Gebelerle yapılan bir araştırma, kadınlara yönelik aile içi şiddetin bu dönemde devam ettiğini ortaya koydu.
Abone olEge Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümran Sevil, Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Emre Yanıkkerem ile ebeler Gülşah Karadaş ve Betül Adıgüzel'in, ''Gebelerde Aile İçi Şiddet'' araştırması, şiddetin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Manisa'da 217 gebeyle yapılan araştırmada, kadınların yüzde 8.8'i ''eşlerinin kendilerini dövdüğünü'' belirtti. Yine 2 gebeden 1'i ''eşleri tarafından itilip kakıldığını'', yüzde 10.6'sı ''eşi tarafından tokatlandığını'', yüzde 6.5'i de ''tekmelendiğini'' kaydetti.
Hamile kadınların yüzde 9.2'si ''eşinin saçından tutup başını sarstığını'', yüzde 30'u ''hakarete maruz kaldığını'' söyledi. Araştırmaya katılan 2 kadın da ''şiddet yüzünden tedavi gördüğünü'' ifade etti.
Araştırma, gelir düzeyi düşük, resmi nikahı olmayan, eşi ile istemeyerek evlenen, geniş aile yapısına sahip, erken yaşta evlenen gebelerin, diğerlerine oranla daha fazla şiddete maruz kaldığını gösterdi. Bu gebelerin, hamilelikleri boyunca sigara kullandığı, kendilerini mutsuz hissettiği ve bu dönemde mide rahatsızlıkları,
kanama, tansiyon gibi problemler yaşadığı tespit edildi.
Aynı araştırmada ayrıca, işsiz ve serbest meslek sahibi, eğitim düzeyi ilkokul ve altı olan erkeklerin eşlerine daha fazla şiddet uyguladığı belirlendi.
YORUM
Gebelik boyunca ve öncesi yaşanan şiddetin, kadın ve çocuk sağlığına ciddi etkileri bulunduğuna işaret edilen araştırmanın değerlendirme bölümünde, istismar edilen kadınlarda düşük, düşük doğum ağırlıklı bebek, erken ve ölü doğumun daha fazla görüldüğü vurgulandı.
Şiddetin neden olduğu aşırı stres ve anksiyetenin de erken doğum ve fetusta büyüme geriliğine yol açtığına işaret edilen değerlendirmede, sağlık çalışanlarının bu tür gebeleri dikkatle izlemesi ve psikolojik destek sağlamasının önemli olduğu vurgulandı.