Türkiye'de istihdamın yapısı ekonomideki gelişmelere paralel olarak değişiyor.
Abone olSanayinin istihdama katkısı hız keserken hizmetler sektörü istihdamın lokomotifi haline geldi. İşgücüne katılan gençlerin değişen beklentileri ve sanayi yerine hizmetler sektöründe çalışmak istemeleri de bu süreci destekliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre, Ekim 2007-Ekim 2012 döneminde sanayide çalışanların sayısı 421 bin artarak 4 milyon 732 bin oldu. Bu artışa rağmen sanayinin istihdamdaki payı yüzde 20,2'den 18,6'ya geriledi. Sanayi sektörünün istihdamdaki payı 1,6 puan azaldı.
Hizmetler sektöründe çalışanların sayısı ise aynı dönemde 2 milyon 411 bin artarak 12 milyon 568 bine ulaştı. Hizmetler sektörünün istihdamdaki payı yüzde 47,7'den yüzde 49,3'e çıktı. Hizmetler sektörünün istihdamdaki payı 1,6 puan arttı.
FİRMA TEMSİLCİLERİ: HİZMET SEKTÖRÜNE KAÇIŞ VAR
Araştırmalara göre, yapısal dönüşümün yanı sıra işgücüne katılan yeni neslin beklentilerinin değişmesi ve gençlerin sanayi yerine hizmetler sektöründe çalışmak istemesi de istihdamda orta çıkan bu sonuçlarda etkili oluyor.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından 2 bin 18 firmayla gerçekleştirilen ''Türkiye'nin İnsan Kaynağının Belirlenmesi'' Araştırması'nda görüşlerine başvurulan firma temsilcileri de bu yönde değerlendirmelerde bulundu.
Firma temsilcileriyle yapılan mülakat sonuçlarına göre, ücret ve çalışma koşulları esas alındığında, genel olarak sanayi sektöründen hizmet sektörüne doğru bir yöneliş var.
Bu yönelişte, ücret politikaları kadar, sanayinin şehirden ve toplumdan kopuk yapısı, toplumun nazarındaki soğuk yüzü, beden gücü gerektiren yoğun mesaili temposu gibi nedenler özellikle genç işgücünün beklentilerine ters yapısı bunda etkili oluyor. Sanayi sektörüne nazaran sosyal yönden ve iş rahatlığı bakımından genç işgücünün beklentilerine daha yakın olan hizmetler sektörünün önümüzdeki dönemde işgücünü daha fazla cezbetmesi ve sanayi sektöründeki firmaların işgücüne ilişkin daha derin problemler yaşaması muhtemel gözüküyor.
Araştırma kapsamında görüşülen Kayseri'deki bir firma temsilcisinin bu konudaki tecrübesi de şöyle:
''İŞKUR'a gittiğimizde dedim ki benim şu bölümde elemana ihtiyacım var. Oradaki bey, 'Biz organize bölgeye eleman gönderemiyoruz' dedi. Dedim niye? İnsanlar hizmet sektöründe çalışmak istiyor. Nedir lokanta, nedir hastane, nedir böyle çarşı içerisinde, rahat bir iş istiyor. İnsanlar artık ağır pozisyonlarda kalmak istemiyor. 'Günde 7,5-8 saat çalışıyorum, cumartesi pazarım tatil' diyor.''
UMEM PROJESİ'NİN VERİLERİ
Bu tespiti doğrulayan bir diğer bulguya da Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Projesi'nde rastlanıyor.
Proje kapsamında Ocak 2011'den Nisan 2012'ye kadar geçen dönemde TOBB üyesi 4 bin 592 firmadan 54 bin 29 istihdam garantili stajyer talebi gelmiş olmasına rağmen kurslara 35 bin 561 kişi başvurdu. Bu kişilerden 21 bin 187'si teorik eğitimini tamamladı ve bunlardan sadece 16 bin 859'u istihdam edilebildi.
Bu bulgunun da işgücü profilinin değiştiğini, yeni neslin üretim sektöründe çalışmak istemediğini, ağırlıklı olarak hizmetler sektöründe ve ''masa başı iş'' olarak tanımlanabilecek pozisyonlarda çalışmayı tercih etmeleriyle ilişkili olabileceği belirtiliyor.