Goodyear'ın servis odaklı ''Premio'' mağazalar zincirin ilki İstanbul'da açıldı.
Abone olGoodyear'ın lastik-servis, perakende satış ve servis odaklı ''Premio'' mağazalar zincirin ilki İstanbul'da açıldı. 1996 yılından bu yana Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde şube açan Premio mağazalar zincirinin İstanbul'daki ilk halkasının açılışı, Goodyear'ın Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi'nden Sorumlu Başkanı Jarro Kaplan tarafından gerçekleştirildi.
Açılışta A.A muhabirinin sorularını yanıtlayan Kaplan, Premio zincirinin Goodyear'ın gelecekteki büyümesi bakımından çok önemli bir adım olduğunu söyledi. Özellikle Avrupa'da Premio'nun başarısındaki sırrın, müşteriye yüksek standartta ve geniş yelpazede hizmet sunmasında yattığını vurgulayan Kaplan, ''İstanbul'da ilk mağazamızı açmaktan mutluluk duyuyorum. Yakın bir süre içerisinde Premio mağazaları tüm Türkiye'de hizmet vermeye başlayacak. Halihazırda Adapazarı ve Ankara'daki mağazalarımız da eş zamanlı hizmet vermeye başladı'' dedi. Türkiye'nin kendileri için çok önemli bir konumu olduğunu belirten Jarro Kaplan, ''İzmit ve Adapazarı'nda bulunan iki fabrikamızla Türkiye'de ve Avrupa'daki prestijli otomotiv üreticilerine lastik tedarik ediyoruz, aynı zamanda üretimin yaklaşık yüzde 70'ini tüm dünyaya ihraç ediyoruz'' diye konuştu.
''DÜNYADA 260 MAĞAZAMIZ VAR''
Dünya'da aralarında Almanya, Avusturya, İsviçre, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Rusya, Kazakistan'ın da bulunduğu 10 ülkede 260 Premio mağazasının bulunduğunu anlatan Kaplan, şunları söyledi: ''Premio, tuning (modifikasyon) hizmeti veriyor. Herhangi bir lastik bayiinden farklı. Lastik alıcılarına üst seviyede hizmet vermenin yanı sıra jant gibi tuning meraklılarının ihtiyaçlarını tedarik ediyor.
Türkiye'de tuning kavramı henüz yerleşmiş değil, yavaş yavaş yerleşiyor. Türkiye'deki Premiolarda fren, amortisör, yağ değişimi, akü, balata, jant, lastik düzen ayarı, tuning, elektronik aksam ve diğer hizmet ve ürünler olacak. Yani sadece Goodyear ürünleri de olmayacak. Personel özel eğitimli, ürün kalitesi yüksek, hizmet standartları gelişkin. Arabanızla ilgili herhangi bir şeye ihtiyaç duyduğunuzda o servis bu servis diye aramanıza gerek yok. Premio?ya geldiğinizde mutlaka aracınızın ihtiyacı giderilecek. Goodyear'ın Türk tüketicilerine servis taahhüdüdür. Felsefemiz ''Biz, aracınızın tüm bakımıyla meşgulüz''. Bu çerçevede aracınızın bütün ihtiyacı olan servis, hizmet ve ürünleri sunabiliyor. Minimum standartlarımıza uyacak en fazla sayıda insanla çalışmayı planlıyoruz. Ki bizim standartlarımız çok yüksek, denetlemelerimiz çok sıkı. Dolayısıyla şu anda şu kadar mağaza açacağız diyemiyorum.
