Genetik olarak geriye giderek bilimadamaları, evrim soykütüğünü 5 milyon yıl geriden başlatabilecekler.
Abone olDNA'lardan yola çıkılarak yapılan haritalar, en eski insanların nasıl göründükerine kadar birçok konuda bilgi veriyor. Genetik teknolojisindeki son gelişmeler sayesinde insanoğlunun en eski atalarının genlerini teşhis edilebiliyor. Genetik olarak geriye giderek bilimadamaları, evrim soykütüğünü 5 milyon yıl geriden başlatabilecekler. American Association for the Advancement of Science (Amerikan Bilimsel İlerleme Birliği) tarafından Seattle’da düzenlenen konferansta konuşan profesör Hendrik Poinar bir milyon yıllık fosillerden DNA parçalarının, daha eski fosillerden ise proteinlerin elde edilebileceğinini altını çiziyor. Kanada’da McMaster University’de görevli bilim adamı işin püf noktasının söz konusu bulguların elde edilebilmesi için iyi korunmuş fosillerin keşfedilmesi gerektiğini ve bunun başlı başına ayrı bir uğraş olduğunu belirtti. Hücrelerde bulunan ve ‘Yaşamın kodları’nı taşıyan biyomoleküller, ters doğa koşulları altında çok kolaylıkla bozulabiliyorlar. Ancak, esasen DNA’dan gelen bilgilerle meydana gelen proteinler DNA’lara göre daha dayanıklılar. SOĞUK DNA’YI MUHAFAZA EDİYOR Şimdiye dek bulunan en eski protein 55 bin yıllık bir bizonun fosilinden elde edilmişti. Sibirya’nın soğuklarında fosil ve taşıdığı proteinler doğal olarak donarak muhafaza olmuştu. Newcastle University öğretim üyesi Dr. Christina Nielsen-Marsh’ın yürüttüğü çalışmalarda, ‘osteocalcin’ adlı kemik proteinlerinin örnekleri toplandı. Poinar bu tarihten çok daha gerilere gidilebileceğini savunuyor. DNA’ların en az 100 bin yıl dayanabileceğini anımsatan Dr. Poinar “300 bin yıllık DNA’ların hayal olmadığını, soğuk bölgelerde ise 1 milyon yıl korunmuş DNA’ların bulunabileceğini” vurguluyor. 5 MİLYON YILLIK GENETİK HARİTALAR 2001 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti’nde Sterkfontein mağaralarında, insanoğlunun atalarına ait 1.8 milyon yıllık DNA’ların bulunduğu haberi önce bilim gündemine bomba gibi düşmüş, ancak daha sonra bilimadamları bulgulara kuşku ile yaklaşmışlardı. Dr. Poinar, soğuk hava koşulları ve diğer etmenlerin oluşması halinde proteinlerin 5 milyon yıla kadar korunabileceğini savunuyor. 5 milyon yıllık proteinlerin keşfedilerek genetik bilmine kazandırılması durumunda ise, modern insanın atası Homo Sapiens’e kadarki önataların genetik haritalarını çıkarmak hayal olmayacak. KUTUPLARDA FOSİL AVI Bilimadamları, insanlardaki genlerin bir benzeri olan, proteinlerdeki önatalarının gen sıralarını çıkarmak suretiyle genetik olarak geriye giderek, ilk insanların nasıl göründüklerini saptayabiliyorlar. Ancak, fosilin nerede bulunduğu ve ne kadar iyi korunduğu büyük önem taşıyor. Dr. Poinar kutba yakın bölgelerin ve mağaraların fosil avı için en öncelikli noktalar olduğunu belirtiyor. Mağaraların dış ısı yükselse dahi, sürekli aynı ısı ve nem oranında kalmasının fosillerin muhafazası için ideal ortamı yarattığının altını çizen Dr. Poinar, bu tip fosillerde bulunan proteinlerin kütle spektrometresi tekniği ile analiz edilmesi gerektiğini vurguladı. Spektrometre ile yapılan tahlilde bilimadamı proteini komponentlerine ayırarak, söz konusu proteinin oluşmasını sağlayan genetik sırayı teşhis ediyor. NEANDERTAL’DEN DE GERİYE Dr. Poinar, modern insanın atalarının bir anlamda akrabası sayılan Neandertallerin fosilleri Avrupa’da birçok mağarada ortaya çıkarıldığını, ancak daha eskiye giden hominidlerin fosillerinin bulunmasının genetik bilimi açısından çok değerli olacağını ifade etti. Kaynak: NTV-MSNBC