BIST 9.650
DOLAR 34,60
EURO 36,31
ALTIN 2.978,56
HABER /  GÜNCEL

Gerilla taktiğine ceza indirimi

Sevgilisini yatakta 5 kurşunla öldürdü. Sevgilisinin sözlerini tahrik kabul eden mahkeme, cezasında indirime gitti.

Abone ol

Antalya'da 2 yıl önce, evli, 2 çocuk babası olan işadamı sevgilisi Ahmet Develier'i cinsel ilişki sonrası yatakta 5 kurşunla öldüren SSK Müfettişi 46 yaşındaki Gülay Çetin, önce ömür boyu hapis cezasına çarptrıldı.

Sevgilisinin olay gecesi “Ne evlenmesi, biz gerilla usulü vur kaç taktiği uyguluyoruz” sözlerini ‘tahrik’ kabul eden mahkeme, cezayı 15 yıla indirdi.

‘Kasten adam öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan Gülay Çetin, bugün son kez hakim karşısına çıktı.

Antalya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Çetin, “Cinayetin nedeni kadınlık onurumdur. Takdiri mahkemeye bırakıyorum” dedi. Mahkeme heyeti, Çetin'i önce ‘kasten adam öldürmek’ suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Heyet; ölen Ahmet Develier'in girdikleri cinsel ilişkinin ardından Gülay Çetin'in “Evlilik ne zaman olacak?” sorusuna verdiği “Ne evlenmesi, biz gerilla usulü vur kaç taktiği uyguluyoruz” yanıtını ‘tahrik’ olarak kabul ederek, cezayı 18 yıla, zanlının duruşmalardaki iyi halini de gözönüne alarak 15 yıla indirdi.

HIRSIZIN HİÇ Mİ SUÇU YOK

Bahçelievler Mahallesi'ndeki evinde, evli ve 2 çocuk babası işadamı sevgilisi Ahmet Develier'i 22 Aralık 2006'da tabancayla vurarak öldüren SSK Antalya Bölge Müdürlüğü'nde görevli müfettiş Gülay Çetin, karar duruşmasından önceki duruşmalarda, “Hırsızın hiç mi suçu yok?” diyerek savunma yapmış ve cinayet nedenini ‘kadınlık onuru’ olarak göstermişti.

Çetin, Ahmet Develier ile ilişkisinin ayrıntılarını önceki mahkemede anlatmış, öldürdüğü evli sevgilisiyle 4 yıl önce tanıştığını ve kendisini bekar olarak tanıttığını söylemişti. Gülay Çetin, “Ahmet 3 yıl boyunca beni evlilik için ikna etmeye çalıştı ve her yerde eşi olarak tanıttı. Evli olduğunu öğrendiğimde bir süre kendisinden ayrıldım, ancak tüm karşı koymalarıma rağmen ilişkimizin devam etmesi için olay gününe kadar beni zorladı. Benimle evlenmek istediğini söylüyor, şiddet ve cebir uyguluyordu. Mesleki konumum ve aile terbiyem nedeniyle bu baskıyı kimseye söyleyemedim ve kendim mücadele etmeye çalıştım” demişti.

Gülay Çetin duruşmalarda kendisini suçlayan Develier'in yakınlarına ise “Maktulün yakınları ve avukatı benim evli erkeklerle birlikte olduğumu iddia ediyor. Aşağılayıcı yalanlar söylüyorlar. Ben erkek delisi bir kadın değilim. Öyle olsa 52 yaşında biriyle birlikte olmazdım. Ben sevdim. Ölenin yakınları ve avukatlarına, hakkımda yazdıkları senaryo için en iyi senaryo Oscar'ı verilmeli. Maktule beni bırakması için yalvardım. Mesleki konumu ve ekonomik durumu gayet iyi olan bir kadınım. Maktulü hiçbir şey için asla kullanmadım” demişti.

Evlilik isteği nedeniyle aralarında tartışmaların artması üzerine ayrıldığı Ahmet Deliver'in olay gecesi de zorla evine geldiğini ve kendisiyle birlikte olmaya çalıştığını iddia eden Çetin, “Olay gecesi bana saldırdı. Korkunçtu. Canavarca davranıyordu. Maktulün ailesi neden beni anlamıyor? Empati kurup neden benim yerime düşünmüyorlar? Tek cahilliğim ona inanmaktı. Geleceğimi aldı. Beni kahretti. Hırsızın hiç mi kabahati yok?” demişti.

BANA ‘ÖFKELİ MELEĞİM’ DİYORDU

Olay gecesi yine evlilik konusunu gündeme getirdiğinde Ahmet Develier'in kendisine, “Ne evlenmesi, ben sana gerilla taktiği uyguluyor, vur kaç taktiği yapıyorum” sözlerini sarf ettiğini ileri süren Gülay Çetin, savunmasına şöyle devam etmişti:

“Maktul benimle ve başka kadınlarla çarpık ilişkiler yaşıyordu. Bu ilişkiyi sürdürmek istemiyordum. İnançlarımla ve dini duygularımla alay ediyordu. Bana, 'Öfkeli meleğim' diyordu. Evet davranışları nedeniyle öfkeleniyordum. Olay gecesi de 'Vur kaç' sözcüğünü söylemesi üzerine tabancayı aldım. Beni tahrik etti. Maktul ırzımla, namusumla oynadı. 14 yıldır görevim gereği kendime kapalı bir hayat yaşıyordum. Ne arkadaşlarımdan, ne ailemden yardım isteyebildim. Tahrik altında kaldım. Beni mecbur etti. Aşırı kışkırttı. Yaptığım fiilden son derece üzgünüm.”