Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik, “Televizy...
Abone olAnkara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik, “Televizyonda çıkıp konuşalım. İstersen yanına Melih Gökçek’i de al” davetine, “Hodri meydan. Buyursun, hemen yarın çıkalım. Benim istediğim değil, kendisinin istediği Halk TV’de çıkalım” cevabını verdi.
Beyaz TV’de Erkan Tan’ın sunumuyla gerçekleşen ve AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar’ın da değerlendirmeleriyle katıldığı “Son Söz” programının canlı yayın konuğu olan Başkan Gökçek, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden gündemdeki sıcak gelişmelere, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili çarpıcı ve belgeli açıklamalardan Gazze’de yaşanan insanlık dışı saldırılara kadar pek çok konudaki görüşlerini açıkladı. Sunucu Erkan Tan’ın, “CHP uzmanı” olarak tanımladığı Başkan Gökçek’e çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ile ilgili değerlendirmelerini sorması üzerine Gökçek, CHP’nin bu ismi hazmedemediğini ve birçok siyasetçinin karşı çıktığını söyledi. Önce Muharrem İnce’nin, ardından 42 siyasetçinin destek vermeyeceklerini açıkladıklarını hatırlatan Başkan Gökçek, daha sonra da CHP Milletvekili Nur Serter’in tepkisini ortaya koyduğunu belirterek, “CHP’nin bu adayı hazmedemediğini çok rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi.
“Artık Türkiye’de sol diye bir şey kalmadı” diyen Gökçek, “Limitlerinin yüzde 26-27 olduğunu çok iyi anladılar. ‘Acaba sağdan oy alabilir miyiz?’ diye bir arayış içerisindeler. CHP içerisinde soldan aday çıkaracak bir kişi bulamadılar. Aynı şekilde Ankara’da belediye başkanlığı adaylığı için bile içlerinden bir tane aday bulamadılar" diye konuştu.
Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu’nun CHP’nin değil baronların adayı olduğunu ve bazı gazetelerin attıkları manşetlerle İhsanoğlu’nu parlatma operasyonu yaptığını savunan Gökçek, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olacağına çok önceden karar verildiğini söyledi. Tevfik Diker’in Aralık 2013 tarihinde daha cumhurbaşkanı adayı ortaya çıkmadan 6-7 ay önce basılmış olan “Kurtlar Medyası” kitabında yazanları okuyan Başkan Gökçek, 2009 tarihinde yayınlanmış olan gazete manşetlerini izleyicilere gösterdi. Farklı gazetelerdeki İhsanoğlu’na ilişkin yazılan haberleri de tek tek izleyicilerle paylaşan Başkan Gökçek, İhsanoğlu’nun adaylığına çok önceden karar verildiğini kaydetti.
KILIÇDAROĞLU’NUN DAVETİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM’deki CHP Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, kendisinin SSK Genel Müdürlüğü dönemine ilişkin olarak Başbakan Erdoğan ile televizyonda karşı karşıya gelme davetinde, “İstersen yanına Melih Gökçek’i de al” sözlerinin yer aldığı görüntünün izlenmesinin ardından Başkan Gökçek, şunları söyledi:
“Şunu ifade etmek istiyorum; Sayın Başbakanı falan bıraksın. Bakın söylemiş, hazır bu kadar da meydan okumuş. Gelsin ben onun SSK dönemini kendisine delilleriyle, belgeleriyle sorayım. Bir lime lime olsun. Bugüne kadar televizyonlarda SSK ile ilgili sormuş olduğum tek bir soruya cevap vermiş değildir. Ama yeri gelmişken mademki sataştı. Arkası arkasına Kılıçdaroğlu zamanında yapılan ihaleleri ve işleri teker teker anlatmak isterim.”
“AYNI CİHAZ 1 YILDA 8 KAT FAZLASINA ALINMIŞ”
1993 yılında Kılıçdaroğlu’nun genel müdürlüğü döneminde SSK’ya bir röntgen cihazının 350 milyon liraya alındığını, 4 adedinin ise 1 trilyon 400 milyar lira ettiğini gösteren belgeyi paylaşan Başkan Gökçek, “Altında da kendi imzası var. Yıl 1994 yani bir sene geçmiş aradan. Bu sefer 13 tane röntgen cihazı almış. Bir sene içerisinde enflasyon farkını falan koysan, olsun olsun 700 milyon olsun. Bakın bakalım kaç liraya almış? Aynı röntgen cihazını ertesi sene tanesini 2 trilyon 434 milyara almış. Tamamı ise, 31 trilyon. Bir yıl öncekinin aşağı yukarı 7-8 katı. Kimin imzası var burada? Kılıçdaroğlu” dedi.
