BIST 10.013
DOLAR 35,23
EURO 36,82
ALTIN 2.977,09
HABER /  GÜNCEL

Görmez: Çözüm daha fazla özgürlükte!

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e son günlerle yaşanan Alevi-Sünni tartışmalarına değindi...

Abone ol

Yargıtay'ın, "Cemevi ibadet yeri değildir" kararı ve ardından TBMM'de cemevi açılması talebine başkanlığın verdiği ret kararı.

Alevilikle ilgili tartışmalarda söz sırası Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'de:

Diyanet'in kilise gibi dini kutsal bir otoritesi yoktur. Hiçbir kişiyi ve toplumu dinin dışına itme hakkı da yoktur. Kendisini İslam'ın içinde görerek inancını yaşamak isteyen herkes muhteremdir.

Görmez, Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde basın mensuplarıyla iftarda bir araya geldi.

Alevilikle ilgili tartışmalara da değinen Görmez, ''Haklar ve özgürlükler her insana doğuştan verilir ve toplum düzenini bozmamak kaydıyla bireylerin ve toplulukların bu hakları sonuna kadar kullanmaları esastır. Kanunların ve yasaların bu hakları kısıtlaması söz konusu olmayacağı gibi bu hakların verilmesi için bir referandum da söz konusu olmamalıdır'' dedi.

İNSAN HAK VE HÜRRİYETİ

Görmez, bu hakların başında inanma ve inancını istediği gibi yaşama hürriyeti geldiğini vurgulayarak, inançlar arasında tercih yapılmaksızın inanç gruplarına, inançlarının gereği hukuk düzeni içerisinde yaşama ve örgütlenme hakkının verilmesinin de temel insan hak ve hürriyetlerinin kapsamı içinde görülmesi gerektiğini kaydetti.

''Bugün Alevilik konusuyla gündeme gelen bütün meseleler, aslında din-devlet ilişkilerinde bu evrensel prensiplere göre konuyu başından beri ele alıp almadığımızla ilgilidir'' diyen Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bugün, Alevi sorunu olarak gündeme gelen konular, aslında Sünnilerle Alevilerin aralarında yaşadıkları ya da yaşamakta oldukları toplumsal bir sorun olarak tartışılan bir konu değildir. Tarih boyunca bir ve birlikte yaşamış olan ve gündelik hayatlarında herhangi bir çatışmanın yaşanmadığı toplum kesimleri, modernleşmeyle birlikte toplumun bir forma göre düzenlenmesinden kaynaklı uygulamalar sonucunda tepeden inmeci bir yaklaşımla tüm inanç gruplarını yok sayarak hareket etmesinden kaynaklı olduğu bir durum tespiti olarak ortaya konulmalıdır. Bu konuyu ele alırken bu geniş perspektifle bakarak ele alınması gerekmektedir. Yoksa, bir tarafta Sünniler ve Diyanet, diğer tarafta da Alevilik olup, bunlar birbirine karşıymış gibi takdim edilerek zihinleri, toplumsal kesimleri karşı karşıya getirerek teolojik bir münakaşanın, teolojik cedelin içine sürüklemek doğru değildir.''

"HEPİMİZİN SORUNU"

Görmez, bu sorunun sadece Alevileri ilgilendiren bir sorun olmadığını belirterek, ''Türkiye'de Alevilikle ilgili tartıştığımız meseleler sadece Alevilerin değil, sadece Sünnilerin değil, hepimizin ortak sorunlarıdır'' diye konuştu.

''Maalesef entelektüel zihinlerimiz, inanç özgürlüğü açısından modern devlet düzenlemesinde geçmişe göre neden daha kısıtlayıcı ve tekelci bir uygulamanın içine girerek inançlar üzerinde bir baskının oluşmasına neden olduğumuzu tartışmamaktadır'' diyen Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü.

''Tarihsel koşullar gereği cumhuriyetimizin başında din devlet ilişkileri bağlamında belki zorunlu olarak uygulama alanına koyulan konular neden bir tabu haline gelerek bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen bu konular sağlıklı bir zihinle tartışılmamaktadır. Binlerce yıl bir ve beraber yaşamış olan sadece Alevi ve Sünni olarak değil, Nusayrisiyle, Yezidisiyle, Keldanisiyle, Süryanisiyle, Yahudisiyle, Melamisiyle ve daha nice din, mezhep ve inanç gruplarıyla bu geleneksel beraberliğimiz neden modern bir forma kavuşturulamamıştır. Neden bu topraklarda yaşadığı halde kendi inancını öğrenmek isteyen bir inanç mensubu zorunlu olarak başkaca bir ülkeye gider. Bütün bu sorunlar üzerine herkes kafa yormalı ve bu soruları çoğaltarak her birine modern hukuk açısından çözümler üretmelidir. Ancak bu çözümler üretilirken hiçbir inanç mensubu başkaca inanç mensubuyla karşı karşıya getirilmemeli ve birbirinin alternatifi olarak görülmemelidir.''