Göklerden gelen bir karar vardır!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kezdaha kendini millete emanet ederken' Beraber yürüdük biz bu yollarda' şarkısını dün söyleyenler şimdi hangi yolda yürüyor!
Hiç kuşkusuz siyasette başarılı olmanın yolu çok iyi bir teşkilat yapısına sahip olmaktan geçer…
Ve hiç kuşkusuz çok iyi bir kadro gerekir…
Ve hiç kuşkusuz herkesin taşın altına elini koyması gerekir…
Ama iyi bir lideriniz yoksa ağzınızdan kuş tutsanız, hangi teşkilatı hangi kadroyu kurarsanız kurun başarılı olmak mümkün değil!..
Türk siyasetine bakın bütün partiler dünden bugüne hep bütün varlıklarını liderlere borçlu olmuşlar liderlere endeksli ya büyümüşlerdir yada küçülmüşlerdir…
Yani liderin gücü partileri ve teşkilatları taşımıştır…
Menderes’i, Demirel’i, Erbakan’ı, Özal’ı, Ecevit’i hep böyle olmuştur…
İşte bu son sürecin sonunda Türk siyaseti öyle bir liderle tanışmıştır ki milletle bağının böylesine güçlü olduğu bir lider gerçeği görülmemiştir…
14 yıla aralıksız bakıldığı zaman dünyada eşi benzeri yoktur!..
14 yıldır girdiği bütün seçimlerden açık ara önde çıkarak birilerinin dediği gibi ‘Tek adam’ değil sevenlerinin dediği gibi ‘Milletin adamı’ olmak ona nasip olmuştur olmaya da devam etmektedir..
Şimdi sorup cevap verelim..
Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı AK Parti olur muydu?
Olmazdı…
Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı AK Parti 15 yıldır tek başına iktidarda olur muydu?
Olmazdı…
Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı Abdullah Gül önce Başbakan ardından Cumhurbaşkanı olabilir miydi?
Olmazdı…
Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı Ahmet Davutoğlu önce Dışişleri Bakanı ardından da Başbakan olabilir miydi?
Olmazdı..
Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı Bülent Arınç, Cemil Çiçek, TBMM Başkanı olabilir miydi?
Olmazdı…
Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı Ali Babacan uzun süre bu ülkede ekonominin patronu bir Başbakan Yardımcısı olabilir miydi?
Olmazdı…
Sayalım mı diğer isimleri..
Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı 2002 yılından bugüne kadar bakanlık koltuklarında oturanlar, siyaseten iktidar olmanın rahatlığını yaşayan milletvekilleri ,teşkilatlar olabilir miydi?
Olmazdı…
Kim ne derse desin bu gerçeğin ta kendisi…
Bir çoğu siyaset sahnesinde hiç tanınmadan, hiç yol almadan, hiç emek sarf etmeden, hiç çile çekmeden Reis’in kanatları altında yürüyerek bu ülkede iktidar koltuğunda oturmanın keyfini sürdü…
Bazıları ‘Dava arkadaşı’ olarak Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM Başkanlığı, bakanlık , milletvekili olarak millete hizmet yolunda adlarını tarihe yazdırma şansı buldu…
Kimin sayesinde…
Recep Tayyip Erdoğan…
Peki…
15 yıldır partinin, bakanların, milletvekillerinin, teşkilatların bütün yükünü omuzlarına alan; Gezi’den 17/25 Aralık kumpasına, MİT TIR’larından 15 Temmuz darbe girişimine kadar bütün hain saldırılara karşı tek başına mücadele etmek zorunda kalan kimdi?
Gezi olayları sırasında ‘Yıkıldı yıkılacak’ diyerek seyredenler kimlerdi?
FETÖ’nün 17/25 Aralık kumpasında “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyerek kenara kaçıp beklemeye başlayanlar, hatta özür dileyenler kimlerdi?...
15 Temmuz darbe girişimi gecesi ‘Aman bize bir şey olmasın’ diyerek gizlenenler kimlerdi?...
Zaferlerde hep öne ,balkonlara çıkanlar zorluklarda hep kendilerini gizleyip faturanın Reis’e kesilmesini bekleyen kimlerdi?..
Unuttukları gerçek vardı..
