BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Grup Yorum İstanbul'u salladı

Grup Yorum kuruluşunun 25. yılında İnönü Stadı'ndaydı. 40 bin insanın beklendiği konserde 55 bin kişi vardı...

Abone ol

İnönü Stadyumu Grup Yorum’un 25’inci yıl konseriyle en kalabalık günlerinden birini yaşadı. 40 bin kişi beklenirken 55 bin kişi geldi. Kalabalık hep bir ağızdan, Yorum türkülerini söyledi.. Milliyet Gazetesi'nden Umut Alphan'ın kaleminden İnönü Stadı'ndan izlenimler:

- Konserde Grup Yorum’a ‘İstanbul Syhmphonic Project’ adlı 60 kişilik orkestra eşlik etti. ‘Cemo’, ‘Haziran’da Ölmek Zor’ ‘Dağlara Gel’ gibi şarkılar   55 bin kişiyle hep bir ağızdan söylendi.   Dev koronun sesinin gürleştiği an ‘Çav Bella’ ile ortalığın inlediği dakikalardı. 

- Venezuela Komünist Partisi Genel Sekreteri Figuara’nın okuduğu destek mesajının ekrana yansıması, gecenin coşkulu anlarından biriydi.  Güney Amerika’dan gelen bir misafirse sinevizyondaki Che Guevera görüntüleri eşliğinde sahnede ‘Hasta Siempre’yi söyledi. 

- Tuncel Kurtiz şiirle, Nejat Yavaşoğulları, Suavi, Yasemin Göksu da şarkılarla gruba destek verdi.

- Yorum dört saat sahnede kaldı. Konser yoğun güvenlik önlemlerine ihtiyaç duyulmadan, kardeşçe, olaysız tamamlandı.

GRUP YORUM

Üniversite öğrencileri tarafından 1985’te İstanbul’da kuruldu. 1980 askeri darbesine ve sonrasındaki politikalara tepki amacıyla yola çıkan Yorum, müzik grubu olmanın dışında, özgürlük mücadelesinin de önemli bir temsilcisi oldu. 1987’den başlayarak hemen her yıl bir albüm çıkaran, bunun dışında kitle eylemlerine katılan grup üyeleri, müziklerindeki muhalif çizgi nedeniyle pek çok tutuklama ve yasaklamayla karşılaştı.

En çok, Türkiye’den bir grubun stadyum konseri nasıl olur merakıyla gittim Grup Yorum’un İnönü konserine. Şu 40 bin kişiyi bir de ben göreyim dedim. Cem Dizdar’la kendimizi trafikten kurtarıp da İnönü Stadı’nın sınırlarına duhul ettiğimizde, açıkçası bir parça hayal kırıklığı yaşadık. Tamam, biraz geciktik ama etraf bomboş, ne elde bilet gezen birileri, ne bir güvenlik noktası, ne de içeri hangi kapıdan girmemiz gerektiği gösteren bir yazı. Çıldırtıcı trafiğiyle sanki olağan, sıradan bir cumartesi gününde Dolmabahçe.

Ne zaman ki içeri adımımızı attık, durumun öyle olmadığını anladık. Tribünler, saha, kıyı- köşe her yer insana kesmiş. 40 bin bekliyorlardı, 55 bin gelmiş. Sanki, iki hafta sonra aynı arenaya çıkacak Metallica’ya ‘sol’dan çakıyor 25’inci yılındaki Grup Yorum. Üç yaşında babasının omzunda kızlar da var, 70’ine merdiveni dayamış abiler de.

Mahşeri kalabalık, her şarkıya eşlik ediyor, bulduğu her arada sloganları patlatıyor. Sahnenin yanındaki dev ekranlardan akan görüntüler, kitlenin heyecanına tavan yaptırıyor. Enstrümanlardan yükselen tempo arttıkça, sahanın içinde halaylar çekiliyor. Saf bir kardeşlik manzarası. Çok başka bir hava, başka bir ruh hali var Boğaz’ın kıyısında.

Sahne de kalabalıktı

- Grup Yorum’a ‘İstanbul Syhmphonic Project’ adlı 60 kişilik orkestra eşlik etti. ‘Cemo’, ‘Haziran’da Ölmek Zor’, ‘Dağlara Gel’ gibi şarkıların 55 bin kişiyle hep bir ağızdan söylendiği konserde, dev koronun sesinin en gürleştiği an ‘Çav Bella’ nidalarıyla ortalığın inlediği dakikalardı. 

- Dev ekranlara Aşık Mahsuni, Selda Bağcan, Ahmet Kaya’nın resimleri düştükçe alkış koptu. Deniz de vardı o görüntülerde Fidel de. En büyük coşkuyu Ahmet Kaya yarattı. Bir gençlik fotoğrafıyla beliren Ruhi Su’da ise suskun kaldı kalabalık. Ne yazık ki genç kitle ustayı tanıyamadı.

- Gecenin ilginç notlarından biri, Venezuela Komünist Partisi Genel Sekreteri Figuara’nın okuduğu destek mesajıyla ekranlara yansımasıydı.

- Nejat Yavaşoğulları, Suavi, Yasemin Göksu  tek tek sahneye çıkarak şarkılarla Grup Yorum’a destek verdi. Bu isimlere Haluk Levent, Nedim Saban, Birol Topaloğlu gibi sanatçıların da eklenmesiyle mevcudu 40’a yaklaşan koro  ‘Katil Amerika’yı Grup Yorum ve tüm statla birlikte seslendirdi.

Eski kadro nerede?

-Gözler, Metin Kahraman, Efkan Şeşen, İlkay Akkaya gibi grup tarihinin kilit taşlarını aradı ama orada yoklardı. Eksiklikleri hissedildi.

- Bu konser gösterdi ki, böylesi bir kalabalığı en ücra yerine kadar aramadan da oluyormuş. İçeri herkes elini kolunu sallayarak girdi, mutlu huzurlu ayrıldı. Ortada tek bir polis yoktu, hiçbir vukuat da yaşanmadı. Bir eğlence organizasyonunda insanları suçlu muamelesiyle didik didik arayanlar, umalım ki ders alsın bu geceden. 

- Konserde, tam da olması gerektiği gibi hiçbir sınıf farkı yoktu. Kim, biletini nereden almış olursa olsun, konseri istediği yerden izledi.

- En unutamayacağım manzara, ‘Yorum’cular “Büyüyüp de 17’sine geldiğinde baban sana idamlar alacak” derken, yanımdaki kızıl saçlının neşe içinde dans edişiydi sanırım.

Zaman zaman fazla politize olmasına, aralara serpiştirilen ajitasyonlara, repertuar seçimindeki hatalara, ses düzenindeki eksikliklere, ikinci yarıdaki tempo düşüklüğüne rağmen, beklentilerin üzerine çıkan bir konserdi. 25 yaşındaki Grup Yorum’a da bu yakışırdı zaten. Makul bilet fiyatlarının elbette katkısı vardı ama Türkiye’de böyle bir kalabalığı bir araya toplayıp dört saat boyunca hipnotize etmek kolay olmasa gerek. Üstelik bu kadar kardeşçe bir ortamda.