İsmailağa tarikatında şok iddia. Gizli tanık anlattı; "Zorla evlendirdiler. Kocam baş başayken başörtüm açılınca dövdü. TV, telefon, pencereden bakmak yasaktı."
Abone olTartışmalara konu olan ve Erzincan ve Erzurum savcılarını karşı karşıya getiren İsmailağa cemaati davasında gizli bir tanık kadın anlattıkları inanılmaz... Radikal gazetesinde yer alan habere göre gizli tanık başından geçenleri şöyle anlatıyor;
İddiasına göre, genç bir kadın olan gizli tanık, Erzincan’da Diyanet İşleri’ne bağlı Yeni Mahalle Kuran Kursu’nda devam ederken, cemaate katılan arkadaşlarına ‘ilgi duyduğu ve mütevazılıklarına özendiği’ için aralarına girdi. Gizli tanığın, iddianamede yer verilen anlatımları şöyle:
PERDE ARKASINDAN TANIŞMA: “İsmailağa ile tanışmam 2001-2002’ye denk geliyor. Yeni Mahalledeki Kuran Kursu’nda hocalık yapan M.Ö., bana ilgi gösterdi. Beni Ahmet Bahadır Altınel (Tutuklu sanık) ile tanıştırıp çok değerli hoca olduğunu söyledi. Aramızda perde olduğu için yüzünü görememiştim.
TANIMADIĞIM KİŞİYLE EVLENDİRİLDİM: Kendilerinin gösterdiği biriyle evlenirsem ailemin baskı yapamayacağını söylediler. Altınel’in evinde, evleneceğim kişiyi gösterdiler. Şahıstan hoşlanmayıp istemediğimi beyan ettiysem de ‘nikâhta keramet var’ diyerek, aileden kurtulmanın yolu olarak gösterildiği için razı oldum.
GİZLİ KURSTA DİNİ EĞİTİM: Beni M.A.’nın işlettiği, Altınel’in sorumluluğundaki gizli eğitim verilen kursa götürdüler. Bu yer Bahçelievler’de, dışarıdan apartman gibiydi. Evde bulunduğum müddetçe pencereye çıkmama ve telefon etmeme izin vermediler. Ne zaman ağlayıp pişman olduğumu söylediysem, ‘Hele dur, büyük sevaba girdin, her şey güzel olacak’ diyerek engellediler. Bina, dışarıdan apartman gibi görünen ancak içerisi hem yatılı kalınabilecek hem gündüz gelinebilecek şekildeydi. Yer minderleriyle donatılmıştı. Değişik yaş gruplarından 12 kişi vardı.
İki ay eve kapatıldı...
Tanımadığı erkek ile evliliği bir felaket oldu...
Diğer sayfada...
YENİ İSİM VERDİLER: Eve geldiğim andan itibaren ismimi kullanmayıp yeni bir isim verdiler. İki ay dışarı çıkmadan evde tutuldum. Önceleri çok ağlayıp pişmanlığımı bildirdiysem de sonra uyum sağladım. Beni İstanbul’a gönderdiler.
MAHMUT HOCA İLE TANIŞMA: Orada perde arkasında beni Mahmut Ustuosmanoğlu ile tanıştırdılar. Benimle ilgili, ‘Herkes karşıma gelemez, seni rüyamda gördüm’ dedi. Bana, İsmailağa Camii’nde söylediklerine göre değerli bir kadın hoca çarşaf giydirdi. Bir hafta sonra çarşafla Erzincan’a döndüm. İstanbul Fatih’te 4-5 yaşındaki kız çocuklarının rubadan elbise giydikleri okul donanımında kalabalık yerler gördüm.
NAMAZ KILMAYAN EŞE DAYAK HAKTIR: Tanımayıp benimsemediğim kişiyle evlendirdikleri için huzursuz bir yaşam sürmeye başladım. Bunu M. Hoca’ya söylediğim zaman ‘Sen asi oldun’ diye beni suçladı. Çocuk yaparsak mutlu olacağımı söyledi, bir yıl sonra çocuğum oldu. Halen bu evlilik devam etmektedir. Evlilikte sürekli nedenli nedensiz şiddet gördüm. Kimsenin olmadığı bir anda bile başörtüm açılsa şiddet uygulanmaktadır. Boşansam bile bu şekilde yaşamam gerektiğini, aksi takdirde kafamı koparacağını söylemektedir. Eşimin beni dövdüğünde dini gerekçelerle, haklı olduğunu söylüyorlardı. Mesela kadın namaz kılmazsa, kocası çağırdığında yatağa girmezse, erkeğin dövebileceğini söylüyorlardı.
Atatürk'ü toprak bile kabul etmedi, o yüzden
üstüne beton döktüler... İnanılmaz sözler...