''İŞÇİ MALİYETLERİNİN YÜKSEKLİĞİ TÜRKİYE'NİN REKABETİNİ ENGELLİYOR''
Jarro Kaplan, Türk ekonomisinin görünümüne ilişkin olarak da şu değerlendirmeyi yaptı: ''Makro ekonomik dengesizlikler düzeltilirse Türk ekonomisinin geleceği çok parlak. 1994?ten önce Türkiye dört tane kriz gördü, ondan sonra da iki tane gördü. Türk Lirası'nın ayarlaması hep bu dengesizlikler üzerine bina ediliyor. Yüksek faiz oranları ve enflasyon arasında fark var. İkincisi bütçe açığı, üçüncüsü yüksek borçlanmanın finansmanı, ithalat ihracat arasında yüzde 63-64?e varan fark... Bunlar başlıca sorunlar. Son 25 yıla baktığımızda, yüksek enflasyon, sonra bunu takip eden devalüasyon. Hep bu şekilde geldi. Faiz oranları enflasyonu yeterince karşılamadı. Bu seneki düzeltme hafif yapıldı, daha da düzeltilmesi lazım. Bütün bunlara rağmen bugünkü Türkiye?ye baktığımda her bakımdan çok ilerlemekte ve gelişmekte olduğunu görüyorum. Özellikle özel sektörün gelişimi çok başarılı. Yine de bütün bu unsurlar değerlendirildiğinde, Türkiye'deki işçi maliyetlerinin çok yüksek kaldığını söylemeliyim, özellikle Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle karşılaştırdığımızda. Ve bu durum Türkiye?nin rekabetçiliğini engelliyor.''
''AB ÜYELİĞİ ZORLU BİR SÜREÇ''
Türkiye'nin AB üyelik sürecinin çok zorlu olduğunu vurgulayan Kaplan, ''Türkiye henüz tam üyelik için tam olarak hazır değil. Son dönemde Türkiye?de AB'ye gireceğine inananların oranı yüzde 61'den 41'e düştü. Ama son yıllarda üye olan bazı başka ülkeler de daha hazır değil aslında, Slovenya gibi. Bu tespiti yapmak Türkiye'nin iyiliğine aslında, çünkü daha sonra ayak uyduramazsa çok acı çeker'' diye konuştu.
Türkiye'nin sahip olduğu tarihi ve kültürel değerleri öne çıkarması gerektiğine işaret eden Kaplan, ''Bu topraklardaki uygarlıkların 5 bin yıllık bir geçmişi var. Çok zengin bir tarihi ve kültürel miras. Böyle başka bir ülke yok dünyada. Türkiye bu yönünü öne çıkarmalı. Hepsinin Türk olması gerekmiyor, Türklerden önce de olabilir. Mesela Mezopotamya insanlığın en eski ve en önemli uygarlıklarına sahne olmuş bir bölge, uygarlığın beşiği. Bu geniş zenginlikler tanıtılmalı'' dedi. Kaplan, Türkiye'de görev yapan yabancı yöneticilerin gönüllü büyükelçiler olduğunu belirterek, ''Türkiye, pek çok Avrupa ülkesinde 'çalışmaya gelmiş işçilerin ülkesi' gibi algılanıyor. Halbuki mesela Türk yöneticilerin kalitesi çok çok yüksek. Türkiye?deki yönetici kalitesi hiçbir yerde yok; eğitim, yabancı dil bilgisi üst düzeyde'' diye konuştu.
''TAM BİR TÜRKİYE AŞIĞIYIM''
1992-94 yılları arasında iki yılını Türkiye'de geçirdiğini, ama Brüksel'e gittikten sonra Türkiye'den hiç kopmadığını, her fırsatta geldiğini dile getiren Kaplan, şöyle konuştu: ''Her gelişimde mutlaka boğazda tekne turuna çıkarım. Bu sefer bana 'Jarro Bey, her gelişinizde tekne turu ayarlıyoruz, bıkmadınız mı hala?' diye sordular. Ben de onlara 'Katiyen bıkmam. Çünkü dünyada İstanbul gibi bir yer yok' dedim. Yani benim için tam bir Türkiye aşığı, dolayısıyla da Türkiye'nin gönüllü büyükelçisi diyebilirsiniz. Çünkü bu güzellikleri herkesle her fırsatta paylaşıyorum. Türklerle ilgili de şöyle diyorum, 'bir Türk arkadaşınız varsa ömür boyu arkadaş edinmişsiniz demektir...''