Önce Allah sonra Millet ‘Yürü ya Tayyip ‘ diyerek hep arkasında durdu…
Yoksa bunca saldırı karşısında dimdik ayakta kalmak mümkünmüydü?
Eğer bugün sokakta bir vatandaş “Bana Anayasa maddelerini sormayın Recep Tayyip Erdoğan varsa sorun yok. Ona güveniyorum hiç bakmadan ona oy veririm” diyor bir diğeri ise “Bu anayasa değişikliği sadece Recep Tayyip Erdoğan için geçerli olsun” diye sesleniyorsa söylenecek fazla söze gerek var mı?
Yok böyle bir sevgi bağı…
Dün Trabzon tarihinin en görkemli en muhteşem mitinginde de bunu gördük…
İnanılmaz bir sevgi bağı çoluk çocuk, genç yaşlı, erkek, kadın demeden 7’den 70’e herkes miting alanına koşmuş…
Reis’in miting alanındaki on binlere, ekranların başındaki milyonlara seslenirken ‘Terör ile mücadeledeki başarısı takdire şayan’ diyerek milletinde hislerine tercüman olarak onurlandırdığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ nun ise konuşmasındaki " 15 yıldır bu millete hizmet eden ve ‘Ben sadece Allah’ın önünde eğilirim' diyen, ülkemi değişmeye, ülkemi kalkınmaya, insanımı onurlu geleceğe taşımaya çalışan milletimizin sevgilisi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ sözleri milyonlarında sesiydi...
Millet ile Reis arasında çok farklı bir gönül bağı var!..
'Milletin sevgilisi'...
Recep Tayyip Erdoğan’ı çok sevdiği üstat Necip Fazıl’ın şu güzel sözü en iyi şekilde tarif ediyor…
‘Ya Allah’a baş eğer, hiç kimseye eğmezsin,
Yada herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin’
Onu anlatmanın özeti aslında bu..
Bakın…
Dünya siyaset tarihinde yeni kurulan bir partinin bir liderinin ilk seçimde tek başına iktidar koltuğuna oturduğu, o günden bu yana 15 yıldır aralıksız da hem de hiç yıpranmadan ,hiç güç kaybetmeden açık ara sonuçlarla iktidarda kaldığı görülmemiş…
Ve kendi içinden 4 Başbakan, iki Cumhurbaşkanı, 4 TBMM Başkanı çıkardığı yaşanmamış…
Bunun mimarı kim?
‘Milletin adamı’ Recep Tayyip Erdoğan…
Beraber yürüdüğü dava arkadaşlarına karşı bugüne kadar vefa görevini en iyi şekilde yapan adamda…
Peki…
Nerede ’Kardeşim Abdullah’ dediği önce Başbakanlığı sonra Cumhurbaşkanlığı verdiği Abdullah Gül neden konuşmaz...
Ahmet Davutoğlu neden ortalıkta yok…
Bülent Arınç neden sessiz..
Ali Babacan neden kayıp…
Meydanlara çıkmayı, açıklama yapmalarını bıraktık kenara, sık sık kullandıkları sosyal medya hesaplarında bile tık yok…
Neden?
Recep Tayyip Erdoğan için “FİNAL” değeri taşıyan referandum öncesi arkadaşlarının duruşları hep beraber söyledikleri o şarkıyı akıllara getiriyor…
Hani;Beraber yürümüştünüz bu yollarda
Hani; Beraber ıslanmıştınız yağan yağmurda?..
Ne oldu?
Çıkın açık konuşun.Kardeşlik bitmişse hayırcı iseniz bundan sonrası için söylenecek söz için 'Kurun bir parti çıkın meydana görsün millet' demek ağır mı olur?
Ağır olur !..
Tekrarında fayda var...
Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı ortada bugün AK Parti olmazdı..
Hiç kuşkusuz beraber yürüdüğü arkadaşlarının bugünkü tavrı karşısında yüreğinde fırtınalar kopan Reis milletin bir kez daha sağduyusuna güvenerek sık, sık okuduğu Sezai Karakoç’un şiirindeki anlamlı dizelerle 16 Nisan’ ı bekliyor...
Ne diyor şiirdeki o dizeler..
‘Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır’
İşte bu kararın önünde kimse duramaz...
Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin alın yazısıdır...