ATATÜRK, KAFİR BİR TOPLUM KURDU: Ben cemaat mensupları tarafından birkaç kez eğitime tabi tutuldum. Bu derslerin içeriği Arapça dersler, mızraklı ilmihal, Mahmut Ustaosmanoğlu’na ait birtakım yazılardı. Atatürk’ün kafir bir toplum kurduğunu, herkesi açıp saçtığını, toprağın bile Atatürk’ü kabul etmeyip dışarı attığı için betonla kapladıklarını anlatıyorlardı. Hatta resmi diyanet kursunda bile M. hoca Atatürk’ün fotoğraflarını ya ters çeviriyor ya da üstünü örtüyordu.
‘Cihat yapıyoruz’ diyorlar
ALEVİLER KAFİRDİR: Alevi kesime karşı ‘Bunlar kafirdir, pişirdikleri kestikleri yenmez’ diyorlardı. Hocalar cemaate bağlı gizli yerlerde ‘Cihat yapıyoruz’ diyorlardı. Eğer hoca olursam, cemaate ne kadar insan kazandırırsam maddi manevi o kadar tatmin edeceklerini, hatta kaloriferli ev alacaklarını söylüyorlardı.
KIZ ÇOCUKLAR OKUTULMUYOR: Cemaat evlerinde televizyon yasak. Kızlar okutulmaz. Altınel çocuklarını okula göndermemiş. Ama nasılsa çocuklarına diploma almış. Yine kız çocuklarının çarşaf giymeleri gerektiği, erkeklerinse sakal bırakmaları, şalvar girmeleri gerektiğini söylüyorlar.
EŞİM BENİ ÖLDÜRÜR: Benim gösterdiğim cesareti birçok kimse gösteremez. Bu ifadeyi verdiğim anlaşılsa eşim beni öldürür. Dine aykırı bir sürü uç şeyi kabullenebiliyorlar. Çoğu çok eşli.
YAŞAMIMI ÇALDILAR: Cemaate katıldığımdan bu yana adeta yaşamımı çaldılar. Bir cehennem hayatı yaşadım. Bunun büyük bir suç olduğunu düşünüyorum.
OLAYIN HUKUKİ YÖNÜ SKANDALLARLA
DOLU... Diğer sayfada...
Suçlama: Anayasal düzeni kaldırmak
İsmailağa Cemaati soruşturması Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner tarafından iki yıl önce başlatıldı. İddiaya göre, cemaate bağlı Medine Vakfı’nın kentte ve bazı ilçelerdeki evlerinde çocuklara yatılı dini eğitim veriliyordu. Hemen dinleme kararı alındı.
Edinilen bilgilere göre cemaat, çok sayıda kent ve ilçede açtığı çeşitli dernek ve vakıf bünyesinde kurs kurmuş, dini eğitim veriyordu.
Başsavcılık, 16 kentte operasyon yaparak aralarında cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ile Cüppeli Ahmet diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün de aralarında bulunduğu 69 şüpheliyi gözaltına almaya hazırlanıyordu ki, Özel Yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı devreye girdi. Erzurum, kendisine ulaşan, cemaatin ‘silahlı’ olduğunu öne süren ‘ihbarı’ gösterip dosyanın yetki alanına girdiğini savundu.
Cihaner’e göre, grubun ‘silahlı’ olduğu yönünde bilgi yoktu. İhbar mektubu dosyanın Erzurum’a gönderilmesini isteyen şüphelilerce gönderilmiş olabilirdi.
Sümenaltı iddiası
Erzurum savcılığı 5 Mayıs’taki Erzincan Valiliği’ne gönderdiği yazıda, Erzincan başsavcılığının görevini kaldırdığını belirterek, başsavcılığın emirlerine uyulmamasını istedi. Erzincan Başsavcılığı ise 26 Mayıs’ta valiliğe, Erzurum Başsavcılığı’nın böyle bir yetkisinin bulunmadığını belirtti. HSYK’ye de şikâyet etti. Ancak dosya, artık Erzurum’daydı.
Erzincan savcılığı soruşturmasında 235 şüpheli vardı. Ancak Erzurum’da 16 kişi hakkında “Anayasal düzeni kaldırmaya teşebbüs ve kanuna aykırı eğitim kurumu açma” suçlarından dava açıldı. Erzincan Başsavcılığı’nın soruşturulmasını istediğini şu suçlamalar hakkında Erzurum savcısı takipsizlik verdi:
Karapara aklama, sahte diploma hazırlama, cemaatin isteği doğrultusunda Diyanet’in imam ataması, çocukların okula gönderilmemesi, bunu engellemek isteyen MEB görevlilerini pasifize etme, bazı polislerin şüphelileri haberdar etmesi, İBB’nin imara aykırı yapılaşmaya göz yumması, siyasi sebeplerle tayin, sahte seçmen kaydı, ihaleye fesat karıştırma, bazı belediye başkan adayları hakkında ses dosyası hazırlama, rüşvet, iki bakanla ticari çıkar için görüşme...
Erzincan Başsavcısı Cihaner’e iki idari soruşturma açıldı ve daha sonra telefonlarının dinlendiği ortaya çıktı. İSMAİL SAYMAZ / Radikal