BIST 9.765
DOLAR 35,09
EURO 36,39
ALTIN 2.927,75
HABER /  DÜNYA

Gördüğü rüya hayatını kararttı

Emekli Türkçe öğretmeni, şair ve yazar 57 yaşındaki Hasan Sancak, 13 yıl önce gördüğü rüya yüzünden hayatı karardı.<br/>Samsun’un Alaçam ilç...

Abone ol

Emekli Türkçe öğretmeni, şair ve yazar 57 yaşındaki Hasan Sancak, 13 yıl önce gördüğü rüya yüzünden hayatı karardı.
Samsun’un Alaçam ilçesinde ikamet eden emekli Türkçe öğretmeni Hasan Sancak, 1 Aralık 2000 tarihinde gördüğü rüyayı reklam senaryosu olabileceği düşüncesiyle notere onaylattı. Gördüğü rüyadan sonra reklam yazmaya başlayan Sancak, yazdığı reklam senaryolarını mail yoluyla çeşitli şirketlere gönderdi. Noter onaylı rüya senaryosunu 5 sene sonra bir meşrubat şirketi, 7 sene sonra bir şeker şirketi ve 10 sene sonra da bir beyaz eşya şirketi tarafından kopyalandığını, toplamda ise 4 senaryosunun 7 şirket tarafından kullanıldığını iddia etti.

RÜYASINI MAHKEMEYE TAŞIDI
Noter onaylı rüyasının bir meşrubat firması tarafından kullanıldığını iddia eden Sancak, meşrubat firmasına 2006 yılında dava açtı ve 7 yıldır hukuk mücadelesi vermeye başladı. Verdiği hukuk mücadelesinde bütün davalar aleyhine sonuçlandı. En son başvurduğu Yargıtay da aleyhine bir karara hükmetti. Pes etmeyen Sancak, konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
Davaları kaybetmesinden dolayı 5 bin 100 lira mahkeme masrafı ile kar karşıya olan Sancak, hem maddi hem de manevi çöküş içinde olduğunu söyledi.

RÜYAYI NOTERE ONAYLATAN İLK VE TEK KİŞİ
1 Aralık 2000 tarihinde gördüğü rüyayı notere onaylatan dünyada ilk ve tek kişi olduğunu iddia eden emekli Türkçe öğretmeni, şair ve yazar 57 yaşındaki Hasan Sancak, “Benim bu rüyayı notere onaylatmak gibi bir derdim yoktu. Ben bunu hem sanalda hem de tanıştığım samimi arkadaşlarıma anlattığım zaman bu arkadaşlarımdan 2 tanesi ‘bu rüyayı sen görmedin biz gördük ve notere onaylatacağız’ dediler. 2000 yıllarındaki ‘benim rüyam ellerimden gidecek’ diye ben de Bafra ilçesine giderek notere onaylattım. Daha sonra rüyamda çeşit çeşit senaryolar görmeye başladım. Noter onaylı rüyam Avrupa ülkelerinde ününü aştı ama ne yazık ki dünyada sadece 7 milyar insandan şahsıma ait olan bu rüya başıma sıkıntılar getirdi, dertler açtı, huzurum kaçtı, mutluluğum bozuldu. Sebebi de, gördüğüm rüyayı mail yoluyla yüzlerce, binlerce insana ulaştım ama ne yazık ki bana ne telefonla ne de mail ile hiçbirisi dönmedi. Ama bazı büyük şirketler ‘emekli öğretmenin sesi çıkmaz, alıp kullanırız’ dediler. Noter onaylı rüya senaryomu 5 sene sonra bir meşrubat şirketi, 7 sene sonra bir şeker şirketi ve 10 sene sonra da Türkiye’deki beyaz eşya şirketi tarafından kopyalanmıştır. Toplam 4 senaryom, 7 şirket tarafından kopyalanmıştır. Senaryonun öyle güzel yerlerinden alıyorlar ki, konusu rüya oluyor. Bu şirketlere hakkımı helal etmem mümkün değildir. Rüya bana acı ve sıkıntıda getirse de ben rüyamın peşinden gidiyorum. Bu rüyam benim kara sevdam oldu. Onunla yatıyor, onunla kalkıyorum” dedi.
Hasan Sancak, Yargıtay’ın aleyhine verdiği kararın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu sözlerine ekledi.

RÜYA
Hasan Sancak, notere onaylattığı rüyasını şu şekilde anlattı: “Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00’tü. Yataktan kalkarak, mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum. Birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım. Bilgisayar faresini elime alarak, İnternet’e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet’te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki… Tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek, bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hal aldığını gördüm...”
(İHA)