Gezi olayları davasında karar çıktı. Mahkeme tüm sanıkları beraat ettirdi. Osman Kavala için tahliye kararı verildi.
Abone olGezi Parkı eylemlerine ilişkin aralarında iş adamı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve oyuncu Mehmet Ali Alabora'nın da bulunduğu 1'i tutuklu 6'sı firari 16 sanığın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan yargılandığı davada karar çıktı. Davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala'nın da aralarında olduğu 9 kişiye beraat kararı verilirken aralarında Can Dündar ve Mehmet Ali Alabora'nın da bulunduğu 7 firari sanığın dosyası ayrıldı. Haklarında ifadelerinin alınması için yakalama kararı çıkarıldı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmada, sanık avukatları talepte bulundu. Mahkeme heyeti, tüm taleplerin reddine karar vererek, esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için sanıklara söz verdi.
Tutuklu sanık Osman Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) serbest bırakılmasını talep eden kararında, dava dosyasında ve iddianamede cebir ve şiddet kullandığı, şiddet eylemlerini başlattığı ya da yönlendirdiği, suç sayılan davranışlarda bulunanlara destek verdiği yönünde hiçbir delil olmadığını belirttiğini kaydetti.
Kavala savunmasında ne dedi?
AİHM kararındaki tespitlerin dikkate alınmasını isteyen Kavala, şunları söyledi:
"Gezi olaylarının bir kalkışma olduğu, bu kalkışmanın bir odak tarafından planlanıp yönetildiğine dair komplo kurgusu iddianamedeki olgulardan çıkarılmış değildir. Nesnel bakan bir gözlemciyi buna ikna edecek hiçbir bilgi, belge iddianamede yoktur. Bu kurgunun temelini oluşturan Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesince hazırlanmış Analiz Raporu'nda bu iddia, hiçbir delil olmadan, sadece internette çıkan bir yazı kullanılarak öne sürülmüştür."
Delil vasfı olmayan belgelerin sayısı artınca delil olmuyor
İddianamedeki hiçbir olgu ve olayla suç sayılan eylemler arasında doğrudan ilişki kurulamadığını anlatan Kavala, delil vasfı taşımayan bilgi ve bulguların sayısının artırılmasının bunları delil haline getirmeyeceğini söyledi.
Sanık Kavala, "Davanın adil bir şekilde yürütüldüğünün anlaşılması için usul kurallarına uyulmasının yanı sıra temel önemdeki hukuk normlarına bağlı olunduğunun da görülebilmesi gerekir. Her ne kadar çok geç olduğunu biliyorsam da mahkemenizi olaylara ve olgulara siyasi söylemlerin empoze ettiği biçimde değil, tarafsız bir gözlemci gibi bakmaya davet ediyorum." diye konuştu.
Bir yönlendiricisi, örgütü, fonu yoktur
Tutuksuz sanık Mücella Yapıcı, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmayacağını, savunmasını beraat ettiği mahkemede verdiğini dile getirdi. Sanık Yapıcı, "Sizlerin olmadığı ilk duruşmada da bunun gerekçelerini açıkladım. Buradaki diğer arkadaşlarım için süre talep ediyorum, kendim için değil. Gezi direnişi yargılanamaz. Bir yönlendiricisi, örgütü, fonu yoktur. Ben burada sözlerimi canlarını kaybeden o 8 çocuğun ve göz nurunu kaybeden bütün dostlarımın önünde saygıyla bitiriyorum. Buyurun hüküm sizindir." dedi.
Alkış gelince mahkeme başkanı uyardı
Yapıcı'nın savunması, salondakiler tarafından alkışlanınca Mahkeme Başkanı Mehmet Galip Perk, uyarıda bulundu. Tutuksuz sanıklar Ali Hakan Altınay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater Utku ve Yiğit Ali Ekmekçi, mütalaaya karşı savunma yapmak için süre talep etti.
Tutuksuz sanık Can Atalay, davanın kurmaca olduğunu ifade ederek, "Gezi direnişi bu toplumun yüz akıdır." derken, tutuksuz sanık Mine Özerden de "Bu davanın kurgu olduğu çok açıktır." ifadesini kullandı. Emniyet Genel Müdürlüğü, Hazine ve Maliye Bakanlığı avukatları, mütalaaya katıldıklarını söyledi.
Sanıkların son sözleri
Mahkeme, süre talebini reddederek, sanıklara son sözlerini sordu. Osman Kavala, "Deliller incelendikten ve tanıklar dinlenildikten sonra son sözümü söyleyeceğim." dedi. Can Atalay, avukatlarına söz verilmeden konuşmayacağını söylerken, Ali Hakan Altınay da kendisi yerine avukatının konuşmasını istedi. Mücella Yapıcı, "Mahkemenin bundan sonra biraz daha hukuk kurallarına uygun, sakin ve sağduyulu geçmesini istiyorum." derken Çiğdem Mater Utku, "Umarım gerçekten hukuktan bahsedeceğimiz bir son söz duyarım sizden. Beraatimi istiyorum." diye konuştu.
Mine Özerden beraatini talep ederken, Tayfun Kahraman "Mütalaa hakkında savunmam alınmadan, avukatlarım konuşamadan son söz söylemenin hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum. Bu suçlarla hiçbir ilgimiz yokken yargılanıyoruz. Hakkımızda beraat istiyorum." ifadelerini kullandı. Sanık Yiğit Ali Ekmekçi, "Adaletli ve vicdanlı karar vermenizi istiyorum." dedi.
Mahkemenin kararı
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Osman Kavala, Ayşe Mücella Yapıcı, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden hakkında "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs", "mala zarar verme", "nitelik yağma", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi", "kasten yaralama", "ağırlaştırılmış yaralama" ve "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet" suçlarından dava açıldığını hatırlatarak, "yüklenen suçların işlendiğine dair mahkumiyete yeter derecede hukuka uygun somut ve kesin delil bulunmadığı"ndan sanıkların beraatine karar verdi.
Tutuklu sanık Osman Kavala'nın da tahliyesine hükmedildi.
Can Dündar'ın dosyası ayrıldı
Firari sanıklar Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dosyalarının ayrılmasını kararlaştıran mahkeme, bu sanıklar haklarındaki yakalama kararlarını kaldırdı.
Mahkeme, bu sanıklar hakkında ifadelerinin alınmasına yönelik yakalama kararı çıkardı. Mahkemenin kararı, sanıklar ve salonda bulunanlar tarafından alkışlandı, bazı izleyicilerin ağladığı görüldü.
İddianamede ne deniliyordu?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 657 sayfalık iddianamede Osman Kavala, Memet Ali Alabora, Ayşe Mücella Yapıcı ve Can Dündar’ın da aralarında bulunduğu 16 sanık ve 746 müşteki bulunuyor.
Tüm sanıklar hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen iddianamede, bazı sanıkların "mala zarar verme", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması", "ibadethane ve mezarlıklara zarar verme", "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet", "nitelikli yağma" ve "nitelikli yaralama" gibi suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması isteniyordu.
İddianamede, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Osman Kavala’nın "mala zarar verme, nitelikli mala zarar verme, ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi, kasten yaralama, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu’na muhalefet, ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanuna muhalefet" ve "nitelikli yağma" suçlarından 612 yıldan 3 bin 158 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyordu.