Gazi Üniversitesi Senatosu, Çin'de yaşanan vahşeti kınadı. Karar, Türk üniversiteleri arasında bir ilk!
Abone olGazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan başkanlığında toplanan üniversite senatosu, Çin'de yaşanan olayları kınadı. Üniversite yönetimi vahşetin bir an evvel durdurulmasını istedi.
Gazi Üniversitesi Senatosu'ndan yapılan açıklama şöyle;
Çin’in Sincan bölgesinde yaşanan Uygurlara yönelik şiddet, vahşet ve aşağılama olayları karşısında derin bir üzüntü içindeyiz. Dünya medyası üzerinden elde edilebilen sınırlı düzeydeki bilgiler ve görüntüler, vahşetin boyutu, kapsamı ve sistematik niteliği hakkında dehşet verici niteliklere sahiptir.
Çin resmi makamlarının yapmış oldukları açıklamalar ile medya üzerinden gelen bilgiler arasındaki olayların mahiyetine, boyutuna dair derin fark endişeleri artırmakta, daha kötü gelişmelerin ortaya çıkabileceğine dair kötümser beklentileri güçlendirmektedir. Bu olayların başlangıcı için her ne söylenirse söylensin, yüzlerce kişinin ölümüne binlercesinin yaralanmasına sebep olacak ölçüde tehlikeli gelişmelerin ortaya çıkması, arka planda etnik, dini bir gerilimin tüm dramatikliğiyle yaşadığı, düzenden sorumlu çevrelerin ise bu gerilimi ortadan kaldırmaya dönük girişimlerde ya bulunmadıkları ya da girişimleri varsa da başarılı olamadıkları gerçeğini ifade etmektedir. Dolayısıyla bugüne kadar gerekli tedbirleri almakta yeterli olmayan düzenden sorumlu yetkililerin bundan sonrası için neler yapacakları, ne tür yöntemlerle bu gerilimi ortadan kaldıracakları hususu hayati bir sorun olarak tüm insanlığın önünde durmaktadır.
Çin, tarihin derinliklerine uzanan bir medeniyetin, yerleşik hayat düzeninin ve tüm insanlık için anlamlı moral kaynak niteliğindeki Konfiçyusçu geleneğin sahibi olan bir devlet ve toplumdur. Son zamanlarda ekonomide hayranlık verici başarılar elde etmiş, dünya çapındaki üretim ve ticarette payını istikrarlı bir şekilde sürekli artırmış, nihayet kalkınmanın semerelerini vatandaşlarına tatminkâr ölçüde dağıtmakta başarılı olmuş bir ülke gerçeği karşımızda durmaktadır. Ancak ne yazık ki, ekonomideki başarının, toplumsal ilişkiler alanına, modern bir devlet olarak kendi içindeki etnik ve dini gerginlikleri hak ve ödevlere sahip eşit yurttaşlık temelinde çözme politikalarına yeteri ölçüde taşınmadığına dair kuşkular öteden beri dünya kamuoyunca paylaşılan bir fikir durumundadır. Nitekim Sincan bölgesinde meydana gelen vahşet bu kuşkuları daha da artırmıştır. Çin yönetiminin bundan sonra atacağı her adımın, söyleyeceği her sözün, Sincan bölgesine yönelik her politikasının yakın geçmişin kötü tecrübeleri ışığında çok daha dikkatle ve tedbirli bir gözle izleneceği, insanlığın ortak değerleriyle derinden bağlantılı gelişmelerin hassasiyetle takip edileceği ve dünya kamuoyunca paylaşılacağı muhakkaktır.
Gazi Üniversitesi olarak Uygur Türklerinin bölgede yaşadığı zalimliği ve vahşeti şiddetle kınıyor, müsebbiplerin en kısa sürede adaletin karşısına çıkartılması gerektiği talebimizi ifade ediyoruz.
Sincan bölgesinde yaşanan olayların toplumsal politik yönleri olduğu gibi bilimsel olarak anlaşılıp takip edilmesi gereken nitelikleri de mevcuttur. Soruna evrensel normlar istikametinde yaklaşma niyet ve iddiasına sahip bulunduklarına inanmak istediğimiz Çinli yetkililere, olup bitenleri nesnel bir şekilde değerlendirme çabalarına Türkiye’den bilimsel katkı yapmaya hazır olduğumuzu, bu yönde bir talebi memnuniyetle kabul edeceğimizi ayrıca bildirmek isteriz.