Gül, AB meselesinin Kıbrıs sorunuyla esir alındığını belirterek, ''bunu doğru bulmuyoruz'' dedi.
Abone olDışişleri Bakanı Abdullah Gül, koskoca AB meselesinin Kıbrıs sorunuyla esir alındığını belirterek, ''bunu doğru bulmuyoruz'' dedi.
Kazakistan'da düzenlenen Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler (CICA) Konferansı 2'nci Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde Türkiye'yi temsil eden Gül, zirvenin ardından gazetecilerin Türkiye-AB ilişkilerine dair sorularını yanıtladı.
Bilim ve teknoloji müzakere başlığının açılarak kapandığını hatırlatan Gül, ''burada halkları hazırlamak için güzel mesajlar vermek, karşılıklı teşviklerin yapılması gerekirken, hiç anlamı olmayan bir yerde Kıbrıs meselesinin bu kadar öne çıkarılması şüphesiz ki bizi çok rahatsız etmiştir. Bir taraftan halkı hazırlayacağız derken, diğer taraftan halkın heyecanını kırıcı davranışlardır bunlar" diye konuştu.
Gül, Başbakan Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmada, AB ile müzakerelerde KKTC'deki limanlar ve havaalanlarıyla ilgili, ''asla ne havalimanlarında ne limanlarda izolasyon kalkmadıkça geri adım atmayız. Bunu herkes böyle bilsin. Bakın çok açık söylüyorum; durursa durur" sözlerini de değerlendirdi.
Bakan Gül, Erdoğan'ın Türkiye-AB müzakerelerine ilişkin son açıklamalarının yeni bir şey olmadığını söyleyerek, anlamı olmayan bir yerde Kıbrıs meselesinin bu kadar öne çıkarılmasının kendilerini çok rahatsız ettiğini vurguladı.
"Türkiye'ye kimsenin baskı yapmaya hakkı yok''
Eğitim ve kültür başlığında ana dilde eğitim konusunun gündeme gelmesi durumunda Türkiye'nin tutumunun ne olacağının sorulması üzerine Gül, "hayır, niye böyle bir olumsuzluk ortaya çıkacakmış ki? Ona bakarsanız en uçuk olumsuzlukları da oturalım konuşalım. Kriterler neyse bunlar yapılacaktır. Türkiye'ye hiç kimse baskı da yapmaz, baskıyapmaya hakkı da yoktur. Türkiye öyle baskılarla hareket edecek bir ülke değildir. Meseleleri bu noktaya getirmemek lazım'' diye konuştu.
Gül, Türkiye'nin AB yolunda daha yapacak işlerinin olduğunu belirterek, ''bu süreç içinde biz de üzerimize düşeni yapacağız. Ama bunları karşılıklı tehdit, baskı veya tarih veriyor gibi adlandırmak çok yanlış'' ifadesini kullandı.