NTV'ye konuk olan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Gezi Parkı olaylarına olumlu yönden baktı. Bayraktar'a göre, Gezi Parkı olayları sayesinde Türkiye'de çevre duyarlılığı arttı.
Abone olÇevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili NTV'ye özel açıklamalarda bulundu.
Şiddet içermeyen gösterilere saygı gösterdiklerini söyleyen Bayraktar, "Ağaç kesmeye tepki göstermeyi takdirle karşılıyoruz" dedi.
Bayraktar, Gezi Parkı olaylarının bazı 'faydaları olduğunu' da ifade etti.
Yaşananların çevre duyarlılığını artırdığına işaret eden Bayraktar, "Gezi Parkı ile Türk insanına çevrecilik nedir, iklim değişikliği nedir, havaların ısınması, derelerin kirlenmesi nedir, bunu biraz daha anlatma fırsatı bulduk" diye konuştu.
Bayraktar'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Gezi Parkı eylemleriyle ilgili çevre hassasiyetine, sağduyulu herkes saygı gösterdi. Hükümetimiz, partimiz, Başbakanımız, saygı gösterdi ve anlayışla karşıladı.
Ağaç kesmeye tepki göstermeyi, hem takdirle hem teşekkürle hem anlayışla karşılıyoruz. Ancak projeye baktığımızda, iki aşamalı olduğunu görüyoruz. Birincisi araç trafiğinin yer altına alınarak Taksim'in yayalaştırılması. Bu bitmek üzere olan bir proje, ağaçlandırma ve yeşillenme artacak.İkincisi ise Topçu Kışlası... Buradaki inşaat henüz başlamış değil, henüz projesinin onayı da yapılmış değil. İstanbul'a ve Taksim trafiğine fayda sağlayacak proje bahene edilerek olay farklı boyutlara çekildi. Oluşturulan zarar 200 milyon lirayı buldu.
YAPTIĞIMIZ BİR YANLIŞ VARSA...
Tamamen hükümete karşı bir eyleme dönüştü. Topyekün bir kalkışma hareketi yapıldı. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Demokratik ülkede çıkarsınız eylem yaparsınız, bizim yaptığımız yanlış bir şey varsa bunu kamuoyuna anlatırsınız.
Ama bu kırmaya, yıkmaya dönük bir olay olduğu zaman kamuoyu bunun hesabını yapar. Türkiye'de birbirimizi kabul etmek ve anlayışla karşılamak durumundayız. Bu işler 'benim dediğim olacak' şeklinde dayatmalarla olmaz.
Başbakanımız ve 3 bakan, sanatçı ve Taksim Dayanışması'ndan isimlerle görüştü. Başbakan tarafların görüşlerini sonuna kadar dinledi ve bir konsensüs oluştu, 2 toplantıda da.
Görüşmelerde, benim anladığım kadarıyla ufak tefek nüansların dışında, anlaşma sağlandı. 'Biz buradaki süreci şu anda durdurduk' dedik. 'Mahkeme kararı var konuyla ilgili, bunu bekleyeceğimizi ve bizim lehimize sonuçlansa bile halk oylamasına gideceğimizi' söyledik.
BUNLARA DA BİR ŞEY DEMİYORUZ!
Bu projenin içerisinde bilim adamları, mimarlar, ziraat mühendisleri, orman mühendisleri var. Çoğunluğun dediğini dinlemiyorsunuz, bilim adamlarının dediklerini dinlemiyorsunuz. "Onların dediğini yapmayacaksınız, bizim dediğimizi yapacaksınız" iş bu noktaya geldi.
Biz sizi yine dinleriz ama bilimin dediği, çoğunluğun dediği ne ise doğrusu ne ise onu hep beraber yapacağız ve kabul edeceğiz. Şu anda durma eylemi yapılıyor. Bunlara bir şey demiyoruz, durabilirler. Kamuya zarar vermedikçe, kırıp dökmedikçe bir şey demiyoruz.
Biz kararlılıkla çalışıyoruz. Bizim hesabımız pazara kadar değil. Biz Türkiye'de 2023 dedik, 2053 dedik, 2071 dedik. Bunlar boş ifadeler değil, altı dolu tezlerdir. Vizyona dayalı projelerdir. Bunlar ülkemizi belirli noktaya getirmek için yapılan projelerdir.
Biz milletimizle beraberiz. Ülkemizin gelişmesi için azimle çalışıyoruz. Çevrecilik konusunda da BM kararlarına, Rio konferansı kararlarına ve Kyoto protokolüne gelişmiş ülkelerden daha duyarlıyız.
BİZİMLE KİMSE YARIŞMASIN
Çevrecilik konusunda kimse bizimle yarışmasın. Çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Çevre bilincini artırmak amacıyla daha da ileriye gideceğiz.
Yalnız benim şahsıma, bakanlığıma bir faydası oldu Gezi Parkı'nın. Çevreciliği Türkiye'ye daha çok tanıttı. Daha çok anlattı. Bizim duyarlılığımızı daha çok artırdı. Gezi Parkı ile Türk insanına çevrecilik nedir, iklim değişikliği nedir, havaların ısınması, derelerin kirlenmesi nedir, bunu biraz daha anlatma fırsatı bulduk. Bu bakımdan böyle bir faydası oldu, teşekkür ediyoruz."