BIST 9.673
DOLAR 35,17
EURO 36,56
ALTIN 2.962,68
HABER /  GÜNCEL

Genelkurmay'dan suç duyurusu

Genelkurmay aylık SoL dergisi hakkında suç duyurusunda bulundu. Derginin 223'üncü sayısında çıkan dört yazı hakında bakanlıktan gerekli işlemin yapılması istendi.

Abone ol

Genelkurmay Başkanlığı, aylık "soL" dergisinde 223’üncü sayısında çıkan dört yazı hakkında "komuta kademelerinin tahkir ve tezyif edildiği" gerekçesiyle Adalet Bakanlığı’na suç duyurusunda bulundu. Genelkurmay Başkanı adına Adli Müşavir Hakim Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu imzasıyla Adalet Bakanlığı’na gönderilen gizli yazıda, dergide yer alan Cemil Kırımlı imzalı "Manevranın Sonu", Murat Papuç imzalı "Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Toplumsal Rolündeki Değişim", Murat Papuç imzalı "NATO’cular İşlerini Sağlama Alıyorlar" ve Rahmi Yıldırım imzalı "İş Bilenin Kılıç Kuşananın" başlıklı yazılar için gerekli işlemin yapılması istendi. Genelkurmay Başkanlığı’nın suç duyurusu üzerine Adalet Bakanlığı, İstanbul Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı’nı soruşturmayı yürütmekle görevlendirdi. Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı da derginin adresinin Kadıköy olması nedeniyle dosyayı Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı’na iletti. Yazarların önümüzdeki günlerde sanık sıfatıyla sorguları yapılmak üzere adliyeye çağrılmaları bekleniyor. Savcılık sorgusunun ardından Adalet Bakanlığı’nın izin vermesi durumunda, yazarlar hakkında Türk Ceza Yasası’nın 159’uncu maddesine muhalefetten 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılabilecek. Söz konusu yazılarda, "komuta kademelerini tahkir ve tezyif" ettiği gerekçesiyle Genelkurmay’ın şikayetine konu olan ifadeler şöyle: -Cemil Kırımlı imzalı "Manevranın Sonu" başlıklı yazıda yer alan "...TSK Türkiye’de sermaye iktidarının bir ürünü olduğu kadar onu biçimleyen ve yönlendiren önemli bir aktör olarak da değerlendirilmelidir". -Murat Papuç imzalı "Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Toplumsal Rolündeki Değişim" başlıklı yazıdaki "...Bilinir ki askerler müdahalede bulunmadan önce hangi gruptan destek göreceklerini önceden hesap ederler ve adresleri bugüne kadar hep sermayedarlar ve dış emperyal güçler olmuştur... Sermaye ile işbirliği ile iddia edilenin aksine ulusal çıkarların yerine müdahalelerle sermayenin çıkarlarına hizmet edilmiştir... Sermaye sınıfının üyeleri, bırakalım bu bölgelerde çatışmalara katılmayı, askerlik hizmetlerini bile kurum içi kayırmalar nedeniyle başka bölgelerde ve karargahlarda yapmışlardır...". -Murat Papuç imzalı "NATO’cular İşlerini Sağlama Alıyorlar" başlıklı yazıdaki "...Herhalde komutanların ABD ve diğer emperyalist ülkelerin hangi mekanizmalarla Türkiye’yi kontrol ettiklerini, ABD ile ilişkilerin Türkiye’yi ne hale getirdiklerini bilmediklerini söyleyemeyiz. Bilirler, ama işbirliğine devam ederler... Hiyerarşik düzen rütbesi ne olursa olsun görevini çabuklaştırmak veya üstlerinin hoşuna gitmek kaygısındaki her general mutlaka usulsüzlük yapar..." -Rahmi Yıldırım imzalı "İş Bilenin Kılıç Kuşananın" başlıklı yazıdaki "...Şu kadarını söyleyeyim: ’Atatürk ilke ve inkılaplarının yılmaz savunucusu’ paşalar, bir tarihten beri, (diyelim, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’nin İsmet Paşa tarafından emperyalist limanlara yanaştırılmasından beri), aslında sermaye düzeninin koruyucusu, sıradan neferleri, aktörleri ve figüranlarıdırlar. Bu yüzden, sermaye düzeninin aktif birer aktörü, figüranı ve koruyucusu olarak nasıl davranmaları gerekiyorsa öyle davranıyorlar. Ve söylemeye hatırlatmaya dilim varmıyor, ABD yöneticileri kendilerine ’our boys’ diyorlar".