Abdullah Gül'ün çatı adaylığı tartışması sürerken ağır bir yorum Yılmaz Özdil'den geldi. Sözcü Gazetesi'ndeki yazısında Yılmaz Özdil, Abdullah Gül'ü Fethullah Gülen ile aynı kefeye koydu ve bakın neler döşendi;
Abone olAslında Yılmaz Özdil'in yazısı yeni değil. Bugün köşesinde yayınlanmış olsa da Hürriyet Gazetesi'nde 14 Ağustos 2007'de yayınlanmış. O vakitler Abdullah Gül’ün “dindar cumhurbaşkanı” adaylığı tartışma konusuymuş. Şimdi Gül'ün ismi 'çatı adayı' olarak gündeme gelince Yılmaz Özdil 'Ha Abdullah Ha Fethullah' deyip yazıyı yapıştırmış. İşte satırları;
'Valla bana sorarsanız, kulağı tersten göstermenin alemi yok. Dolaylı olarak Abdullah’ı Mabdullah’ı boşverin, gelin direkt Fethullah’ı cumhurbaşkanı yapalım. Neden derseniz? Bi kere adam bekar.
Eşi türbanlıymış türbansızmış derdi kalmaz. Hem böylece “şekerim ben laikim ama Akp’ye oy verdim” diyen şıkıdım liboşlarının gönlü olur.
Ha Abdullah.
Ha Fethullah.
Kafiye gayet uyumlu. Üstelik, Abdullah normal lise mezunu, arkadaşların “dindar” kriterine tam uymuyor, Fethullah ise imam hatipli, cuk oturuyor.
Uzlaşma meselesine gelince… Fethullah’ın Mehmetçik Vakfı’ndan kapı gibi teşekkür beratı var, demek ki asker cenahından sorunu yok, teşekkür etmişler. E Afrika’da okullar açıp, siyahi bebelere İstiklal Marşı falan söylettiği için, Nihat Atsız Türk Dünyası Hizmeti Ödülü de almış, milliyetçilere de uyuyor.
Cumhuriyetçiler desen, Ecevit’le kankaydı, itirazları olmaz.
Ne kaldı geriye?
Said-i Nursi, Said-i Kürdi, Dtp’yi hiç bozmaz. Oldu mu sana dört dörtlük uzlaşma? Oldu.
Başka avantajları da var. Mesela, Amerika’da oturduğu için “Çankaya’da kim oturacak” tartışması külliyen biter, kimse oturmamış olur!
Zırt pırt Washington’a git gel masrafı ortadan kalkar.
Resmi Gazete masrafı da olmaz. Nasıl olsa Fethullah’ın her dediğini yazan gazeteleri var.