BIST 10.039
DOLAR 35,02
EURO 36,78
ALTIN 2.977,76
HABER /  GÜNCEL

Gül füzeler için son sözünü söyledi

NATO zirvesi bugün başlıyor. Füze kalkanı konusunda Türkiye’nin endişelerinin giderildiği, asıl sorunun Rum Kesimi’nin de dahil olduğu NATO-AB savunma işbirliğinde yaşanacağı belirtiliyor.

Abone ol

NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, Portekiz'in başkenti Lizbon'da başlıyor. Toplantıda Türkiye'yi temsil edecek olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yola çıkmadan önce Türkiye'nin tavrıyla ilgili önemli mesajlar verdi.

Gül, "Füze kalkanı projesi tüm müttefik ülkelerin topraklarını kapsamalı. Beklentimiz Türkiye'nin taleplerinin kabul edileceği yönündedir" dedi.

İşte Gül'ün toplantı öncesi verdiği mesajlar:

TÜRKİYE'NİN TALEPLERİ KABUL GÖRMEZSE NE OLUR?

NATO bir savunma örgütüdür, herhangi bir tehdit, herhangi bir taciz etme örgütü değildir. Ve bütün savunulacak ülkelerin, bütün NATO'nun müttefikleri ve NATO'nun bütün üyeleri olması gerekmektedir, Türkiye, bu ilkesel bazda kararlarını alırken önce ulusal menfaatlerimiz, sonra da ittifak dayanışması çerçevesinde bütün bu kararları almaktadır. Bu konuyla ilgili biz Türkiye içerisinde değerlendirmelerimizi geniş bir şekilde yaptık ve bu konunun nasıl ilerlemesi gerektiği konusunda kesin net kararlarımızı NATO'nun ve müttefik ülkelerin yetkilileriyle paylaştık. Beklentimiz bunların hepsinin kabul göreceği çerçevesi içerisindedir ve bu yönde de doğrusu gelişmeler söz konusudur.

TÜRKİYE'NİN İSLAM DÜNYASI İÇİNDE İMAJI ZEDELENİR Mİ?

Bu füze savunma sistemi 2002 Irak zirvesinden bu yana konuşuluyor. Dün başlamış değildir. Herhangi bir ülkenin zikredilmesine burada kesinlikle karşıyız. Zaten bu da kabul görmüştür. Balistik füze kimde varsa veyahut da bundan sonra kimde olacaksa, uzak, yakın kimde olacaksa buna karşı da NATO ülkelerini koruma yönünde bir savunma sistemi geliştirmektedir. Dolayısıyla biz başından beri herhangi bir ülke, İran komşumuz veya başka bir ülke, bunların bu şekilde bir hedef gösterilmesini asla kabul etmeyiz, söz konusu da değildir.

NATO-AB İLİŞKİLERİNİ ETKİLER Mİ?

Aslında bu zirvenin belki de en çok bizim açımızdan tartışmalı geçecek yanlarından birisi budur. Hatta AB ilişkileridir. Konuşmamda da söylediğim gibi 2002 yılında varılan, kabul edilmiş bir mutabakat vardır. Bu mutabakatın devam etmesini istiyoruz. Dolayısıyla ben NATO toplantısına gidiyorum, AB zirvesine gitmiyorum. Bunun da altını çizmek isterim. Burada da orada da zaman zaman NATO zirvelerinde bunları hatırlatma gereği duyarız. Burası AB zirvesi değil, burası NATO zirvesidir deriz. Dolayısıyla NATO zirvesinde NATO'nun bütün üyelerinin, NATO çerçevesinde dayanışma göstermesi çok önemlidir. Bu konuda çok hassasız. Mektubumda da bu konuyla ilgili bütün düşüncelerimi, beklentilerimizi zaten üye ülkelerin başkanlarına ve genel sekretere bildirmiştim'' cevabını verdi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise Radikal gazetesine “NATO bize istemediğimiz bir şey dayatıyor, biz de kabul etmek zorunda kalıyoruz diye bir durum yok. NATO, Türkiye dışında bir güç değil, Türkiye, o gücün etkin bir üyesi. Bizim mutabakatımız olmadan NATO bir karar alacak değil. Biz de Türkiye’nin çıkarlarını savunuyoruz. Görüşmeler sonrası söyleyebilirim ki, mutabakata yakınız.” dedi.