BIST 9.673
DOLAR 35,23
EURO 36,75
ALTIN 2.963,89
HABER /  GÜNCEL

Genelkurmay'dan ABD uyarısı

İçişleri Bakanlığı'na yazı gönderen Genelkurmay Başkanlığı, valilikleri de bu konuda titiz olmaya davet etti.

Abone ol

Zaman Gazetesi'nin haberine göre, İçişleri Bakanlığı'na yazı gönderen Genelkurmay, “Adana İncirlik Üssü'nde görevli bir AFOSİ personelinin hiçbir makamın bilgisi olmadan Giresun'da görüşmeler yapması, sahip olunan görev statüsüyle bağdaşmayacaktır.” görüşünü dile getirdi. Konuyla ilgili olarak valilikleri uyaran bakanlık, Amerikan askerlerinin görev mahallerinin dışında kesinlikle silah taşımamalarını da talep etti. Alınan bilgilere göre, Genelkurmay Başkanlığı’nın tepkisini çeken ve İçişleri Bakanlığı'nı harekete geçiren olay, bu yılın başlarında meydana geldi. Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana'daki askerî tesislerde görevlendirilen ABD Hava Kuvvetleri Özel Tahkikat ve Araştırma Bürosu'ndan (AFOSİ) bazı askerlerin Türkiye’nin değişik bölgelerinde istihbarat çalışması yaptığından şüphelenildi. Adana İncirlik Üssü'nde görevli bir AFOSİ personeli, Türk makamlarının resmî izni ve bilgisi olmadan Giresun'da görüşmeler yaptı. Olaya tepki gösteren Genelkurmay'ın talebi üzerine İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sebati Buyuran, 81 il valiliğine yazı yazarak bu tür eylemlerin mutlaka önlenmesinin altını çizdi. Müsteşar Buyuran’ın yazısındaki ifadelerin sertliği dikkat çekti. Amerikalı askerlerin, kendi karargâhları dışında silah taşımalarının da gerginlik oluşturduğu öğrenildi. İçişleri Bakanlığı'nın genelgesiyle valiliklerden, askerî tesisler dışında silah taşıyan ABD'liler hakkında izinsiz silah bulundurmaktan işlem yapılması istendi. Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bazı tesislerinde, ABD'nin müşterek savunma faaliyetlerine katılmasına müsaade ediliyor. Bu faaliyetlerin anlaşmaya uygunluğu her yıl Genelkurmay Başkanlığı'nca denetleniyor. Bu yıl, İzmir ve Adana’daki tesislerde gerçekleştirilen denetimlerde, AFOSİ görevlilerinin görevli oldukları bölgenin sınırları dışındaki bazı istihbarat faaliyetleri belirlendi. Denetimler sonrasında Genelkurmay Başkanlığı’nca hazırlanan müşterek savunma faaliyetleri (SEİA) raporunda Türkiye ile ABD arasında yapılan sözleşmelerde, SEİA kapsamındaki tesislerde görev yapacak yabancıların statülerinin ayrı ayrı belirlendiğine dikkat çekilerek bunların kuvvet unsuru, sivil unsur ve yakınlar olduğuna işaret edildi. Adana’daki İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığı ile ABD Ankara Savunma İşbirliği Ofisi’nde, İstanbul ve İzmir’deki diğer idari destek kuruluşlarında AFOSİ personelinin görev yaptığının belirlendiği kaydedilen raporda, AFOSİ’nin görevi “ABD Hava Kuvvetleri faaliyetlerine özel araştırma hizmetleri sağlamak ve yetki verildiğinde personel koruma hizmetlerini yerine getirmek.” şeklinde sıralanıyor. Raporda NATO-SOFA sözleşmesine de atıfta bulunuluyor. Sözleşmeye göre, bu yabancıları kabul eden devletin topraklarında, o devletin kanunlarına uymak ve sözleşmenin ruhuna uygun olmayan hareketlerden ve özellikle her türlü siyasi faaliyetten çekinmek şart koşuluyor. Raporda şu görüşlere yer veriliyor: “Buna rağmen, söz konusu görevlilerin ABD ’nin kullanımına tahsis edilen bina, karargâh veya üniteler dışında da silah taşıdıkları görülmüş, bu husus kendilerine hatırlatıldığında, ‘anlaşmaya göre bunun mümkün olduğunu’ ileri sürmüşlerdir. Yapılan bu tespitlerden sonra Türk heyeti tarafından meydana gelebilecek olaylarla ilgili açıklamalarda bulunulmuş ve doğabilecek hukuksal sorunlar gündeme getirilmiştir.” Raporun sonuç bölümünde, İçişleri Bakanlığı’ndan; “AFOSİ görevlilerinin özel izin verilen görevler dışında silah taşıyamayacakları ve mahalli makamlar ile doğrudan temasta bulunamayacakları hususunda ilgili birimlerin talimatlandırılması” isteniyor. Genelkurmay Başkanlığı’nın raporunun ardından İçişleri Bakanlığı, Müsteşar Yardımcısı Sebati Buyuran imzası ile 81 il valiliğini harekete geçirdi. Amerikan Hava Kuvvetleri Özel Tahkikat ve Araştırma Bürosu (AFOSİ) görevlilerinin faaliyetleri hakkında tüm birimleri uyaran İçişleri Bakanlığı, alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı: AFOSİ görevlilerinin mahalli makamlarla görüşebilmeleri SEİA anlaşması uyarınca 10. Tanker Üs Komutanlığı vasıtası ile mümkündür. Ancak bakanlığımız kayıtlarında Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana illerindeki tesislerde görevlendirilmiş bulunan bu kişilerin Türkiye’nin değişik bölgelerinde bulunabildikleri, bölgedeki üst düzey kamu görevlileriyle görüşmeler yaptıkları ve vatandaşlarla sohbet ettikleri bilgileri mevcuttur. NATO-SOFA kapsamında kendilerine tanınan statü (kuvvet unsur statüsünde bulunmaktadırlar) görevli oldukları yerle sınırlıdır. Adana İncirlik Üssü’nde görevli bir AFOSİ personelinin hiçbir makamın bilgisi olmadan Giresun’da görüşmeler yapması, sahip olunan görev statüsüyle bağdaşmayacaktır. Bu nedenle AFOSİ görevlilerinin mahalli makamlarla doğrudan görüşme yapma talepleri kabul edilmeyecektir. Diğer bir konu ise bu görevlilerin silah taşımaları ile ilgilidir. 1954 tarihli kuvvetlerin statüsüne ilişkin anlaşma gereğince, onaylanmış bulunan silah kadrolarındaki mevcut silahlar, kendi talimatnameleri cevaz vermek kaydıyla, izin verilen TSK tesislerinde, ABD’nin kullanımına tahsis edilmiş bina, karargâh veya üniteler içinde taşınabilecek, bunun dışındaki mahallerde silah taşıyamayacaklardır. Süleymaniye baskını belleklerden silinmedi ABD'li askerlerin istihbarat çalışmalarına Türk makamlarınn bu derece tepki göstermelerinin bilinç altında biraz da Süleymaniye baskınının rol oynadığı belirtiliyor. 4 Temmuz 2003'te meydana gelen olayda Irak’ın Süleymaniye kentinde 3 subay ve 8 astsubaydan oluşan Türk timi ile beraberindekiler ABD askerlerince gözaltına alınmıştı. Olay, Türk kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılanmıştı. Süleymaniye’de 11 Türk askerinin gözaltına alınmasını soruşturan Türk–Amerikan ‘Ortak Araştırma Komisyonu’nun Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayınlanan ortak açıklamasından özür değil, üzüntü çıkması bu tepkiyi artırmıştı. Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’ün ‘iki ordu arasındaki en büyük kriz’ diye nitelediği olaya ilişkin Türkiye’den özür dilemeyen ABD’nin ‘üzüntü’ ifadesiyle yetinmesi kamuoyunda da tepkilere sebep olmuştu.