BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Google Melis Alphan'ı da fişledi

Bir yarıştır gidiyor, herkes İnternet sitelerinin WikiLeaks belgelerini ham haliyle yayımladığını kendine rehber ediniyor.

Çiğdem Anat, CNN Türk'te haberin sonunda söze gerek bırakmayan yayınlar yapıyordu bir zamanlar... 

Fotoğraflar, video görüntüleri her şeyi anlatıyordu çünkü...

                             ***

Serdar Akinan da, Twitter da söze gerek bırakmayan bir şey söyledi:

-İnternet sitelerini küçümseyenlere bakacaksın!

"Mustafa Karaalioğlu ile Mehmet Tezkan'ın alnındaki Google lekesi" yazımla, söze fazla gerek bırakmamıştım aslında. Ama Hürriyet'ten Melis Alphan'a da bir çift söz söylemek gerekiyormuş demek ki...

                               ***

Yo yo, Melis İnternet sitelerini, diğer meslektaşları gibi keskin bir küçümseme havasına girmiyor. Gazetelerin WikiLeaks belgelerini yayımlarken, ne kadar güvenilir olduğunu anlatmaya çalışıyor.

İnternet sitelerindeki yayınların "ham" olduğundan dem vuruyor Melis Alphan. Ve o gece bütün dünyanın bilgisayar ekranına kilitlendiğini söylüyor. Hatta sağolsun, İnternet'in o kadar etkili olduğunu vurguluyor ki, televizyonların bile kilometrelerce geride kaldığını okurlarıyla paylaşıyor.

Eeee...

E'si yazının biraz aşağılarında ortaya çıkıyor. Melis Alphan, anlamsız bir şekilde gazetelerin ne kadar büyük iş yaptığını, o belgelerin İnternet'te yayımlanmasıyla dedikoduya dönüştüğünü, gazetelerin iki gün sonra işe el atmasıyla, dedikoduların nasıl gerçeğe dönüştüğünü anlatıyor... 

                         ***

Melis Alphan şöyle devam ediyor:

-Wikileaks belgeleri hiç yorumsuz koydu. Sonra sosyal paylaşım sitelerinde bilen bilmeyen kim varsa bunlarla ilgili yorumlarını paylaştı, geyiğini çevirdi, komplo teorileri üretti, tepkisini ortaya koydu. Meseleyi alıp ayaklarını yere bastıran ise yine gazeteler oldu. Gazeteler Wikileaks'deki belgeleri, yani ham bilgiyi alıp doğruluğunu, tarafsızlığını, yansızlığını ve gerçeğe yakınlığını tarttı, filtreden geçirerek vicdan ve izan çerçevesinde yayın yaptı.Nitekim Wikileaks, incelemeleri ve ona göre yayın yapmaları için bu belgeleri önceden The Guardian, El Pais, Der Spiegel ve Le Monde'a vermişti. Günün sonunda olayı patlatan internet olsa da işin entelektüel yükünü gazeteler çekti. İnternet sayesinde olan bitenden haberimiz oldu. Sağlamayı yapmak ise yine gazetelere düştü.

:)

Bu bir teselliyse...

Ve Melis'i mutlu ediyorsa...

Tamam...

Ben de aynı koroya katılıyorum:

-İnternet güzel iş yaptı ama, asıl yükü gazeteler taşıdı...

Ve tabii ki...

Hakkaniyeti elden bırakmayalım.

İki gün sonra...

Öyle değil mi Melis?

Evet iki gün sonra...

Peki, İnternet'ten iki gün sonra ham bilgileri alıp yoğuran gazetelerin yayını söze gerek bırakıyor mu?

Yok!