BIST 9.196
DOLAR 34,38
EURO 36,51
ALTIN 2.879,88
HABER /  GÜNCEL

Gençlik için yılda 3.5 milyar $

Anti-Agin (yaşlanmayı geciktirici) sektörünün yeni gözdesi kozmetik ve bilimin birleştiği kozmesötik ürünleri.

Abone ol

Kozmesötik sektörünün tüm dünyadaki büyüklüğü 3.5 milyar dolar civarında. Türkiye'de ise anti-aging sektörünün toplam tahmini büyüklüğü 317 milyon dolar. Yaşlanmayı geçiktirmek için kremlerin, jellerin kullanıldığı kozmetik sektörünün yanında botoks ve cilt gerdirme ameliyatlarının da rağbet gördüğü Türkiye'de şimdi ağız yoluyla alınan tabletlerden oluşan cosmaceutic (kozmesötik) sektörü yeni bir alan oluyor. Yüzde 100 doğal olarak üretilmiş tabletlerle, cildin ikinci katmanı olan dermis besleniyor. 3-3.5 milimetre kalınlığındaki dermis, yaşlanma belirtilerinin vücutta görülmesiyle birlikte 1 milimekreye kadar incelebiliyor. Dışarıdan uygulanan kozmetik ürünlerin yanında alınacak tabletler ile dermis tabakasının boşalan depoları dolduruluyor ve tutma kabiliyeti güçlendiriliyor. Kozmesötik tablerin etkisini kişinin yaşan biçimine bağlı olarak 4-5 ayda görmek mümkün oluyor. Kozmesötik sektörünün ilk ürünü olan Imeeden'in Türkiye'de dağıtım ve satışını üstlenen Sunfarma Sağlık ve Kozmetik Ürünleri Şirketi'nin Genel Müdürü Cem Boydaş, Türkiye'de son bir kaç aydır bilinen kozmesötik sektörünün dünyada 10 yılın üzerinde bir tarihi olduğunu belirtti. 90'LARDA PATLADI Anti-aging kavramının 80'li yılların sonunda başlayan ve 90'lı yılların başında patlamasını yapan yeni bir sektör olduğunu bildiren Cem Boydaş, ‘‘Tıbbın ilerlemesiyle insan ömrünü uzadı. 85-90 yaşlarına kadar yaşamanın hayal olmadığı bir dünyada, insanlar uzun yaşamın yanında güzel yaşama beklentisi geliştirdi. Kimse çirkin bir yaşlı olmak istemiyor’’ dedi. Anti-aging sektörünün ilk olarak Fransa, İngiltere, Almanya, Japonya ve Amerika'da çok ilgi gördüğünü söyleyen Boydaş, yaşlanmayı geçiktirici kremlerin, jellerin geliştirildiği kozmetik sektörünün yanında kozmetik ve bilimin birleştiği cosmaceutic (kozmesötik) sektörünün de 1991'de ortaya çıktığını belirtti. Kozmesötik, sektörünün yüzde 60 deri, sonra saç ve tırnak bakımını içeren bir yelpazeden oluştuğunu anlatan Boydaş şöyle konuştu: ‘‘Kozmesötik sektörü 1993'te patlama yaptı. 8 yıllık araştırmaların ardından 1991 yılında piyasaya sürülen cilt besleme tableti Imedeen'de bu alanda çıkan ilk üründür. Bu mucize bir ürün değildir ama gercekçi olmak gerekirse, ağız yoluyla alınan bu tablet cildin ikinci tabakası olan dermisi içerden besliyor. Bu tabakayı nemlendiriyor ve tutma kabiliyetini artırıyor. Derinin üst tabakası epidermis yaklaşık 0.1 milimetre, ikinci tabaka dermis ise 3-3.5 milimetre kalınlığında. Dermisin dışardan beslenmesi mümkün değildir. Imedeen içerden sadece dermis'i besliyor ama etkileri zamanla üst deride de görünmeye başlıyor. Boşalan depolar ağız yoluyla alınan tabletler sayesinde doluyor ancak ürünlerin gerçek anlamda etkisini gösterebilmesi için en az 12 ay kullanılması gerekiyor. ’’ Boydaş, bu tür ürünlerin kullanımının bir yaşam şekline dönüşmesi gerektiğini belirterek, üst deriyi besleyen kremlerle de birlikte kullanılabileceğini söyledi. Dünyada, deriye hitap eden kozmesötik ürünlerin yıllık cirosunun 3.5 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu kaydeden Boydaş, ‘‘En büyük tüketici ülke 300 milyon dolarla Fransa ve ardından Japonya geliyor. Bu ürünlerdeki artış 1996'dan bu yana Amerika'da yüzde 20, Avrupa'da yüzde 10-15 ve Japonya'da yüzde 10 civarında’’ dedi. Boydaş, Ferrosan'ın Danimarkalı ilaç grubu Nova Nordisk'e bağlı bulunduğunu belirterek, Nova Nordisk'in Avrupa'nın en büyük 5 ilaç şirketinden biri olduğunu söyledi. Bize geç geldi Cem Boydaş, anti-aging sektörünün Türkiye'deki gelişimini şöyle anlattı: ‘‘Dermakozmetik ürünler ilk olarak eczanelerde satılmaya başlandı. 2003'de Türkiye'de kozmetik, kozmesötik ve botox gibi uygulamaları da kapsayan anti-aging sektörü yüzde 20 civarında büyüdü.’’ Türkiye'ye gelen ilk ürünün de Imedeen olduğunu belirten Boydaş, ‘‘Türk tüketiciler yurtdışında bu ürünle çok uzun zaman önce tanıştılar ama yasal olarak 3 ay önce satılmaya başlandı. Ferrosan, Türkiye'ye bakış açısının yanlış olduğunu fark edip, 12 yıl geçikmeyle Türkiye pazarına da girdi. Geçiktiler ama beklentileri büyük’’ dedi Kaynak;Hürriyet