1991 yılında Kılıçdaroğlu’nun genel müdür olduğu dönemde SSK’nın 128 bin lira karda olduğunu, ancak ayrıldığı dönemde SSK’nın 1 trilyon 111 milyon lira zararda olduğunu anlatan Başkan Gökçek, SSK’nın o dönemlerdeki durumunu gösteren gazete kupürlerini ve röportajlarını izleyenlere gösterdi.
TELEVİZYON ÇAĞRISINA “HODRİ MEYDAN”
Kılıçdaroğlu’nu “Türkiye’nin en beceriksiz bürokratlarından birisi” olarak nitelendiren Başkan Melih Gökçek, Kılıçdaroğ’nun televizyon çağrısına da cevap verdi ve şunları söyledi:
“Hodri meydan. Bir şey söyleyeyim mi? Kemal Kılıçdaroğlu bırakın benimle televizyona çıkmayı, benim kıyımdan bile geçemez. Kendi arkadaşları arasında konuştuklarını gayet iyi biliyorum. Benimle bir ara televizyona çıkmıştı. Orada tam 33 defa ‘konuya gel’ dedim. İnternet sitemde de var. Bir türlü gelemiyor. Genel İdare Kurulu’ndaki arkadaşı anlatıyor bizzat. Diyor ki, ‘bu Murat Karayalçın’ın dolduruşuna geldik. Söylediği doğru işe yükledik ama adam yakaladı bizi bırakmıyor’ diyor. Hodri meydan. Kılıçdaroğlu buyursun hemen yarın çıkalım. Benim istediğim değil. Kendisinin istediği Halk Tv’de çıkalım. Ama sıfır ihtimal. Niye biliyor musunuz? Çünkü korkar benimle televizyona çıkmaya.”
BAŞKAN GÖKÇEK’TEN KILIÇDAROĞLU’NA 4 SORU
Konuşmasına, “Kılıçdaroğlu’na şimdi 4 soru soracağım, cevaplarını teker teker versin. Sabah akşam Başbakan’ın çocuklarına laf atan adam önce bunlara cevap verecek. Hepsinin belgesi var. Bu sorularım yalansa beni mahkemeye versin” diyerek devam eden Başkan Gökçek, Kılıçdaroğlu’na şu soruları yöneltti:
- “Kızının bir tanesinin ismi Zeynep Kılıçdaroğlu. Bir kurultayda yaptığı konuşmasında ‘Politika halk için yapılacaktır akrabalarımız için değil, yakınlarımız için değil, halk için politika yapacağız’ diyen Kılıçdaroğlu, kızı Zeynep Kılıçdaroğlu’nu Vakıflar Bankası’na sokmaya kalkıyor, imtihansız olarak torpille sokuyor. Hani torpil yoktu? Kızını nasıl torpil kullanarak Vakıflar Bankası’na soktu? Herkes İmtihanla girerken, sen nasıl imtihansız olarak soktun?”
- “1997 yılında Çalışma Bakanlığı’nda müsteşar yardımcılığı yaparken 14 yaşında olan oğlun Kerem’i 1 Mart 1997 tarihinde Ekinciler Holding’de 61 gün sigorta yaptırdın mı? Oğlunuz Kerem’in sigortalı olduğu tarihte okullar açık olduğuna göre işe gitmesi mümkün değil. Bu konuda sahtecilik yapılmış mıdır, yapılmamış mıdır?”
- “Torunu var Kılıçdaroğlu’nun Duru Nadir isminde. İzmir Alsancak’ta Efe Akça Kayalıoğlu ve Filiz Erkul üzerine kayıtlı olan Arkek Turizm Reklam Hizmet Sanayi LTD ŞTİ’nde çalışmadığı halde 2 gün çalıştırılmış gösteriliyor. Kundakta bebek. 30 Nisan 2008 tarihinde yürürlüğe giren sosyal hizmet yasasından bir gün önce sigorta girişi yapılıyor bebeğin ve erken emeklilik hakkından yararlanıyor”
- “Adı geçen firmanın 30 Nisan 2008 tarihinde çıkan SGK Yasası’nın hemen öncesinde 86 kişinin sigorta girişini yapıp birkaç gün çalışır gösterip, sonra çıkışını verdin mi vermedin mi? Annesinin kızlık soyadı olan Gündüz soyadı ile 26 akrabasını işe aldı mı almadı mı? Eşinin aynı soyadını taşıyan 13 akrabasını işe aldı mı almadı mı?”
Başkan Gökçek’in sorularının ardından 1998 yılında Savaş Ay’ın hastanelerde yaptığı çekim ve röportajlar ile programında Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının yer aldığı görüntüleri de izleyen Başkan Gökçek, o dönem 26 dolara gümrük girişi olan kalbe takılan stendin yıllarca 2 bin 456 dolara alındığını, kalp pillerinin 900 dolar olduğunu, ancak 4 bin-8 bin dolar arasında satın alındığını, ecza deposuna 88 milyon liradan verilen kanser ilacının SSK tarafından 230 milyon liraya alındığını da belgeleriyle ortaya koydu. Örneklerini artırarak sürdüren Başkan Gökçek, Türkiye’nin o dönemden bu döneme başta sağlık olmak üzere pek çok alanda geldiği noktayı, yaşadığı gelişmeyi örnekleriyle ve istatistiki verilerle açıkladı.
