Star yazarı Hadi Özışık'ın gazetecilerin içinde bulunduğu temel çelişkileri ortaya koydu. Bir yanda ekmek parası için 'ne iş olsa yaparımcılar' diğer yanda ise...
Abone olStar Gazetesi yazarı Hadi Özışık, gazetecilerin içinde bulunduğu çelişkili durumu ortaya koydu. Özışık'a göre bir yanda işsiz kaldığı için ne iş olsa yapmaya hazır gazeteciler, diğer yanda ise birkaç başarılı habere imza attıktan sonra eda ve tavırlarında değişiklik gösterenler. Özışık'ın "Bizim mesleğin kabadayıları!" yazısında kuşatıcı tespitlere yer veriliyor:
Küçücük bir ilan ve sonrasında yağmur olup yağan e-mailler. Bizim mesleğimizde ne çok işsiz varmış meğer...
-Bu işe ihtiyacım var...
Çocuğuna mama alamayan gazeteci, işte böyle haykırıyor iş kapısı açan kişiye... Şu veya bu değil, "Ne iş olsa yaparım!" diyor yıllarca benim mesleğime emek veren gazeteci. 24 saat çalışmak istiyor, gece, gündüz farketmiyor üstelik.
İş olsun yeter ki!
Bir bakın etrafınıza; kirasını, çocuğunun dershane parasını ödeyemeyen, okul servisinden çocuğunu almak zorunda kalan, ne çok gazeteci var. Kimi hasta yatağında kıvranıyor, kimi sokaklarda gözleme yapıyor, kimi de bir kahvede çaycılık....
Neden?
Bir değil, çok sayıda neden var... Falanca kişinin adamıysan yerin sağlam. Meziyet, başarı hikaye! Sağlam bir ekibe sırtını dayaman yeterli!
Gazetecilerin işsiz kalmasını sağlayan birinci ve bence en önemli neden bu...
Bizim mesleğin bir de kabadayıları var!
Ekmeğine kabadayılık eden gazetecilerden söz ediyorum. Birkaç başarılı haberin altına atılan imzanın ardından kabadayılık baş gösteriyor. Diklenmeler, iki günde bir hastalanmalar, mesai saatini kendi belirlemeler. İtiraz gelince de, "Giderim ha!" tehditileri...
Ne olur gidince?
Hiç! Giden gazeteci, yaptığı kabadayılığın bedelini ağır ödüyor sonra. Pişmanlık duyuyor duymasına ama, onun yeri çoktan dolmuştur artık! Bir tek gazeteci değil ekmeğine kabadayılık eden... Her işte, her kuruluşta ekmek kabadayıları vardır muhakkak. Bizim meslekte biraz daha fazla var galiba.
Neden acaba?
Yazı: Hadi Özışık
Kaynak: