Cumhuriyet Halk Partisinde (CHP) kaset kumpası ile genel başkanlık koltuğundan indirilen Deniz Baykal'ın bu kez de kendisine yakın isimlerle birlikte partiden tasfiye edilmesi için harekete geçildiği öğrenildi.
Abone olSık sık, "Dostlarımızla birlikte iktidar olacağız" diyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bu dostluğa engel gördüğü Deniz Baykal'ı ve diğer ulusalcıları gözden çıkardığı belirtiliyor.
Cumhur İttifakı'na karşı 'dostlar ittifakı' kurmaya çalışan CHP, yine siyasi mühendislik projelerinin tam göbeğine oturdu. CHP'nin Halkların Demokratik Partisi (HDP), KHK'lılar, PKK'ya yakınlığı ile bilinen STK'lar ve marjinal sol gruplar ile toplantılarda boy gösterdiği bir dönemde partideki Atatürkçü kanadın lideri pozisyonundaki eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal yeniden hedef oldu.
Kaset kumpasını andırıyor
FETÖ'nün verdiği suflelerle açıklamalar yapan suç örgütü lideri Sedat Peker, kaset kumpasını andıran iddialarla dolaylı yoldan Deniz Baykal'a itibar suikastı düzenledi. Hemen ardından da CHP ile 'dostlar' diye tabir edilen gruplar arasında iletişimi sağlayan Zülfü Livaneli sahne aldı. Livaneli, iddialarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gizli görüşme ve pazarlık iddialarına kadar vardırdı. "Baykal tipik bir Sünni, sağcı, Ankara politikacısıdır. Kürtleri, Alevileri, ezilenleri sevmez" diyerek hassas göndermelerde bulundu.
Baykal neden hedef oldu?
Uzun yıllar siyaset yaptıktan sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yönetimi tarafından tasfiye edilen CHP'liler, ciddi sağlık sorunları ile mücadele eden 84 yaşındaki Deniz Baykal'ın yeniden hedef alınmasını bilinçli bir operasyon olarak niteliyor. Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, Türkiye'ye yeni bir tezgah kurulduğunu ve Baykal'ın bu kapsamda hedef alındığını söyledi:
"Livaneli, siyasi yasaklı olduğu dönemde Erdoğan ile Baykal'ın buluştuğunu, yasağın kaldırılması karşılığında pazarlık yapıldığını iddia ediyor. Birincisi bu görüşme yasak kalktıktan sonra gerçekleşti. 22 Şubat 2003 tarihinde gerçekleşen görüşmenin ana gündemi de 1 Mart Tezkeresi idi. Görüşmede Baykal, ABD askerlerinin Türkiye'ye gelmesine karşı tavrını ortaya koyuyor. Baykal hala bunun bedelini ödüyor.
"Demokrasi konferansı tuzak"
Partide hala Baykal'la aynı çizgide düşünen insanlar var ve hala CHP'de çoğunluktalar. Şimdilerde Demokrasi Konferansı filan gibi şeylerle Türkiye'ye tezgah kuruluyor. Bu çerçevede partideki ulusalcı düşünen bizleri susturmak için tekrar Baykal'a saldırıyorlar. Bu onun hazırlığıdır. 15 Temmuz'a darbe diyemeyen, 20 Temmuz'a darbe diyen Kılıçdaroğlu, 'FETÖ'cüleri niye savunuyorsun?' diyenlere, 'Haksızlıklar karşısında susamam' diyor. Peki şimdi partisi ve eski genel başkanları asılsız iddialarla hedef alınıyor. Kılıçdaroğlu, susacak mı yoksa dilsiz şeytan mı olacak?"
İttifaka karşı çıkanlara gözdağı
İsminin açıklanmasını istemeyen CHP'li 2 eski milletvekili de 84 yaşındaki tecrübeli siyasetçi üzerinden partinin ana omurgasına saldırıldığını aktardı. Vekiller, "Mevcut CHP yönetimi, kurucu ilkelerden uzaklaştı ve 'dostlar' diyerek garip ittifaklardan beslenme çabası içerisine girdi. Bu ittifaka karşı çıkacak isimlere de liderleri konumundaki Baykal üzerinden gözdağı veriliyor. Deniz Baykal, dostlara kurban ediliyor" ifadelerini kullandılar.
"FETÖ ve ABD, Kılıçdaroğlu'nu seçti"
Eski CHP Milletvekili Yıldıray Sapan, Deniz Baykal'a yönelik saldırıları Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki partinin ittifak arayışlarına bağladı:
"Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'dostlar' dediği, içerisinde FETÖ ve PKK'nın da olduğu ittifaka karşı çıkabilecek son isimler de Baykal üzerinden tasfiye edilmek isteniyor. Baykal, dostlara kurban veriliyor. Yeni CHP'de ulusalcı kıyımı Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olması ile birlikte başlamıştı. Daha o dönemlerde ciddi eleştiriler yapmıştım. Her yeri sarmış bu insanlar, CHP adeta kanıyor, aslında bildiğiniz bitkisel hayatta. Bunun tek müsebbibi Kemal Kılıçdaroğlu'dur. CHP'nin Deniz Baykal'a ihtiyacı var. CHP'yi uzaktan kumanda etmek isteyen FETÖ, ABD ve istihbarat servisleri, Kemal Kılıçdaroğlu'nu seçti. Ne kadar ulusalcı, Türkiye sevdalısı, Atatürkçü insan varsa tasfiye ettiler. Ben de onlardan birisiyim. Ancak partimizi geri alacağız, o parti bizim." (Yeni Şafak)