İngiliz Guardian gazetesi, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve 1 Kasım seçimleri ile ilgili tam sayfa bir yazıya yer verdi.
Abone olHDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunan İngiliz Guardian gazetesi, "Selahattin Demirtaş Türkiye’yi iç savaşın eşiğinden kurtarabilir mi?" sorusunun cevabını aradı.
Chistopher de Bellaigue tarafından kaleme alınan yazıda özetle şöyle denildi:
“Türkiye bir nesilin en önemli seçimlerine hazırlanırken, Türklerle Kürtlerin barış içinde yaşayıp yaşayamacakları karizmatik politikacı Selahattin Demirtaş’a bağlı.”
“Demirtaş, Kürtlerin Türkiye’deki siyasi amaçlarının somutlaşmış halidir. Aynı zamanda da şaşırtıcı bir şekilde yeni olan ve batının liberal geleneklerinden gelen kapsayıcı politikaların savuncusudur, öyle ki aslında Ankara’da ona hayran olan bir büyükelçi geçenlerde onu bana ‘Bir Avrupa başkentinde yerini yadırgamayacak tek Türk politikacı’ diye tanımladı. Ama Demirtaş aynı zamanda acımasız silahlı bir hareketin sivil tamamlayıcısı olup bomba ve sandık arasında kalmış bir adamdır.”
“Demirtaş’ın Erdoğan’ın endişelendirmesinin nedenlerinden biri de sadece bir Kürt milliyetçisinden daha fazlası olmasıdır. Tüm Türk vatandaşlarının içinde bulunduğu şartları değiştirip, azınlıklara yetkiler veren ve Erdoğan ile Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 13 yıllık seçim zaferini üzerinde inşa ettiği yekpare ‘ulusal’ kimliğe son vermek istemektedir.”
“Narendra Modi ve hatta Vladimir Putin bile Erdoğan’ın, dini ve etnik farklıklarla ilgili olanlarını değilse bile, çoğunlukçu taktiklerini tanır. Türkiye ezici bir üstünlükle aynı zamanda dindar Sünni olan etnik Türk nüfusa sahip; Demirtaş, kendi doğal seçmeni tanımına uymayanlara da hitap ediyor. 50 milyon seçmenin sandığa gittiğinde Erdoğan ve onun düşüncesindeki Türkiye’nin geleceğini sorgulayacak olmasının başlıca nedeni de Selahattin Demirtaş’tır.”
“Bu ayın başında bir günümü seçim bölgesi olan İstanbul’da Demirtaş’ı izleyerek geçirdim. Birkaç gün önce, onlarca HDP’li ve destekçileri Ankara’da barış gösterisi sırasında IŞİD tarafından olduğu belirtilen ikili intihar saldırısı sonucu havaya uçurularak parçalandı. Ölü sayısı 102 oldu ve bu Türkiye tarihinin en kötü terörist saldırısıydı. Bombaların açık amacı seçimleri kaosa sürüklemekti. Demirtaş, saldırıların danışıklı dövüş olduğunu ileri sürerek devleti suçladı ama kimse bu saldırıların nasıl bir etki yaratacağını bilmiyordu.”
“Demirtaş, kendisini bir yandan devlet ile PKK arasında, diğer yanda da şiddet savunucuları ile şiddet kullanmaksızın direniş taraftarlarının arasında kalmış bir halde buldu. Her ne kadar Ankara’da kendisiyle görüşen diplomatlar ona PKK ile arasına mesafe koymasını söyleselerse de, bunu yapması Türkiye siyasetindeki pozisyonunu zayıflatacaktır.”