BIST 9.390
DOLAR 34,44
EURO 36,37
ALTIN 2.837,16
HABER /  GÜNCEL

Gazetecilik ve fahişelik

Referans Gazetesi yazarı Eyüp Can, gazetecelik ve fahişelik arasındaki ortak noktaya dikkat çekti. Can, bu konuda yetkili olan yetkilileri göreve çağırdı..

Abone ol

İşte Eyüp Can'ın kaleminden ki mesleğin buluştuğu ortak payda: Türkiye’de çalışma belgesini hala devletten alan iki meslek var; biri gazeteciler diğeri fahişeler. Biz Başbakanlık'tan alınan "sarı basın kartı" ile çalışıyoruz, onlarsa İçişleri Bakanlığı’ndan aldıkları vesikalarla! İğneyi TOBB, TİM ve Sanayi Bakanlığı’na batırınca çuvaldızı kendimize batırmak farz oldu. Gerçi TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve TİM Başkanı Oğuz Satıcı’nın cesur ve eleştirel çıkışına rağmen Sanayi Bakanı Ali Coşkun sessizliğini koruyor ama, Türkiye’nin en önemli meslek örgütlerinin çift cinsiyetli hukuki statüsünü AB sürecine uygun bir biçimde yeniden düzenlemeye dönük çalışmaların alttan alta başlatıldığı da artık sır değil. Ankara büromuzdan görüştüğüm arkadaşlar, konuyla yakından ilgilenen Türkiye’nin sayılı Anayasa Hukukçularından Burhan Kuzu’nun, adı meclis başkanlığı için gündeme geldiğinden bu yana ortalıkta görünmemeye özen gösterdiğini söylüyor. Ali Coşkun ve Burhan Kuzu’nun sessizliğini TİM’in kuruluşunda önemli rol oynayan dönemin bakanı Ekrem Pakdemirli bozuyor. Pakdemirli gayet samimi bir biçimde TİM’i fazlasıyla politize olan TOBB’a karşı alternatif olsun diye kurduklarını Referans’a açıkladı. Yani dolaylı bir biçimde, ‘TOBB bizim değil diğer siyasi güçlerin hareket alanı içindeydi, biz de kendi hareket alanımızı genişletmek adına TİM’in kuruluşuna öncülük ettik’ demeye getirdi. Maksadım geçmişin tozlu raflarından yeni tartışmalar çıkarmak değil. Fakat serbest piyasanın en önemli oyuncuları, böylesine politize amaçlarla kurulunca, üstüne üstlük bir de Anayasa ile ‘kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü’ diye çift cinsiyetli tanımlanınca, "hünsa-i müşkül" durumdan kurtulmak mümkün olmuyor. Belki bazılarımız farkında değiliz ama TOBB, Türkiye’nin AB tarafından en çok muhatap alınan kurumlarının başında geliyor. Müzakere süreci başladıktan sonra TOBB’un etkinliği ve önemi daha da artacak. Çünkü Türkiye’de sanayiinin ve ticaretin kalbi, 1 milyon 200 bin üyeye sahip odalar ve borsalar birliğinde atıyor. Türkiye’nin can simidi konumundaki ihracatçılar meclisi TİM, daha müzakereler başlamadan yüzde 70’leri aşan Avrupa ihracatı ile, tüm kamu kurumlarının önünde gidiyor. Her türlü reform ve AB uyum programının uygulanması TOBB ve TİM’in hareket kabiliyetine bakıyor. Fakat bu kritik eşikte bile TOBB hala Anayasanın 133. maddesi ile idari ve mali denetimi Sanayii Bakanlığına bağlı yarı resmi bir hüviyet taşıyor. Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, TİM’i Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bir uzantısı gibi görüyor. Hatta öyle ki Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde hareket alanının kısılması ihtimaline karşılık İthalatçılar Meclisi adıyla yeni bir örgütlenme başlattı. Pakdemirli’nin yıllar önce gerçekleştirdiği TOBB’a karşı TİM operasyonuna, TİM’e karşı İM’le cevap verdi. Siyasetin gölgesi iş dünyasını mitoz bölünmeyle; ithalatçı-ihracatçı-sanayici-borsacı-odacı gibi sanal ayrımlara sürüklüyor. TOBB ve TİM başkanları ‘biz imtiyazlarımızdan vazgeçmeye hazırız yeter ki hükümet serbest piyasa ve AB koşullarında gerekli düzenlemeyi yapsın’ derken, hükümet yetkilileri ‘sürrel zina tartışmalarıyla’ vakit kaybediyor. Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen müzakerelerin başlayacağına dair sinyali verdi. Keşke bu sinyal, zina tartışmalarının gölgesinde değil de, çift cinsiyetli meslek örgütlenmelerinin daha özerk hale getirilmesi arifesinde verilseydi. Fakat şimdilik özerkleşme adına somut bir adım yok. Bu adım atılana kadar iğneyi TOBB, TİM ve Sanayi Bakanlığı’na batırmaya devam edeceğim. Çuvaldıza gelince, acıtacak ama tüm meslektaşlarım adına şu basit hatırlatmayı yapacağım. Türkiye’de çalışma belgesini, yani kimlik kartını hala devletten alan iki meslek var; biri gazeteciler diğeri fahişeler. Biz Devlet Bakanlığı’na bağlı Basın Enformasyon Müdürlüğü’nden alınan "sarı basın kartı" ile çalışıyoruz, onlarsa İçişleri Bakanlığı’ndan aldıkları vesikalarla! Zinayı suç saymadan önce bu ayıptan kurtulmamız gerekmiyor mu? Yazı: Eyüp Can Kaynak: Referans Gazetesi