BIST 9.913
DOLAR 35,25
EURO 36,70
ALTIN 2.961,88
HABER /  DÜNYA

Gezi’den gerekli dersleri aldık

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olarak, "Gezi Parkı’yla ilgili biz kendimiz ilerisi için almamız gereken de...

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olarak, "Gezi Parkı’yla ilgili biz kendimiz ilerisi için almamız gereken dersleri aldık, halen de bunları değerlendiriyoruz" dedi.
Washington’daki Middle Institute adlı düşünce kuruluşu tarafından düzenlenen “Türkiye” konulu toplantıda konuşan Atalay, "Bugünlerde özellikle Gezi Parkı olayları vesilesiyle üzerinde soru işaretleri oluşturulmak istenen bir Türkiye’den bahsediyoruz. Bu olayların özellikle uluslararası basında yer alma biçimi bizi çok rahatsız etti. Çünkü yaşanan bir hadise adeta 10 yıllık bir birikimi katletmeye, tasfiye etmeye, 10 yıldır özene bezene tırnağımızla kazıya kazıya her türlü riski göze alarak ama her defasında milletin desteğini alarak inşa ettiğimiz gerçek Türkiye’ye yönelik adeta sistematik bir yıpratmaya da dönüştü" dedi.
Atalay, "Biz Türkiye olarak, hükümet olarak, ilk başta Gezi Parkı olayları başladığında yanlışlar var, polisin yaptığı yanlışlar var, bazı yanlış tutumlar var, bunlara karşı tepkimizi dile getirdik. Buradaki gerekli soruşturmalar da yürütülüyor. Biz Gezi Parkı’nı çok iyi analiz ediyoruz. Son iki haftada meydana gelen olayları, buradaki katılım profilini, gerekçelerini, sebeplerini çok iyi analiz ediyoruz. Buradan alacağımız dersler var, tedbirler var. O konuda çok dikkatliyiz" diye konuştu.

"GEZİ PARKI OLAYINI ARTIK BİTTİĞİ YÖNÜNDE DEĞERLENDİRİYORUZ"
"Şu anda biz Başbakanımızın iki gündür temsilcilerle görüşmesi, heyetle görüşmesi, sonunda alınan karar, varılan sonuç, bunun artık bittiği yönünde diye değerlendiriyoruz" diyen Atalay, "Ama burada tabi esas şuna bakmak lazım; dış basında veya değerlendirmelerde Türkiye’deki bu gelişmeleri, Arap Baharı’nın bir zinciri gibi algılama ve takdim etme oldu. Bunu biz bir haksızlık olarak görüyoruz. Türkiye’yi biraz bilenler, Türkiye evet Ortadoğu’da bir İslam ülkesi ama Arap Baharı’nın bir zinciri değil. Bunu çok iyi ayırt etmek lazım. Türkiye farklı bir konumda. Demokratikleşmesiyle, sistemiyle diğer Arap Baharı’ndaki gelişmelere örnek, model oluşuyla Türkiye farklı bir konumda. Arap Baharı’nın bir parçası, Kahire’deki bir olay gibi takdim edilmesi Türkiye’yi tanımamaktır" ifadelerini kullandı.
Atalay ayrıca, "Türkiye’deki bu gelişmelerin içinde biz kendimiz değerlendirmeler, analizler yaparken, özellikle bir çevre hassasiyeti ile duyarlılığı olan masum bir tepki var. Bunları ayırmak gerekiyor. Bunun yanında epeyce radikal unsurlar var. Daha çok illegal örgütler var. Bu fırsatı kullananlar ki, çevreye zarar verip tahribat yapanlar bunlar. Bir de belli bir muhalefeti olan, hükümete karşı tavrı olanlar var. Gezi Parkı olaylarında bunların hepsini ayrı ayrı değerlendiriyoruz" dedi.

"GEZİ PARKI İLE İLGİLİ ÇOK İYİ ARAŞTIRMALAR YAPTIRDIK"
Atalay konuşmasına şöyle devam etti:
"Gezi Parkı ile ilgili çok iyi araştırmalar yaptırdık. Burada masum, çevre hassasiyeti içerisindeki protestoları, parkı sahiplenmeyi biz de çok değerli görüyoruz. O çevre hassasiyeti önemli. İlk iki günde İstanbul’da güvenlik birimlerinin bu insanlara tutumunu asla onaylamıyoruz. Onlarla ilgili soruşturma sürüyor. Ama burada sizlere ifade etmek istediğim, bu sadece masum bir Gezi Parkı olayı değil. Her ülkede iktidarın muhalefeti olur. Biz de 11. yılımızdayız. Tek başına hükümetiz. Gayri memnun olan birileri olacaktır. Türkiye’de güçlü bir muhalefetin olmayışı da doğrusu bir faktör. Biz de güçlü bir muhalefet yok şu anda. Ana muhalefet partisi de bu sokak olaylarından medet umuyor."

"EN GÜÇLÜ DİRENÇ DEĞİŞİME KARŞI ÇIKAN ULUSALCI KESİMDEN GELİYOR"
En güçlü direncin değişime karşı çıkan ulusalcı kesimden geldiğini söyleyen Atalay, "Burada bir noktayı çok önemli görüyorum. Burada şunu düşünmeyin, ben iktidarın Başbakan Yardımcısıyım, iyi analizlerle mümkün olabildiğince değerlendirme yapmayı tercih ederim, burada bir ulusalcı kesim var. Bunlar bizim çözüm sürecine de, yani Kürt sorunu ve terörü bitirme sürecine de çok şiddetle karşı koymuş, akil insanları gittikleri yerlerde protesto eden kesimler var. Onlar burada en aktifleridir. Bir manada, hani Arap Baharı ülkelerinde değişimi isteyen insanların hareketi, sokağa dökülmesi, karşı çıkışı söz konusu, Türkiye’de ise statükoyu korumak isteyenlerin bize muhalefeti var. Biz yapıyı değiştirmek isteyen bir hareketiz, burada aksine bizdeki ana muhalefet partisi en tutucusudur. Yeni anayasada mesela uzlaşma kolay sağlanamıyor, sebebi yeni anayasayı istememeleri. Mevcut korumak, yapıyı korumak muhalefet için daha önemli" dedi.

