Gazeteci Metin Göktepe'nin katledilişinin 18'inci yıldönümünde de dostları onu yalnız bırakmayarak, İstanbul Esenler'de bulunan Kemer Mezarlığı'ndaki mezarı başında anacak.
Abone ol8 Ocak 1996 tarihinde polisler tarafından dövülerek öldürülen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe ölümünün 18. yıl dönümünde mezarı başında anılacak.
Ümraniye Cezaevi'nde 8 Ocak 1996 tarihinde katledilen tutukluların cenaze törenini izlemek üzere Alibeyköy'e giden Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe'nin, polisler tarafından gözaltına alınıp, işkence sonucu katledilişinin üzerinden 18 yıl geçti.
Göktepe, "Mutlaka bu haberi ben izlemeliyim arkadaşlar" diyerek gittiği haberde, gözaltına alınmış, dövülerek öldürülmüş, ardından da "Sandalyeden düştü" denilerek cinayet örtbas edilmeye çalışılmıştı.
Daha sonra Göktepe'nin gözaltına alındığının tanık anlatımlarıyla ve raporlarla ispatlanması üzerine ise, dönemin İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan, Göktepe ailesinden "özür dilemek" zorunda kalmıştı.
MAHKUMİYET KARARI ÇIKAN İLK GAZETECİ CİNAYETİ
Göktepe’nin ölümüne ilişkin 7 Şubat 1996'da İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından hazırlanan 38 sayfalık fezlekede ise, 49 polisin yargılanması istendi. Yıllarca süren adalet arayışının ardından Göktepe davası, "mahkumiyet kararı çıkan ilk gazeteci cinayeti" olarak tarihteki yerini aldı.
Dava sonucunda 6 sanık polis, "kastı aşarak insan öldürmek" ve "faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek" suçlarından cezalandırıldı. Fakat, kamuoyunda "Rahşan affı" diye bilinen afla şartlı tahliyeden yararlanan polisler, toplam 1 yıl 8 ay cezaevinde kaldı.
HABERE KENDİNDEN BİR ŞEYLER KATARDI
Göktepe'nin çalışma arkadaşlarından Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Göktepe'nin işini çok severek ve coşkuyla yapan bir gazeteci olduğunu söyledi. Polat, "Metin, kendisini yaptığı habere katardı. Aslında, O geldiği sınıfın da habercisiydi. Yani bir emekçi çocuğuydu ve geldiği kesimin bütün taleplerini de takip eden bir gazeteciydi. Büro haberlerini çok sevmezdi, mümkün mertebede hayatın içinden olan haberleri izlemek isterdi. Örneğin önemli bir toplumsal olay olacaksa, onu izlemek için adeta dayatırdı" diyerek, 8 Ocak'ta katledildiği gün de haberi izlemek için görevlendirilmemesine rağmen ısrarcı davrandığını söyledi.
METİN'İN CESARETİ HEPİMİZE GÜÇ VERİRDİ
Polat, Göktepe'nin mücadeleci gazetecilik açısından mesleğe yeni atılmış ya da gazetecilikle ilgili kafasında hedefleri olan gençler açısından bir model sergilediğini belirterek, “Metin'in katledilişinden sonra ‘Metin Göktepe gibi gazetecilik yapmak’ gibi bir algı oluştu. Metin Göktepe'nin gazetecilik tarzı, halkın ihtiyaç duyduğu gerçeği açığa çıkarmak için hayatını ortaya koymak konusundaki o devrimci cesareti herkese güç verdi" diye konuştu. Göktepe'nin katledildiği dönemin “faili meçhuller” dönemi olduğunu hatırlatan Polat, şunları ifade etti: "90'lı yılların başında özellikle Kürt basın emekçileri arka arkaya katledildi. Bu süreç aynı zamanda toplumsal muhalefeti bastırma yönündeki polis müdahalelerinin giderek yaygınlaştığı bir dönemdi. Metin Göktepe de o dalganın arkasından öldürüldü. Bu yüzden, Göktepe davasına sahip çıkmak o dönemde herkesin kendi demokrasi davasına sahip çıkmaktı" diye konuştu.
Göktepe'nin katledilişinin 18'inci yıldönümünde de dostları onu yalnız bırakmayarak, İstanbul Esenler'de bulunan Kemer Mezarlığı'ndaki mezarı başında anacak.
Bugün Esenler Atışalanı Kemer Mezarlığı'nda yapılacak anma töreni saat 11.00'de başlayacak. Anmaya Göktepe ailesi, Metin Göktepe’nin çalışma arkadaşları ile meslektaşları ve basın meslek örgütlerinin temsilcileri de katılacak.
AHMET ŞIK, GÖKTEPE'Yİ GÖZYAŞLARI İLE ANLATMIŞTI
Gazeteci Nazım Alpman'ın Metin Göktepe için hazırladığı belgeselde o gün orada olan meslektaşları Metin Göktepe'yi anlatmışlardı. O isimlerden biri de Ahmet Şık'tı. Şık gözyaşları içinde Metin Göktepe'yi ve yaşananları Nazım Alpman'a anlatmıştı.