Geri kalmışlığı bir cümleyle özetledi!

Bitlis’in ilk kadın vali yardımcısı Sibel Tursun Doğu’da kadının yaşadığı zorlukları çok çarpıcı bir cümleyle anlattı

Bitlis'in ilk kadın Vali Yardımcısı Sibel Tursun, Doğu'da kadınların yaşadığı sıkıntıyı çok çarpıcı anılarıyla özetledi:

"Doğanyol deprem bölgesiydi. Deprem anında bile kadınlar sokağa doğru koşamıyordu. Kapı önüne kadar çıkabilmişler. O anda bile bu beyinlerine, bilinç altlarına kazınmış. Bu yasağı hatırlamışlar"

Bitlis'in ilk kadın Vali Yardımcısı Sibel Tursun, kadın bürokrat olmanın sıkıntılı olmadığını, ancak kadın olmanın Doğu'ya özgü sorunlarının olduğunu söyledi. Bitlis Vali Yardımcılığı görevine 2009'da atanan Tursun, Malatya'nın Doğanyol ilçesinde kaymakamlık yaptığını, bir yıl sonra Doğu hizmetini tamamlayacağını belirtti. Tursun, "Bitlis'te kadın çok fedakar. Çalışkanlar ama ne yazık ki evdeler. Evin dışında kendilerine bir alan bulamamışlar. İmkanlar tanındıkça iyi yerlere gelebilirler. Bitlis'teki kadınlar için projeler geliştirilmeli" dedi.

BEYİNLERİNE KAZINMIŞ

Doğanyol'da görev yaptığı sırada, bölgedeki kadınların yaşamlarına dair ilginç notlar edindiğini belirten Tursun, şöyle konuştu:

"Doğanyol deprem bölgesiydi. Deprem anında bile kadınlar sokağa doğru koşamıyordu. Kapı önüne kadar çıkabilmişler. O anda bile bu beyinlerine, bilinç altlarına kazınmış. Bu yasağı hatırlamışlar. Can havliyle bile bunu yapamamışlar. Gerçekten bunu duyduğumda yüreğimde büyük acı hissetmiştim. Kendim de bunu yaşadım. Doğanyol'da bir şehit ailesini ziyarette yanımda ilçe jandarma komutanı vardı. Bize bütün ikramlar evin erkekleri tarafından yapıldı. Evin hanımı bize kendini hiç göstermedi. Tam çıkacağım sırada evin hanımı göründü. Kadın, 'Kusura bakmayın yanınızda yabancı bir erkek vardı. O yüzden karşınıza çıkamadım' dedi. Bu da beni çok etkilemişti. Bitlis'te çok benzer."

İKİNCİ KARISINA KÖMÜR İSTEDİ!

Bitlis'te vatandaş, çocuk ve kadına yönelik olan kurumlarla ilgilendiğini ifade eden Tursun, şöyle devam etti:

"Kömür yardımı isteyen bir vatandaş vardı, ancak ayrı evlerde yaşayan iki eşine de yardım talebinde bulunuyordu. Bunun halktan olan kurul üyleri tarafından çok normal karşılandığını gördüm. Bu da beni çok güldürmüştü. Yani biz devlet olarak hiçbir zaman yasal olmayan bir şeyi teşvik edemeyiz, etmemeliyiz, ama talepten ziyade kurul üyelerinin, 'Ne yapalım işte bayanlar anlaşamamışlar. Verelim yazıktır kömürü' demeleri çok ilginçti. Aynı zamanda yardım için gelen kadınların nüfusa kayıtlı olmadıklarını ve yeşil kartlarının olmadığını görüyoruz. Buna benzer üzücü şeyler yaşadım."