Gazi Mahallesi'nde altyapı yetersizliği, işsizlik, hırsızlık ve çeteleşme en en büyük sorunlar olarak öne çıkıyor. Seçimden sonra aynı sorunlarla yine başbaşa kalacaklarını söyleyen Gazililer "Ötekinin de ötekisiyiz biz" diyor.
Abone olGazi Mahallesi’nin seçimlerden fazla bir beklentisi yok.
Mahalleli, 30 Mart’ın ertesi gün de, 30 Mart’tan yıllar sonra da alt yapının yetersiz, işsizliğin fazla, hırsızlık, çeteleşmenin arttığı bir mahalleye uyanacaklarını söylüyor.
Zira Gazili Cemal Bayturan’ın ifadesiyle onlar, “Ötekinin de ötekisi.” Belediyecilikten fazla bir beklentileri de yok.
Geçen yaz Gezi eylemleri sırasında geldiğim Gazi’ye aylar sonra tekrar uğradığımda ilk dikkatimi çeken duvarların yeni sesleri oluyor.
Sol örgütlerin afişlerinin yanı sıra Berkin Elvan’ın da adı da eklenmiş duvarlara.
‘Gazi esnafı’ imzalı afişlerde Gezi eylemlerinde ölen gençlerle beraber Berkin Elvan’ın fotoğrafı, altında da ‘Berkin Elvan ölümsüzdür’ yazısı var.
Yol boyunca gençlerin yeni asmaya başladığı bir diğer afişte de “Berkin’in alamadığı ekmeği Bilal’e yedirmeyiz” yazıyor.
Cemal’in deyimiyle “Dünyanın bir ucunda tokat atılsa, Gazi buradan hisseder.”
“Direnmeyi seven bir topluluk. Hem Alevisin, hem solcusun, dışlanmak için çok neden var. Tek yapacağın şey direnmek.”
Mahallenin en büyük sorunun ‘yozlaşma’ olduğunu söyleyen Cemal, uyuşturucu, esrar satışının, çeteleşmenin, fuhuş ve hırsızlığın yaygınlaşmasının mahallenin en büyük sorunu olduğu görüşünde.
Bir de işsizlik. Her ne kadar toplumun genel sorunu olsa da Gazi için durumun biraz daha farklı olduğunu Cemal şöyle ifade ediyor: “Özgeçmişine biri Gazi Mahallesi yazsa, diğeri de Beşiktaş yazsa kimin kazanacağı daha oradan belli olur.”
Gazi, yine muhalif kimliğiyle bilinen Mustafa Kemal (1 Mayıs) mahallesi gibi yerel yönetimleri bölünen bölgelerden.
Yunus Emre, Zübeyde Hanım, 75. Yıl ve Gazi Mahallesi olarak yeniden adlandırılıp yeni yönetimlerine temsil edilen semt Anadolu’dan aldığı göçlerle yaklaşık 40 yıl önce kurulan bir yerleşim.
'Amaç direnişi zayıflatmak'
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sultangazi Şubesi Başkanı Göksel Fidan’a göre, muhalif kimliğiyle öne çıkan mahalleleri ayırmaktaki amaç “yıllar boyu aidiyetle doğan ortaklaşmayı bölmek ve var olan direnişi zayıflatmak.”
Gazi’nin en çok ‘kentsel dönüşüm’den tedirgin olduğunu ifade eden Göksel Fidan, Alevilerin çoğunlukta yaşadığı mahallede “Zalimin zulmüne karşı bir birleşme” olduğunu ve birçok farklı bölgede Berkin Elvan eylemleri sırasında onbinlerce kişinin sokağa çıkmasını da bu birleşmenin bir yansıması olduğunu söylüyor.
Mahallenin genç kuşağı 1995 olaylarını, ailelerinin anlattıklarından, kitaplardan biliyor.
Gezi olaylarında, ‘ilk defa eyleme giden belki de 1995’ten haberi olmayan’ bir çok yaşıtlarına kıyasla haklarını sokakta aramaya daha erken yaşta başlamışlar.
Aylar sonra tekrar geldiğim Gazi’de, ‘Gezi olaylarının mahallelerinde veya mahallenin dışarıya yansıyan algısında bir değişiklik yaratıp yaratmadığını’ soruyorum...
Gazi algısının “Sosyalist ortamlarda değişmediğini” söyleyen Cemal şöyle devam ediyor:
'Eskiden terörist, şimdi direnişçi'
“Ama Kemalist sol tayfada değişti. Eskiden terörist diyorlardı. Şimdi direnişçi.”
Pir Sultan Abdal Derneğinden Göksel Fidan ise, “Gezi süreci, Gazi mahallesi gibi mahallelerin direnişlerin sonucudur” diyor.
Gazi mahallesi, kendine has ‘Anadolu mozaiğiyle’ döküldüğü sokaklarda ‘kendilerinden farklı’ olanları görmeye alışık değilmiş.
Fakat toplumda AKP’ye karşı yeni bir ‘homojen’ yapının oluştuğu da dillerinde. Aylar önce bir araya geldiğim SDP ilçe temsilcisi Halil Sönmez bu yapıyı şöyle ifade ediyor:
“Gezi bir kimlik arayışıydı ve bu kimlik artık şekillenmiş durumda. Yalnızca heterojen yapı, giderek homojenleşiyor. Gazi her zaman politik her zaman mücadele halinde. Gezi buraya ek bir şey getirmedi ama bu direnişi tüm Türkiye’ye yaydı. Daha geniş kitleleri birleştirdi.”
Gezi eylemlerine benzer bir durumun Berkin Elvan’ın ölümüyle yaşandığını hatırlatan Halil’e, ‘Neden Twitter, YouTube kapatıldığında veya yolsuzluk iddialarına karşı yine Gezi benzeri kitlesel bir eylem yaşanmadığını’ soruyorum.
“Artık seçime dönük bir pozisyon var” diyor.
“Toplum seçime dönük bir erteleme yaptı. Sandık adres gösterildi. Ama AKP iktidarı kaybeder ve yerine CHP veya diğer düzen partileri gelse bile sokağa çıkma anlamında değişen bir şey olmayacak. Çünkü bu toplum artık hak arama özgürlüğünün sokaktan geldiğinin bilincine varmış. Mücadele ve direnişin bilincini almış bir toplumun her zaman sokağa meyli vardır.”
Mahallede sohbet ettiklerime göre yıllar boyu ‘Gazi bağırdıkça, birilerinin kulakları da o kadar duymaz’ olmuş.
Yerel seçim odaklı değil onların talepleri. Yerel yönetimlerin, ülke yönetiminden bağımsız görülmediği bölgelerin bir temsilcisi.
Ve belki de Anadolu’nun bir çok farklı bölgesinin talepleriyle burada oluşan siyasal anlayış, Türkiye’de bir kuşağın yeni tanıştığı bilincin de tohumu.