılan bir yönetmelikle şeffaflık adına yeni bir darbe daha yedi. Yasa, denetçilerin, askerî ve diğer güvenlik kurumlarının harcamalarına ilişkin yaptıkları denetim sonuçlarının ne kadarının kamuoyu ile paylaşılacağına çıkarılacak bir yönetmelikle karar verilmesini öngörüyordu. Taraf ’ın, askerî ve diğer güvenlik harcamalarına ilişkin denetim raporlarının kamuoyu ile paylaşılmasına önemli ölçüde sınırlama getiren taslak yönetmeliği, birkaç ay önce yayımlaması üzerine başbakanlık bu taslak yönetmeliği tozlu raflara kaldırıp soğumaya bırakmıştı. Aylar sonra söz konusu yönetmelik geçen ay ortalarında yayımlandı. Savunma, güvenlik ve istihbarat ile ilgili kamu idarelerine ait devlet mallarının denetimi sonucunda hazırlanan raporların kamuoyuna duyurulmasına ilişkin olan yönetmelik, Ağustos ortalarında Resmî Gazete ’de yayımlandı ve görüldü ki, vatandaş, vergileriyle beslediği bu kurumların harcama bilgilerine hiç ulaşamayacak. Savunma, güvenlik ve istihbarat kuruluşlarına ait taşınır taşınmaz malların özellik ve miktarlarıyla, bunları nerede, nasıl kullandıkları konusu yine sır olmayı sürdürecek. Bu mallara ilişkin yargılama ve kararlar da gizli tutulacak. Söz konusu yönetmeliğin dar kapsamlı tutulmasında, başbakanlık ve askerler arasındaki işbirliğinin etkili olduğu belirtiliyor.

AB KRİTERLERİNDE ÇOK ÖNEMLİ

Her ne kadar Gül, “Sayıştay Yasası ile sivil, askerî, istihbarat teşkilatları, KİT’ler, belediye şirketleri de dahil olmak üzere devletin bir kuruşunun bile harcandığı her yer, ilk defa Sayıştay’ın denetimi kapsamına girmiş oldu,” dese de yasa üzerinde yapılan değişiklikler sonucu, artık vatandaş vergilerinin nereye harcandığının hesabını soramayacak. Sayıştay Yasası’nın, şeffaflık anlamında artık tanınamaz hale gelmiş olması, Türkiye’nin, AB’ye üyelik fikrinden de giderek uzaklaştığının bir diğer önemli göstergesi. Zira, sivil, asker kurumların, denetçiler tarafından yapılacak denetimi, AB’nin demokrasi kriterleri arasında önemli yer tutuyor.