Devlet Başkanı Park Geun-hye geçen hafta batan geminin kaptanını ve mürettebatını kınadı, yapılanların "cinayete eşdeğer" olduğunu söyledi. Kaza sonucu en az 64 kişi ölmüş, çoğu öğrenci 238 yolcu ise kaybolmuştu.
Abone olGüney Kore'de batan gemi mürettebatı ile Deniz Trafik Hizmetleri arasındaki son görüşmenin deşifresi yayımlandı. Bunun üzer,ne açıklama yapan Devlet Başkanı yaşananları "cinayet" olarak tanımladı.
Gemide mürettebat ile Deniz Trafik Hizmetleri ile yaptığı görüşmeler deşifre edilerek, kamuoyu ile paylaşıldı. Görüşmeler, mürettebatın kararsız kaldığını ve gemide büyük bir panik yaşandığını gösteriyor.
Görüşmelerin paylaşılmasının ardından bir açıklama yapan Güney Kore Devlet Başkanı Park Geun-hye, bunun bir cinayet olduğunu söyledi. Başkan Geun-hye, kaptan ve mürettebatın davranışlarını "akıl almaz ve kabul edilemez" şeklinde değerlendirdi.
Yayımlanan konuşmalarda, mürettebattan bir kişinin gemiyi tahliye etmekte kararsız kaldığı ve sürekli teknelerin hazır olup olmadığını sorduğu görülüyor.
Gemiden gelen ilk yardım çağrısından 29 dakika sonra geminin kumandasındaki kişi "Dışarı çıkın, yolculara kıyafetlerini ve can yeleği giymelerini söyleyin lütfen" diyor.
Mürettebattan biri de "Gemiyi boşaltırsak, yolcuları kurtarabilecek misiniz?" diye soruyor.
Deniz Trafik Hizmetleri'nden gelen cevap ise "En azından can yeleklerini giydirin ve kaçmalarını söyleyin" oluyor.
Devam eden konuşmalarda, mürettebattaki kişi iki defa daha yolcuların "hemen kurtarılıp kurtarılamayacağını" soruyor.
Yaklaşık 13 dakika sonra, gemide tahliye anonsu yapıldığı anlaşılıyor. Saniyeler sonra ise gemiyle iletişim kesiliyor.
Kazaya ani dönüş mü sebep oldu?
Çarşamba günü batan gemideki 475 kişiden 174'u kurtarıldı, 58 kişi hayatını kaybetti ve 244 kişi hala aranıyor.
Gemideki yolcuların çoğu, okul gezisine giden öğrencilerdi.
Geminin içinde sıkışanların attıkları mesajlar ve telefonda söyledikleri, çok sayıda insanın koridorlarda sıkıştığını ve yolcuların kaçamadığını gösteriyor.
Bazı uzmanlar, keskin bir dönüş sonucu gemideki yükün yer değiştirerek, geminin dengesini bozabileceğini iddia ediyor.
Yetkililer, bu iddiayı soruşturuyor. Ayrıca erken tahliye ikazı ile diğer yolcuların kurtulup kurtulamayacağı da araştırılıyor.
Dümende 3. kaptan vardı
Kaptan Lee Joon-seok, bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada insanların denizde sürüklenmesinden korktuğu için tahliye anonsunu geciktirdiğini söylemişti:
"Okyanus suyu soğuktu. Doğru düzgün bir kararla yolcuları tahliye etmezsek, can yeleği giysinler ya da giymesinler, okyanusta sürüklenebilir ve başka zorluklarla karşılaşabilirler diye düşündüm."
Kaptan Joon-seok ve kuırtulan iki mürettebat çalışanı hakkında, görevin ihmali ve deniz hukukunun ihlalinden soruşturma başlatıldı.
Savcılar, gemi batarken kaptanın dümende olmadığını, daha önce kaza sırasında gemi idare tecrübesi olmayan 3. kaptanın dümende olduğunu belirtti.
Gerginlik büyüyebilir
Yolcu yakınlarının arasından bir kadın "Bana çocuğumun cesedini getirikin ki ona sarılabileyim, yüzünü görebileyim" diye bağırıyor.
Kayıp yolculardan 17 yaşındaki Lee Jung-in'in babası ise soruyor: "Yetkili kişiden bir açıklama istiyoruz, neden emirler uygulanmıyor, neden hiçbir şey yapılmıyor? Açıkça yalan söylüyorlar ve sorumluluğu başkalarına yıkmaya çalışıyorlar."
Yolcu yakınları oldukça gergin, cesetlerin gemiden çıkarılamadan çürümesinden endişeleniyorlar.
Olay yerinden bildiren BBC muhabiri Jonathan Head, Başbakan'ın eylemcileri yürüyüş yapmamaları için ikna etmeye çalıştığını söylüyor. Head'e göre yetkililer, bu ihtilafın ülkede siyasi meseleye dönüşmesinden ve hükümete zarar vermesinden korkuyor.