Gel keyfim gel…
Oooh…
Akşam evde oturuyoruz ailecek…
Sobayı da yaktık, sağ olsun devlet, kömürümüzü verdi, oradan buradan çıkan tahta parçalarını da verdi, tencere de sobanın üstünde kaynıyor, bazı günler makarna pişiyor, bazen nohut…
Bazen boş, ama olsun…
Sadece odun-kömür ve makarna değil tabii…
Yardım paketlerinin kutularını da yakıyoruz sobada ısınıyoruz, sıcacık yuvamız…
Allah devletimize zeval vermesin…
Sadece soba mı canım…
O sıcacık odadaki çekyatları bir görseniz, açılıyor yatak oluyor adından da anlaşılacağı üzere…
Çoluk çocuk uzanıp keyif yapıyoruz…
Çocuklar devletimizin verdiği yiyecekleri yine devletimizin verdiği buzdolabından alıp getiriyorlar, bir güzel sıcacık odamızda yiyoruz…
Portakalın kabuğunu da soyup sobamızın başının üstüne koyuyoruz…
Mis gibi kokuyor odamız…
Allah bu hükümeti başımızdan eksik etmesin!
Kestane dağıtmadılar henüz ama yakında onu da verirler…
Çoluk çocuk keyfimize keyif katarız…
Hanım da pek mutlu, artık bir çamaşır makinesi var…
Deterjanı pahalı olduğu için alamadık daha ama devlet babamız yardım çeklerini dağıtırsa evelallah onu da alırız…
Elde çamaşır yıkamaktan da kurtulacak, e bu devirde olmaz artık!
İş mi?
Yok canım ne işi…
Çok şükür devletimiz var, geçinip gidiyoruz, Allah eksikliğini göstermesin…
İş bulunur nasılsa!
Hele bir atlatalım şu krizi, devlet işimizi de aşımızı da verir!
nsrnylmz@gmail.com