BIST 9.949
DOLAR 35,16
EURO 36,70
ALTIN 2.983,47
HABER /  GÜNCEL

Genç erkekleri korkutan hastalık

Türkiye Romatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İhsan Ertenli, Ankilozan Spondilit (AS) hastalığının genellikle genç erkeklerde görüldüğünü, ha...

Abone ol

Türkiye Romatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İhsan Ertenli, Ankilozan Spondilit (AS) hastalığının genellikle genç erkeklerde görüldüğünü, hayatı ve hareketi kısıtlayan, ağrıya, iş görmezliğe, psikolojik sorunlara ve ileri evrelerde bazı hastalarda da kamburluğa neden olabildiği söyledi.
Türkiye Romatoloji Derneği ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı tarafından 7-11 Mayıs 2014 tarihleri arasında KKTC’de "8. Anadolu Romatoloji Günleri" düzenlendi. Yaklaşık 500 katılımcının takip ettiği toplantıda, 19 panel, 10 konferans, 6 uydu sempozyum gerçekleştirildi ve 62 poster bildiri sunuldu. 8. Anadolu Romatoloji Günleriye ilgili Türkiye Romatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İhsan Ertenli ile Türkiye Romatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sedat Kiraz
basın toplantısı düzenledi. Her yıl Mayıs ayının ilk Cumartesi gününün Dünya Ankilozan Spondilit (AS) günü olduğunu hatırlatan Ertenli, hastalığın bel ağrısı ile kendini gösterdiğini söyledi. Hastalığın genellikle genç erkeklerde görüldüğünü ifade eden Ertenli, “Ankilozan Spondilit, hayatı ve hareketi kısıtlayan, ağrıya, iş görmezliğe, psikolojik sorunlara ve ileri evrelerde bazı hastalarda da kamburluğa neden olabilir. Hastalık fiziksel sorunların dışında ruh sağlığını da olumsuz etkiler. Ankilozan spondilitin toplumsal yükü ve maliyeti oldukça fazla. 40 yaş öncesinde başlayan, üç aydan daha uzun süren, yavaş yavaş başlayan, sabahları yataktan kalkmayı zorlaştıran, istirahat ile geçmeyip hareket ettikçe azalan bel ağrısında mutlaka AS hastalığının düşünülmesi ve gerekli incelemelerin yapılması gerekir” dedi.

TAKAYASU ARTERİTİ
Takayasu Arteriti’ni hakkında da bilgi veren Prof. Dr. İhsan Ertenli, “Takayasu Arteriti kalpten çıkan ana damar ve dallarının iltihaplanması olarak tanımlanır. Ateş, halsizlik, kilo kaybı ile başlangıçta kendini gösterir. İlerleyen dönemde ise damar iltihaplanmasına bağlı boyun bölgesinde ağrı şikayeti gelişir. Hastalık erken dönemde tedavi edilmediği zaman kronik iltihaplanma ve damarda daralmaya neden olabilir. Kollarda ve bacaklarda kullanımla artan ağrı, uyuşma en belirgin bulgudur. Bu hastaların nabızlar azalmış ve tutulan bölgede tansiyonları alınmaz veya düşük alınır" diye konuştu.

3 AYDAN UZUN SÜREN VE İSTİRAHAT İLE ARTAN BEL AĞRISINA DİKKAT
Türkiye Romatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sedat Kiraz da Türkiye’de yüzde 16,4 ile sağlık sistemine başvuruların başında bel ağrısının geldiğini söyledi.
Bel ağrısının Ülkemizde yaklaşık 200 bin kişiyi etkilediğini ifade eden Kiraz, “Ciddi bir hastalık olan AS hastalarının yüzde 40’ı hasta olduklarını ve hangi doktora gideceğini ne yazık ki bilmemektedir. Bu hastalara romatoloji uzmanları bakmaktadır. Türkiye’de AS tanısı, hastaların doktora ilk başvurdukları tarihten ortalama 8 yıl sonra konabilmekte fakat hastaların başvurduğu ilk hekimin romatolog olması halinde bu süre kısalabilmektedir. Fakat bunların sayısı Türkiye’de 250’yi geçmemekte, bu nedenle hastaların doktora erişiminde sıkıntılar yaşanmaktadır” dedi.
Kiraz şöyle devam etti:
“İnflamatuvar bel ağrısı, aralarında AS’nin de bulunduğu önemli bazı romatizmal hastalıkların erken dönemdeki en önemli bulgusudur. 40 yaş öncesinde başlayan, 3 aydan daha uzun süre devam eden, aniden değil yavaş yavaş başlayan, sabahları yataktan kalkmayı zorlaştıran, istirahat ile geçmeyip hareket etmekle azalan ve ’inflamatuvar bel ağrısı‘ adı verilen bu ağrıya sahip kişilerde AS olma olasılığı bulunmaktadır. Bu romatizmal hastalıklar erken teşhis edildiğinde kontrol altına alınabilmekte, böylece hastaların yaşamlarına ağrısız ve hareket kısıtlılığı olmadan devam etmeleri sağlanabilmektedir. AS hastalarının mümkün olan en kısa zamanda doğru teşhis ve tedaviye ulaşarak fonksiyonel durumlarının ve yaşam kalitelerinin iyileştirilebilmesi için inflamatuvar bel ağrısı farkındalığının artırılması gerekmektedir.”
(İHA)