"BAŞBAKANIN DERİN BİR İNSANİ BOYUTU VAR"
Başbakan Erdoğan’ın son zamanlarda uluslararası alanda da otoriter lider görüntüsü olduğunu belirten Atalay, "Doğrusu biz en yakınında çalışan insanlarız. Her şeyi kendi ortamımızda konuşuruz. Bizim ortamlarımızda her şey istişare edilir. Ve o istişareye genelde uyulur. Genel Başkanımızın herkes bilir, derin bir insani boyutu vardır. İnsanlarla ilişkilerinde çok iyidir. Ama bu Gezi Parkı olayında maalesef belki algıyı iyi yönetemedik, bazı yanlış algılar oluştu onu da kabul ediyorum" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye son 10 yılda büyük bir değişim geçirdi, biz buna sessiz devrim diyoruz. Biz hükümet olduğumuzdan beri en önemli misyonumuz, Türkiye’yi normalleştirmek, demokratikleştirmek, geçmişteki tabulardan kurtarmak, insan haklarıyla ilgili izleri silmek ve özgürlük alanlarını genişletmek oldu. Biz mevcut yapıya, statükoya karşı bir tutum içinde bu partiyi kurduk, çünkü kendimiz o mecralardan geliyoruz ve bu 10 yılda da bu yapıyı değiştirmek için bu adımları attık."

"HÜKÜMET OLARAK MUTFAĞIMIZ İYİ ÇALIŞIR"
"AK Parti olarak, hükümet olarak mutfağımız iyi çalışır” diyen Atalay, “Yani stratejiyi çok önemli görürüz. Ben de o mutfakta çok çalışanlardan birisiyim. Yani kamuoyu nabzını iyi tutarız, sürekli kamuoyu yoklamaları ile icraatımızı, düşüncelerimizi, planlarımızı vatandaşlarla paylaşırız, hem de uzun vadeli stratejimiz olur. Toplumsal değişim ve siyasal değişim ciddi bir strateji gerektirir. Bu değişimi iyi yönetemezseniz kırılmalar olabilir. Zamanında gerekli adımları atmanız gerekir" dedi.
Atalay, "Özellikle bugün Türkiye artık eski Türkiye değil. Toplumsal yapısıyla, siyasi diliyle, kültürel iklimiyle çoğulculuğun demokratik bir karaktere büründüğü, bunu garantiye almış ve geriye de dönülmez bir durumda Türkiye" ifadelerini kullandı.
AK Parti’nin vesayet sistemini değiştirme sürecinde ciddi zorluklarla karşılaştığını ancak dik bir duruşla demokrasiyi savunduklarını söyleyen Atalay, "İşkenceye sıfır tolerans politikasını çok başarıyla uyguladık. Bütün karakollar değişti. 40 bin polisi eğittik. Türkiye’yi doğrusu normalleştirmek için çok çaba sarfettik. Özellikle ifade ve düşünce özgürlüğüyle ilgili hukuk sistemimizde çok değişiklik oldu. Hala sorunumuz var ama son 4. yargı paketiyle şiddet içermeyen, terör içermeyen bütün düşünceyi ifade edilebilir hale getirdik. Özellikle bu basın kesimiyle ilgili. Özellikle örgütlenme özgürlüğünün önündeki bütün engeller kaldırıldı. Sendikal haklar güçlendirildi. Daha şeffaf bir kamu yönetimi oluşturuldu. İnsan hakları, ombudsmanlık kurumları kuruldu. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı getirdik. İnsan hakları ile ilgili konularda insanlarımız AİHM’ye gidiyordu. Bu tabi çok zor bir şey. Bütün bu ve benzeri hususlarda ileri adımlar attık ama halen de özellikle yeni anayasa yönünde çabalarımız ve çalışmalarımız var. Yeni anayasa yapılmadan Türkiye’nin demokrasisinin gerçek manada derinleşmesinin mümkün olmadığını da biliyoruz" dedi. Çözüm sürecinde yazılı bir mutabakat ve verilmiş bir söz olmadığını vurgulayan Atalay, şunları kaydetti:
"Çözüm sürecinde şöyle bir şey yok. Yazılı bir mutabakat yok, verilmiş bir söz yok. Sadece şu var, kararımız şu; şiddet bitecek, terör bitecek, sonra siyaset kurumu bir araya gelecek, varsa sorunlar, kalan sorunlar, onları çözecek. Siyasetin içinde konuşarak, düşünce ile bunlar çözülecek. Güvene dayalı bir süreç yürüyor. Ve biz şu anda hiç kimsenin o güveni sarsmadığını görüyoruz. Karşı taraf güveni sarsmadan gerekenleri yapıyor. Biz de yeni demokratikleşme adımlarıyla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Yol temizliğinde geride kalanlar varsa, o konuları şu anda dikkatle çalışıyoruz. Siyasi mekanizmalar içinde de bunları çözeceğiz. Ama şöyle bir kararlılığımız var, inşallah ülkemizde PKK terörü bitecek.”
(İHA)