BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Gezi Parkı olaylarındaki tutumu nedeniyle İmralı’ya gidecek heyetten çıkarıldığı iddialarına ...
Abone olBDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Gezi Parkı olaylarındaki tutumu nedeniyle İmralı’ya gidecek heyetten çıkarıldığı iddialarına üzerine, “Gezi Parkı meselesindeki tutumumdan dolayı bunun dışına çıkarılmışsam, bu çıkaranın ayıbıdır” dedi.
BDP’li Sırrı Süreyya Önder, Gezi Parkı olaylarına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul Valiliği’ne gelerek mülkiye başmüfettişlerine bilgi verdi. 4 müfettişle görüşen Önder, çıkışta gazetecilere açıklamalarda bulundu. Önder, olayların yaşandığı diğer iller için de benzer soruşturmaların başlatıldığını, bu bölgeler için de ayrı müfettiş görevlendirildiğini söyledi. Yarın İmralı’ya gidecek BDP heyetinden çıkarıldığı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine ise Önder, “Gitmiyor muymuşum? Gezi Parkı ile bir ilgisi varsa bu saçma ilgi kuruluyor. Çünkü başından beri bu süreç barış sürecinin karşıtıymış gibi gösteriliyor. Oysa böyle bir denklem kurulamaz. Tam da barış sürecinin hedeflediği şey demokratik itirazların, demokratik siyaset alanlarının genişlemesi, tam bir demokrasinin bu ülkede herkes için gerçekleşmesi. Kürtlerin temel talebi bu. Bunu da kendileri için değil, bütün ülke için istiyorlar. Gezi Parkı meselesindeki tutumumdan dolayı bunun dışına çıkarılmışsam bu çıkaranın ayıbıdır. Meseleyi kavrayamamış olduğunun göstergesidir. Ama süreç bundan zarar görmez. Biz başından beri isimleri hiç tartışmadık, yine de tartışmayacağız. BDP’li bütün vekiller bu görüşmeleri yürütecek yetkinliktedir. Onun için hangi arkadaşımızın gidiyor olmasının hiçbir kıymeti yok” dedi.
“Barış sürecine destek vermek için heyette yer almak da gerekmez” diyen Önder, şunları söyledi;
“Sürece bütün gücümle olumlu anlamda katkı sunmaya devam edeceğim. Bunları da tarih bir yere yazar. Kim aymazlık içinde hareket ediyor, kim sorumlu davranıyor tarih bunların çetelesini tutuyor. Süreç bundan hiçbir şekilde ne etkilenir, ne sarar görür. Ama süreç şundan etkilenir; siz eğer bir an önce antidemokratik yasaları üstelik bir anayasa değişikliğine de ihtiyaç duymayan yasaları gerçekleştirmezseniz, bu halk demokrasiyle yönetildiğini duyumsamazsa hiçbir projeyi hayata geçirme şansı yoktur. Hükümetin, devletin bu ferasetle düşünmesinin iyi olacağını düşünüyorum.”
Önder, olayların ardından yaşanan yoğunlukta 30 bin kilometre yol kat ettiğini belirterek, “Hepsinde de araba kullanıyorum. Bu fiziksel yorgunluktan beri kalırız, bu zamanı barışa ve toplumsal itirazlara ayırırız” dedi.
Herkesin demokrasi çerçevesinde kalması gerektiğini vurgulayan Önder, “Bu süreci okuyamayan, bu süreci başka mahfillerle ilişkilendirmeye çalışan değerlendirme süreci okuyamıyor demektir. Siz bir hukuksuzluk başlatmışsınız, millet de ‘yeter artık’ demiş. Bunun bir tek ilacı vardır daha çok demokrasi” ifadelerini kullandı.
Olaylarla ilgili İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yu eleştiren Önder, “Bu vali burada oturmaktan ne anlıyor? Bir kenti bu kadar tarumar edeceksin, ondan sonra bu koltuğa oturacaksın. Israrın ne anlamı var. Ben valiyle ne görüşeceğim. Olayların üçüncü günü İçişleri Bakanı’nın aradım, müsteşarı çıktı telefona. Sonra Sayın Bakan’la da görüştüm. Ona dedim ki ‘sizi yanlış bilgilendiriyorlar. Çünkü hep var olan fotoğrafı söylüyorlar. Ama sizin sormadığını şu ‘dün kaç kişiydi, bir saat önce kaç kişiydi, yarın kaç kişi olacak.’ Bu yönelimi görmeyen bir idarecilik olabilir mi. Bunu görmeye görmeye bu hale getirdiler. İçişleri Bakanı’nın önersiyle vali beni aradı. Bir ilin valisi, bir ilin vekiliyle öyle konuşmaz. Sayın validen bir beklentim yok, bir umudum da yok açıkçası. Onun kapasitesini aşan şeyler demek ki” dedi. Önder, “Yapın sarayınızda oturun, yıkın viranenizde oturun” dedikten sonra valilikten ayrıldı.
(İHA)