BIST 9.420
DOLAR 34,34
EURO 36,36
ALTIN 2.838,77

Genelkurmay Başkanı Şaka mı Yaptı?

Gerek meclis kürsüsünden, gerek seçim meydanlarından siyasilerin bağırıp çağırmalarına alışkınız. Biliriz ki bu sözler bazen “oyunun kuralı” gereğidir, bazen de temsil edilen kitleler öyle duymak istediği içindir.

 

Kâh gülüp geçtiğimiz, kâh tarafgirliğimiz üzerinden iyi/kötü notlar verdiğimiz konuşmalardır bunlar.

 

 “AK Parti ve Fethullah GÜLEN’i Bitirme Planı”, “İrtica İle Mücadele Eylem Planı,” “Kağıt Parçası,” Kese Kağıdı” gibi tanımlamalara sahip “evrak-ı mühimme” ile ilgili iddialar ortaya atıldığında ilk tepkiler şu şekildeydi:

 

Başbakan Recep Tayip Erdoğan: “Partimiz üzerinde ne tür oyunlar oynandığını görüyorsunuz. Gereğini yapacağız.”

 

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: “Belgenin gerçek olup-olmadığı araştırılsın.”

 

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ: “Belge gerçek çıktığında, gereken neyse yapacağız. Yok, eğer belge sahte çıkarsa tüm Türkiye ne yapacağımızı görecek.”

 

Başbuğ’un bu sözleri bir siyasetçiden sadır olsaydı, “Ateş olsan cürümün kadar yer yakarsın” atasözüyle geçiştirilebilecek bir açıklama sayılırdı. Ancak bu ağır kelam bir askerden, askerin en tepesindeki isimden gelince “tırsan” çok oldu.

 

Ne olmak ihtimali vardı?

 

Darbemi, muhtıra mı; yoksa bu işin üstüne atlayan kolpacılara daha modern başka bir yöntemle ufaktan ince bir “ayar” mı?

 

Askeri savcılığın “Bu iş bizi bağlamaz.” kararından hemen sonra Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde, “Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ konuyla ilgili bir açıklama yapacak” bilgisi geçince,  herkes bu önemli güne kilitlendi.

 

Tarihler, 26 Haziran 2009 Cuma saat 11.00’i; televizyonlar da Genelkurmay Karargah’ını gösteriyordu.

 

Genelkurmay Başkanı bir başöğretmen edasıyla yer yer önemli bulduğu cümleleri heceleyerek, yer yer “altını çiziyorum” cümlesini kullanarak konuşmasını tamamladı. Ancak konuşmasının hiçbir yerinde “terbiye” kokan bir uyarı geçmiyordu.

 
Oysa meraklısı “kimin neyi göreceği” ne kilitlenmişti.

 

Neyse ki Sabahattin ÖNKİBAR'ın “Başbakanın açıklamalarından hicap duyuyor musunuz?” gibi “ver coşkuyu” türünden bir soru yerine, işi bilen bir gazeteci lisan-ı münasiple “Belge (size göre) sahte çıktı. Şimdi n’apacaksınız?” diyerek Başbuğ’un “yüreklere su serpen” o açıklamayı yapmasına ve kamuoyunun rahatlamasına imkân yarattı.

 

Genelkurmay Başkanı’nın “Biz hukuk devleti ilkelerine saygılıyız.” açıklamasına “Ohh bee!” tepkisi verenlerden başka “Yine mi darbe yok?” diyerek “kahr-u perişan” olan çok sayıda insan evladı olmuştur bu memlekette, buna eminim.

 

Beni şaşırtan asıl nokta ise, Başbuğ’un “Bu sözlerimizden, başka yorumlar çıkarılmasına üzülürüz.” cümlesiydi.
 
Nasıl yani?
 
Türkiye'de bir Genelkurmay Başkanı "Ne yapacağımızı göreceksiniz" diyecek, ardından da "Kastım, hukuktur." diyecek.
 
Şaşkınlığımı bağışlayın komutanım; biz böyle “sulu şakalara” pek alışık değiliz.