Gece Yarısı Ekspresi'nden tarihi özür!
Gece Yarısı Ekspresi Türkiye karşıtı bir film olarak uzun yıllar konuşulmuştu. Filmin gerçek hayattaki kahramanı ve aynı zamanda kitabın yazarı Billy Hayes, "o film gerçek değil" diye özür diledi.
Abone olGece Yarısı Ekspresi Türkiye karşıtı bir film olarak uzun yıllar konuşulmuştu. Filmin gerçek hayattaki kahramanı ve aynı zamanda kitabın yazarı Billy Hayes, Londra'da A Haber'e konuştu. Filmin, yazdığı hikayeye sadık kalmadığını belirten Hayes, çoğu sahnelerin de gerçeği yansıtmadığını söyledi. Özür dileyen Hayes, Türkiye’nin son on yılda bir endüstriyel güce dönüştüğünü, Başbakan Erdoğan'ın da ülkeyi ileriye taşıdığını söyledi.
Alan Parker'ın 1978'de çektiği Gece Yarısı Ekspresi Türkiye karşıtı bir film olarak uzun yıllar konuşuldu.
1970'li yıllarda Türkiye’de hapishaneye düşen Billy Hayes'in yaşadıklarını anlatan filmde olayların çoğu yaşanmadığı halde yaşanmış gibi gösterildi. Filmin gerçek hayattaki kahramanı ve hikayenin yazarı Billy Hayes İngiltere'nin Başkenti Londra'da A Haber'e konuştu.Hayes, bu günlerde Londra'da "Billy Hayes'le Gece Yarısı Ekspresi'nde Yolculuk'' adlı tek kişilik bir gösteri düzenliyor.
Türkiye'de uyuşturucu ile yakalan Hayes, yaklaşık 4 yıl hapis yattı. Hayes, 1975 yılında İmralı Cezaevi'nden kaçtı ve cezaevi yıllarını anlatan "Gece Yarısı Ekspresi" adlı kitabı yazdı. Günümüzün gözde film yönetmeni Hayes, kitabından uyarlanan ünlü filmdeki "Türk İmajı"ndan yıllardır büyük rahatsızlık duyuyor.
Filmin, yazdığı hikayeye sadık kalmadığını belirten Hayes, sahnelerin çoğunun gerçeği yansıtmadığını söylüyor.
"O film gerçek değil. Oliver Stone, Vietnam Savaşı'yla ilgili bir film yapmak istiyordu ancak Hollywood buna pek sıcak bakmıyordu. Zor durumda kalan Stone, kitabımı okumuş ve sinemaya uyarlamaya karar vermişti. Yaklaşık 1 hafta birlikte çalıştık. Gece Yarısı Ekspresi'ndeki karakter yaşadıklarım ve hikayemden oldukça farklı ve gerçeği yansıtmıyor. Örneğin filmdeki karakter bir gardiyanı öldürüyor. Bu gerçek değil çünkü ben bir gardiyan öldürmedim."
Hikayesini film stüdyosuna sattıktan sonra hiç bir resmi hakkı bulunmadığını belirten Hayes, yapılan hatalar için Türkiye’den özür diledi.
"Hikayemi film stüdyosuna sattıktan sonra hiç bir resmi hakkı olmadı ve hikaye tamamen film şirketinin kontrol altına geçti. Film gösterime girdikten sonra yapılan yanlışlardan ve yalanlardan rahatsız olduğumu belirttim.Ama ok yaydan çıktığı için bir şey yapamadım."