BIST 8.699
DOLAR 34,27
EURO 37,37
ALTIN 2.913,32

Gecikmiş bir yazı

Twitter'dan twit atan...

Facebook'tan "gönderi" yollayan...

Mail yazan...

Ve fakat hiçbirine cevap alamayan herkes haklı!

Haksız ve bir de suçlu olan biri varsa, o da benim.

Arkadaşlarıma, dostlarıma, öğrencilerime, okurlarıma, seyircilerime ayıp ettim.

Aslında herşey masum bir "Ramazan münasebetiyle kapalıyız"la başladı.

Niyetim; sakin, dingin, huzurlu bir Ramazan geçirmekti.

Ekranda olmayacaktım ama yazacaktım.

Aldığım umre daveti herşeyi altüst etti ve kendimi Ramazan ayının ikinci haftasında kutsal topraklarda buldum.

Hala da buradayım ve niyetim bayrama kadar kalmak.

İki şey için:

BİR: Müslüman olarak dini vecibelerimi yerine getirmek; inandığım dinin doğduğu ve yayıldığı toprakları görmek ve birazcık "fikretmek."

İKİ: Gözlemlemek ve bunları yazmak.

Yaklaşık on gün geride kaldı.

Her ikisi de fena gitmiyor.

Biriktirdiğim Umre notlarını Ramazan'ın sonlarına doğru bu köşeden yayınlamak niyetindeyim.

Hülasa...

Kapısına "Cuma'ya gittim, gelicem" notu asan bakkal kadar olamadığım için cümle dostlardan özür; büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden...

Kutsal topraklardan herkese selam ve dua...

 

***

Yazı tarihine bakarken yine o uğursuz sayıyla karşılaştım.

Bu vesile ile...

Bundan 12 sene önce, 17 Ağustos 1999'da yakınlarını kaybedenlere bir kez daha başsağlığı dilemek isterim.

Allah ölenlere rahmet, yakınlarına sabır; geride kalanlara da "depremle yaşama bilinci" nasip etsin.