“LOGO İLE İLGİLİ ANAYASA MAHKEMESİ’NE GİDECEĞİM”
Danıştay ve İdare Mahkemeleri tarafından Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarına ilişkin verilen aleyhte kararların sorulması üzerine de açıklamalarda bulunan Başkan Gökçek, “Danıştay ve İdare Mahkemeleri’nden üç tane haber geldi. Birincisi Atatürk Orman Çiftliği’nde bizim devam eden temaparkımız ve hayvanat bahçemizin planını iptal ettiler. İkincisi teleferik vardı. Özellikle Karapürçek’e yani Altındağ’a yapacağımız. Onu da iptal ettiler. Üçüncüsü de kedi logomuzu iptal ettiler. Bunların hiçbir tanesinin kanuni dayanağı yok. Mahkemelerin yapmış olduğu iş çok yanlış” dedi.
AOÇ’deki temaparkın iptal edilmesinin nedeni olarak da oradaki arazinin çürük olmasının ve üzerindeki oyuncakları taşıyamayacağının gösterildiğini anlatan Başkan Gökçek, “Bugün kalkıp denizin içine yüz katlı bina, havaalanı yapıyorlar. Böyle bir bilirkişilik ve raporu olur mu? Ben bu bilirkişilerin siyasi amaçla bunları kaleme aldığını ve mahkemelerin de bunlara uyduğunu düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Karapürçek’e teleferik hattının iptal edilme gerekçesinin de ulaşım planında olmaması olarak gösterildiğini anlatan Başkan Gökçek, teleferiğin yeni bir ulaşım aracı olduğunu, Yenimahalle-Şentepe teleferik hattının günde 15 bin yolcu taşıdığını söyledi. “Açık ifade ediyorum. Geçmiş dönemde bir idari yargı bakışına göre Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı her şey yanlıştı. Yüz şeyin 98’i yanlıştı ve bozuluyordu” diyerek açıklamalarını sürdüren Başkan Gökçek, “Sonra idari yargı normal düzeye girdi diye düşündük. Kararlar yüzde 70-80 bizim lehimize, 20-30 da aleyhimize geliyordu ve normal görüyorduk. Ama şimdi yine son zamanlarda bir anda döndü ve yüzde 80-90’ı aleyhimize gelmeye başladı. Yani idari yargıda bir bakış değişikliği başladı. Yani yargıya olan güvenimizi kaybetmemiz lazım. Yargıçların da siyasi görüşleriyle karar vermemesi lazım. Doğru olanı yapması lazım” dedi.
Kedi logosunun iptal edilmesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Başkan Gökçek, şunları söyledi:
“Ambleme gelince. Yargı direkt olarak yerindelik kararı vererek Anayasaya ve kanunlara aykırı karar veriyor. Kim verir amblemin kararını; belediye meclisi. Sana kanun böyle bir yetki vermiyor. Bu konuda Anayasa Mahkemesi’ne gideceğim. Oradan getireceğim bu sefer logo ile ilgili kararı.”
GAZZE’YE DUA
Başkan Gökçek, İsrail’in Gazze’de uyguladığı insanlık dışı saldırılarına ilişkin olarak, Büyükşehir Belediyesi’nin, bazı kantin ve sosyal tesislerinin de katıldığı protestolardan bahsetti. Özellikle bazı markaların satışını durdurduklarını kaydeden Başkan Gökçek, “İsrail’de de Türk mallarını almamak üzere bir kampanya başlatmışlar. Twitter’den bir mesaj attım; İsrail’in nüfusu 8 milyon ve bizimki 73 milyon. Bizimki 9 kat daha etkili. Kamuoyunda da gelişiyor bu protestolar. Bu da karşılık veriyor ki, bu firmalar bir bir açıklamalar yapıyorlar” dedi.
İsrail’in saldırılarına ilişkin de önemli bir değerlendirmede bulunan Başkan Gökçek, şunları söyledi:
“Rabbim yardımcıları olsun. Zulüm ilelebet devam edecek değil. Allah orada bulunanlara da güç verir inşallah. Şu kadar söyleyeyim; bizim inancımızda eninde sonunda bu İsrail’in ağaçların (Gargat Ağacı) arkasına kaçıp, saklanacağı yazıyor. Biz buna inanıyoruz, iman ediyoruz. Onun için sonunda İsrail’deki bu terörü yapan kişiler mutlaka cezalarını çekecekler inşallah. Allah yardımcıları olsun Filistin’in.”
Başkan Gökçek, 10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde vatandaşların oylarını dikkatli kullanmaları gerektiğinin de altını önemle çizdi.
(İHA)