Genelkurmay Başkanlığı, Türk savaş uçaklarının Ege'de sivil bir uçağı taciz ettiğine yönelik iddiaları yalanladı.
Abone olGenelkurmay açıklamasında, ''Bu haber tamamen yanlış olup, bir tahriktir. Sivil bir uçağın 10 kilometre uzağından geçmek ne ihlal ne de tacizdir'' denildi. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan yazılı açıklamada, Yunan basın-yayın organlarında, Türk uçaklarının Ege'de Yunan hava sahasını ihlal ettiklerine dair resmi makamların demeçlerine atfen yer alan haberlerde son günlerde büyük ölçüde artış olduğunun görüldüğü kaydedildi. Son olarak Yunan mahreçli bazı haberlerde Türk uçaklarının Ege'de sivil havayollarına ait bir uçağı taciz ettiği iddialarına yer verildiği belirtilen açıklamada, ''Bu haber tamamen yanlış olup, bir tahriktir. Sivil bir uçağın 10 kilometre uzağından geçmek ne ihlal ne de tacizdir'' denildi. Ege Denizi'nde uçakların uçuşlarını kontrol eden bir uçuş bildirim hattı (FIR) bulunduğu ifade edilen Genelkurmay Başkanlığı açıklamasında, şunlar kaydedildi: "Bu hat bir egemenlik hududu olmayıp, sadece sivil uçakların uçuşunda kontrol görevi yapan İstanbul ve Atina hava bölgelerinin sorumluluk bölgelerini göstermektedir. Uluslararası kurallara göre, bu FIR hattını geçecek olan devlet uçakları bildirimde bulunmazlar. Bildirimde bulunma sorumluluğu, sadece sivil uçaklar içindir. Uluslararası kaideler böyle olmasına rağmen, Türk savaş uçaklarının Ege Denizi'ndeki uluslararası hava sahasına, yani Yunanistan'a ait olmayan bölgeye her çıkışlarında, Yunan makamları Türkiye'den önceden uçuş bildirimi verilmesini istemektedir. Şüphesiz, bu haksız ve yasal olmayan isteğe cevap verilmemekte, Türk uçakları Ege'ye çıkışlarını önceden Yunan tarafına bildirmemek hakkını kullanmaktadır. Yunan tacizi Türkiye'nin kesin haklılığına rağmen, uçaklarımızın Ege'nin uluslararası hava sahasına her çıkışında Yunanlılar, uluslararası anlaşmaları çiğneyerek silahlandırdıkları, silahsız olması gereken Ege adalarından da uçak kaldırarak, Türk uçaklarına önleme yapmakta, bu önlemeyi uçaklarımızı taciz edecek kadar ileriye götürmektedirler. Uluslararası bütün kurallar, mevzuat ve NATO'daki bütün yazışmalar kesin olarak Türkiye'nin haklılığını göstermesine rağmen, Yunan tarafının her seviyedeki resmi ağızlardan Türk tarafını suçlar demeçler vermesi, Ege anlaşmazlıkları konusunun da bu fırsattan yararlanılarak AB gündemine getirileceği izlenimi vermektedir. Bu nedenle, medyamızın ve halkımızın bu tür yaklaşımların arkasındaki gerçek niyetleri dikkate almasının ulusal bir sorumluluk olduğu değerlendirilmektedir.''